Yeni Türkiye'nin Hikayesi
CAN KOZANOĞLU, SÖYLEŞİ: MİRGÜN CABAS, 3. basım: Ağustos 2021, Can Sanat Yayınları, İstanbul
Bir "arkadaş sohbeti".
Yaklaşık son 50 yılın Türkiye'sini konuşmuşlar .
Genelde bilinen şeyler.
Yine de, fazla olmasa da, benim için yeni şeyler de var.
İçinde bulundukları yayın alanı konusunda konuştukları bazı hususlar benim dışarıdan göremediğim şeyler; dolayısıyla bu konular benim için bilgilendirici oldu.
Üzerinde hiç yoğunlaşmadığım için uzak düştüğüm başka bazı konularda söylenen bazı şeyler de.
Genelde de arkadaş sohbetini ve iki arkadaşı sevimli buldum, hernekadar son kısımlardaki bazı bölümler hiç olmasaydı, keşke, diye düşündüysem de.
Bazı konulardaki benim düşünceme uyan bazı şeyler de benim ifade edebileceğimden çok çok daha güzel ifade edilmiş, şu örnekte olduğu gibi:
-"Ben sosyalist olarak daha iyisini, onun da ötesini isterim fakat AB'nin, özellikle çekirdek ülkelerin yurttaşlarına sağladıkları özgürlüklerin, hakların, güvencelerin, kültürel alanların belki de tarihte yakalanmış en yüksek standartlar olduğunu kabul etmek lazım. O açıdan haklarını teslim etmek gerekir" (s. 475)
Bir yerde de, buna karşıt olan Batı karşıtı görüşlerin İslamcıların görüş ve anlayışlarını yansıttığı ve soldan gelen bazı ulusalcıların da bu anlayışa destek verdikleri belirtiliyor ki, bence, bu konudaki ifadeler de çok doğruydu.
*
Katılmadığım yönler olduysa da, sonuçta kitabı genelde sevimli buldum.
Ama adını değil!
*
Kitaptan bir kaç not da şöyle:
-1980'lerde "... kültür üretiminin ve tüketiminin yeni versiyonlarıyla yaşama konusunda, Türkiye ülke olarak acemiydi" 38
-"Lise yıllarında... Her şeyin en kötüsünü arıyoruz" 41
-"İletişim.../.../... çevre... Kemalizm eleştirisini yaygınlaştırma konusundaki çabaları, bir dönem için Türkiye'nin ihtiyaç duyduğu bir şeydi. Fakat zaman içinde eleştirinin takıntıya dönüştüğünü düşünüyorum... genel sorunumuz... Başka bir tarafın muhafazakarlık eleştirisi, başka bir tarafın liberallik eleştirisi" 42
-"Bağlamış olduğun için kendi beynini manipüle etmeye başlıyorsun; aslında söylediğim doğruydu diye. Fikirleri geçtim, artık kafanda olguları çarpıtmaya başlıyorsun" 45
-"Haberciliği, muhabirliği fetişleştiren meslektaşlarım gibi değilim" 57
-"12 Eylül sonrasında Türkiye solunun ya da sosyalist solun halini... kabaca dörde ayırabiliriz" 63
-"En kötünün içindeki espriyi yakalayabilmek de hayatta bir meziyet diye düşünüyorum... Bir insanın ahmak olduğunu anlamanın yollarından biri, kötünün içindeki espriyi görüp göremediğidir bana kalırsa. Kötünün kötülüğünden doğan espriyi" 67
-"İnsan okudukça, düşündükçe yargılarının keskinliği törpüleniyor. En azından bende... belki'ler... Herhalde'ler... ama'lar artmaya başladı" 71
-"... sözün şehvetinden sakınmak lazım" 75
-"Derin Amerika dediğim... Taşranın sıradan Amerikalıları.../.../ Amerika'nın kendisi gibi olmayanlardan rahatsızlık duyan yüzü" 86
-"ANAP... sen diyorsun ki, aslında dört eğilim değil tek bir eğilim üzerinde yükselen bir partidir. O da insanların "yırtma" hayalleridir. ANAP yırtmayı temsil ediyor.../.../ Amerikan rüyasının Türkçeye tercümesidir o. Aslında Cumhuriyet'in kuruluş ideolojisinde de vardır zengin yaratma hedefi. Hatta İttihat ve Terakki'ye kadar gider" 107
-"Yarı legal ya da illegal işleri yapacak... Legal iş yapanlar sorun yaşadığı zaman da onlar devreye girecek. Bacağa saydırmak deniyor ya... ANAP içindeki koalisyon ya da ittifak buydu... Gazinolarda patlayan silahlar... Bu iki grup, ANAP içinde zorunlu ittifak halindeydi" 110
-"... her göç dalgası, özellikle ekonomi temelli göç dalgaları üç koldan değişim yaratır. Göçenler değişir, göçtükleri yerde karşılaştıkları insanlar değişir, geride kalanlar değişir. Göçenlere dönersek, bir müddet kültürel anlamda içe kapanırlar ki o müddet pek de uzun olmaz genellikle.../.../ Birinci kuşak da zaman içinde biraz uyum sağlar aslında. İkinci kuşak, en zor kuşak. Kendileri için de zor, muhatap oldukları için de zor. Eski değerler ve normlar silikleşmiş, yenileri tam oturmamış... Üçüncü kuşak... iyice uyum sağlamıştır artık. Köklerinden, birinci kuşağın kimliğinden büsbütün uzaklaşabilir ya da kimliğine farklı bir dille sahip çıkar" 144, 145
-"Evet, bu ülkenin uzun yıllar bir resmi kültürü vardı, şimdi başka bir resmi kültür yürürlükte" 153
-"Faşizm konuşma yasağı değil söyleme mecburiyetidir" 192
-"Tarihteki kinçlerin çoğu kitlesel eğlencedir" 202
-"İslamcıların mağduriyet söylemlerinde somut gerçeklik bulunmaz her zaman... Çok nadiren bulunur" 232
-"... kitleyi her yola girecek kıvama getirirler" 239
-"Erdoğan anlık olarak bakıldığında hep çok sert ve katı. Ama siyasi kariyeri, birbiriyle pek uyumlu olmayan katılık anlarının toplamından oluşuyor. Bu da esneklik, fazla esneklik anlamına geliyor" 240
-"Hayat dini reforme eder, birtakım insanlar da artık o reform iyice belirginleştiği zaman çıkıp onu ilan eder" 241
-"500 yıl önceki papa da bugün Vatikan'a gitse, meczup muamelesi görebilir. Kişilik farkı değil, çağ farkı.../.../... "Gerçek İslam bu değil" sözü var ya... Peki, gerçek İslam ne? Daha doğrusu gerçek İslam, gerçek Hıristiyanlık, gerçek Budizm olur mu? En basit karşılaştırma yöntemi, çift eksenli karşılaştırma. Zaman ekseni ve coğrafya ekseni. 17. yüzyıldaki Katoliklik ile 21. yüzyıldaki Katoliklik bir olabilir mi?" 242
-"Anlaşılmazlığın büyüsü, cazibesi, karizması" 300
-"Gülen... Rejimi tehdit etmeyecek, devletçi dindarlık" 304
-"... muhafazkarların devlet kadrolarından tamamen dışlandığı abartıdır, çarpıtmadır, özellikle 1950 sonrası için" 305
-"... devlet kadrolarında dindarların ezildiği, muhafazakarların bütünüyle dışlandığı filan da biraz İslamcı propagandasıdır... Olmuştur tabii bazı mağduriyetleri. Fakat 1950'den sonra sürülen, eziyet çeken; taşra tutuculuğuna ters düştüğü için bedel ödeyen solcu öğretmenlerin yanında sayıları azdır diye düşünüyorum" 307
(Benim notum: Ne kadar çekingen davranmış! Bir türlü, hatta sürekli olarak yoğun bir biçimde kollanmışlardır, diyememiş.)
-"Türkiye'deki aydınların, sol geçmişi olanların özellikle, birbirlerine pek iyi davranmadığı bir gerçek" 318
(Benim notum: Bu durumun nedeni, genelde solcuların birbirine düşman olmasının da nedeni değil mi?)
-"Dost faşizminin korkusu" 336
-"Sorun yaratma konusunda da sonra o sorunları çözme konusunda da üretken bir canlı, insan.../.../ Müthiş bir hayatta kalıcı... müthiş bir survivor" 472
-"Ben sosyalist olarak daha iyisini, onun da ötesini isterim fakat AB'nin, özellikle çekirdek ülkelerin yurttaşlarına sağladıkları özgürlüklerin, hakların, güvencelerin, kültürel alanların belki de tarihte yakalanmış en yüksek standartlar olduğunu kabul etmek lazım. O açıdan haklarını teslim etmek gerekir. Türkiye konusunda... Şu anda çok umut verici bir tablo yokmuş gibi görünüyor ama... ben umutluyum. Tarihin ve medeniyetin geri aşamalarını yüceltmek, cehaleti yüceltmek, zorbalığı yüceltmek... Böyle gitmeyeceğini biliyorum" 475
*
26.2.2022
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder