17 Aralık 2021 Cuma

PETROL FIRTINASI

PETROL FIRTINASI *Raif Karadağ, Üçüncü Baskı, 1979, Adak Yayınları, İstanbul, (Divan Yayınları) *Kitabın Önsöz’ünde şunlar var: *“Dünyada her şey, ama akla gelebilen her şey, hammadde kaynaklarına bağlıdır…/… Son asır… mücadelenin mihrakını ise, petrol teşkil etmektedir. Yirminci asrın başlangıcı… devletlerin mücadelesine şahid olmuştur…/… Denilebilir, ki dünya bugün eğer teknik sahada korkunç bir ilerleme kaydetmiş ise, bu ilerlemeyi petrole borçludur… 1880 yılından beri bu madde etrafında cereyan eden mücadeleler bu hususu teyid etmektedir./ Halen dünya’da petrol’a sahip iki beynelmilel dev şirket, büyük ve çok ciddi bir mücadelenin içindedirler… mücadele… her ne pahasına olursa olsun… bütün gücü ile devam etmektedir. Bu mücadele Amerikalı… Rockfeller’in… STANDART OIL Co. İle İngiliz-Hollanda… ROYAL DUTCH – SHELL Grupu ve Rusya arasında devam etmektedir. Bu kitapta okuyacağınız her şey, hakikatın tam ifadesidir diyemeyiz. Amma hakikata en yakındır diyebiliriz…/ Yapılan bu çalışmanın hatasız olduğunu iddia etmiyorum. Elbette bir çok hatalar olabilecektir. Büyük mikyasta noksanlar olacaktır. Bunu biliyor ve daha derine inemediğim için cidden esef ediyorum. Fakat buna rağmen, 30 yıllık bir çalışma sonunda meydana konan bu kitap, iddia ediyorum ki hakikate en yakın olanıdır…/ Raif Karadağ/ Pendik/İstanbul/18/6/1969” *Arka kapak yazısında da şunlar: *“Bu gün medeniyetin teknik inkişafında hala en mühim hareket ve enerji kaynağını teşkil eden petrol, aynı zamanda, dünya siyasetinin de açık-kapalı mücadele mevzularından biri ve belki başlıcasıdır. Petrolün bu siyasi mahiyeti üzerinde uzun zaman çalışan ve esrarı hala çözülemiyen bir ölümle Ankara’da bir otel odasında ölen merhum Raif Karadağ bey’in bu eseri cihan-şumul bir mücadelenin bir safhası ile ilgilidir./…/ DAĞITIM:/ DİVAN YAYINLARI” * Kitabın ekindeki bir kitap tanıtım ilanında ise şunlar yer alıyor: *“Osmanlı Devletinin yıkılmasına matuf isyanların başlangıcı ile, bugünkü anarşik ortam ve ihtilal gayretleri arasındaki şaşırtıcı benzerlikler. Bu belgesel eseri okuduktan sonra, bilinmezliğe terkedilen TARİHİ GERÇEKLERİN ışığında ‘Batılılaşma ihaneti’ ile sahte kahramanları daha iyi tanıyacak, kararı siz vereceksiniz./ DİVAN YAYINLARI/ Sultan İkinci/ ABDÜLHAMİD/ ve Osmanlı İmparatorluğunda/ KOMİTACILAR/ ÜÇÜNCÜ BASKI/ Nizameddin Nazif Tepedelenlioğlu” *** *İlginç bir kitap. *Sanki bir gizli servis işler romanı. *Yazarın önsözde belirttiği gibi, yazılan her şey doğru değil, ama doğrular var ve düşünmeye teşvik edici. *Zaman kaymaları yapan ve zamandan kopuk bir eser. Bilinçli bir anlayışın ürünü olduğunu düşündüğüm bu durumsa yanıltıcı çıkarımlara neden olabilecek nitelikte. *Bütün bir yakın tarih tamamen petrole bağlanıyor, ki bence, bu görüş, başka bazı görüş ve değerlendirmeleri gibi, bir ölçüde de olsa, abartılı bir değerlendirmenin ürünü. *** *Kitaptaki anlatıma göre, dönem tarihinin dinamiği sanki Amerikalı Standard ile İngiliz Shell şirketlerinin, başka bir ifadeyle Rockfeller ile Deterding’in rekabetinden ibaret. Ve bu ikisi de, bir dönem biri, başka bir dönem diğeri olmak üzere, zaman zaman diğerine karşı Ruslarla, yani komünistlerle, bilinçli olarak, müttefik olup, ittifak kurup, iş birliği yapıyor. *İran’da da, hem Musaddık hem de Fedaiyanı İslam Cemiyeti güya komünistlerin müttefikleri imişler ve komünistler yararına iş görüyorlarmış. *Ve yoğun bir komünizm karşıtlığı var. *Ayrıca, İkinci Abdülhamid’e övgü, İttihat ve Terakki’ye antipati ve Cumhuriyet’e soğukluk var. *** Kitapta Osmanlı döneminde Musul petrolleri için imtiyazı verilmesi konusunda şunlar söyleniyor: *“CAHİD BEYİN LONDRA SEYAHATİ VE ELDEN ÇIKAN PETROLLER/…/ 1914 yılı Mart ayının 10 na takaddüm eden günlerde, Londra’da hummalı bir faaliyet vardı… Osmanlı Maliye Nazırı Cavid Beyin Londra’da giriştiği bir takım faaliyetler başlıca amil olmuştu./… Yanında Düyun-u Umumiyede mühim bir mevkii olan ve kendisine Ermeni hanedanına mensup bulunduğu süsünü vererek kendi kendine prens diyen Kalust Gülbenkyan vardı… müzakereler yaparken… Cavid Bey… acele… İstanbul’a döndü… Gülbenkyan’ı müzakerelere Osmanlı Devleti adına devam etmek üzere orada bıraktı… İngilizlerin ellerine muazzam bir fırsat geçmiş oluyordu… Gülbenkyan ile bir anlaşma imzaladılar. Bu anlaşma ile de İngilizler, sonradan zorla girdikleri Musul’dan bir daha çıkmayacaklar ve Orta- şark petrollerini diledikleri gibi kullanacaklardı. Bu anlaşma, bir eski Türk vatandaşını “Mister Yüzde Beş” olarak dünyanın en büyük zenginleri arasına soktu. İngilizler aynen İranda olduğu gibi, Irak petrollerini de akla gelmedik bir yolla ellerine geçirdiler./… 19 Mart 1914… takaddüm eden günlerde Londra’da… Doyçe Orient Bank ile Royal Deutch-Shell grupları arasında… aktedilen anlaşmada, en büyük rolü İngilizler tarafında bulunan… Gülbenkyan ile Sir E. Cassel oynamıştır. Bu tarihte… anlaşmayı imza ettiler, ve (The Turkish Petroleum Company Limited) teşekkül etti… hisseleri şöyle tesbit edildi… yüzde elli… İngiliz… D’Arcy grubu adı ile faaliyet gösteren gruba, yüzde yirmi beşi İngiliz… Anglo Saxon Petroleum’a ve… yüzde yirmi beşi de Doyçe Orient Bak’a aitti./…/ The Turkish Petroleum… anlaşmanın üzerinden 11 gün geçtikten sonra, 30 Mart 1914 de Osmanlı… Ticaret ve Ziraat Nezaretine müracaat ederek bütün Irak’a şamil olmak üzere petrol imtiyazı talebinde bulundu. Cavid Beyin hatası yüzünden meydana gelen bu emrivaki karşısında, İttihat ve Terakki ister istemez bu imtiyazı verdi ve böylece İngilizler Irak petrol sahalarına yerleşiverdiler./ Gerek İngilizler gerek Almanlar… işletme imtiyazlarını, Osmanlı… fiilen harbe girinceye kadar ellerinde ancak tutabildiler… harbe girdiği andan itibaren… hakları işlemez oldu. Fakat… imtiyaz anlaşması mevcuttur… harp sonrası, Türkiye Cumhuriyetine çok pahalıya mal olan bir takım neticeler meydana gelmişti. Bu neticelerin başıKitaptan diğer bazı notlar da şöyle: D’Arcy’nin İran petrol imtiyazını alması bambaşka bir şekilde anlatılıyor. s. 36-44 “Yirminci asrın başından itibaren Avrupa kıt’ası… büyük bir mücadele…/ … mücadele Bankalar ve gizli ajanlar vasıtasıyla yürütülüyordu” 51 -“… huzur, insanlık için seraptan başka bir şey değildir” 57 İngilizler Birinci Dünya Savaşı sonrasında Romanya’da petrolün millileştirilmesi fikrini propaganda edip benimsettiler, bunun sonucunda 1921’de petrollerinin %60’ı Romenlerin oldu. 58 “… asrın en büyük siyasilerinden olan İkinci Sultan Abdülhamid Han…” 61 ve ayrıca 64 “Osmanlı İmparatorluğunun adeta zorla Almanlar safına itilerek Birinci Dünya Savaşına katılması…” 63 “1908 yılı Osmanlı… için en kritik ve nazik bir devredir. Bu devre ile birlikte iç ve dış tavizler başladı… Bu tarihte “Hareket Ordusu” adı altında İstanbulu işgal ve yağma eden Rum-Bulgar-Sırp Hırvat ve Arnavut çetelerinin de kadrosu içinde bulunduğu Üçüncü Ordu, bütün memlekete hakimdi. Mahmut Şevket Paşa ve İttihat ve Terakki Fırkası, ilhamını nereden aldığı bilinmeyen bir ta’viz siyasetine giriverdi./ Sultan İkinci Abdülhamidin bütün tazyik ve tehditler karşısında titizlikle muhafaza etmesini bildiği petrol havzası da İttihat ve Terakki haydutlarının kurbanı oldu… Sultan Abdülhamidin hal’ine kadar Memalik-i Şahane olarak ilan edilmiş bulunan petrol sahaları, 1824 yılının 24 Temmuzunda ilan edilen Meşrutiyetle birlikte Ticaret ve Ziraat Nezaretine intikal ediyordu” 69 “Dokotovsky’nin… söyledikleri…./ “… menfaatlerini korumak hususunda Rusya, Türkler ile daima uyuşabilecektir…”…” 81 -“İttihat ve Terakki, gaflet, hatta ihanet içersinde hükümet ediyordu” 88 nda Musul’un Türkiye hudutları dışında bırakılması yer alır" 104-107 *Oysa, daha sonra yazılan çeşitli kaynaklarda bu konuda çok farklı anlatımlar var. *** 17.12.2021 *** Kitaptan diğer bazı notlar da şöyle: D’Arcy’nin İran petrol imtiyazını alması bambaşka bir şekilde anlatılıyor. s. 36-44 “Yirminci asrın başından itibaren Avrupa kıt’ası… büyük bir mücadele…/ … mücadele Bankalar ve gizli ajanlar vasıtasıyla yürütülüyordu” 51 -“… huzur, insanlık için seraptan başka bir şey değildir” 57 İngilizler Birinci Dünya Savaşı sonrasında Romanya’da petrolün millileştirilmesi fikrini propaganda edip benimsettiler, bunun sonucunda 1921’de petrollerinin %60’ı Romenlerin oldu. 58 “… asrın en büyük siyasilerinden olan İkinci Sultan Abdülhamid Han…” 61 ve ayrıca 64 “Osmanlı İmparatorluğunun adeta zorla Almanlar safına itilerek Birinci Dünya Savaşına katılması…” 63 “1908 yılı Osmanlı… için en kritik ve nazik bir devredir. Bu devre ile birlikte iç ve dış tavizler başladı… Bu tarihte “Hareket Ordusu” adı altında İstanbulu işgal ve yağma eden Rum-Bulgar-Sırp Hırvat ve Arnavut çetelerinin de kadrosu içinde bulunduğu Üçüncü Ordu, bütün memlekete hakimdi. Mahmut Şevket Paşa ve İttihat ve Terakki Fırkası, ilhamını nereden aldığı bilinmeyen bir ta’viz siyasetine giriverdi./ Sultan İkinci Abdülhamidin bütün tazyik ve tehditler karşısında titizlikle muhafaza etmesini bildiği petrol havzası da İttihat ve Terakki haydutlarının kurbanı oldu… Sultan Abdülhamidin hal’ine kadar Memalik-i Şahane olarak ilan edilmiş bulunan petrol sahaları, 1824 yılının 24 Temmuzunda ilan edilen Meşrutiyetle birlikte Ticaret ve Ziraat Nezaretine intikal ediyordu” 69 “Dokotovsky’nin… söyledikleri…./ “… menfaatlerini korumak hususunda Rusya, Türkler ile daima uyuşabilecektir…”…” 81 -“İttihat ve Terakki, gaflet, hatta ihanet içersinde hükümet ediyordu” 88 ***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder