George R. R. Martin, Çeviri: Sibel Alaş, 3. Baskı, Ağustos 2011, Epsilon Yayıncılık, İstanbul
Arka kapak yazısına göre kitap bir serinin ilk cildi imiş.
Bence çok güzel bir kurgu ve güzel bir anlatım.
Rahat okunuyor.
Eğlendirici.
Düşündürücü de.
Zira hayatı anlatıyor. Her gün her yerde olan hayatı.
Bu anlatımdan bazı bölümler şöyle:
"Sana yemin ederim ki, bir tahtta oturmak, bir tahtı kazanmaktan katbekat zor. Yasalarla uğraşmak sıkıcı bir iş ve sikkeleri saymak çok daha beter. Ve halk... bitip tükenmek bilmiyorlar. O kahrolası demir koltukta oturuyorum ve beynim uyuşana, popom düzleşene kadar şikayetlerini dinliyorum. Hepsi bir şey istiyor. Kimi para, kimi arazi, kimi adalet. Ya söyledikleri yalanlar... Lordlarım ve leydilerim de onlardan matah değil. Yağcılar ve aptallarla çevrilmiş haldeyim. Ned, insan çıldıracak gibi oluyor. Yarısı bana doğruyu söylemiyor diğer yarısıysa doğrunun ne olduğunu bile bilmiyor. Bazı geceler, keşke... kaybetseydim diyorum. Tamam, tabi ki içten gelerek değil ama, yine de", "seni Kral Eli ilan ediyorum", "Kral Eli... Krallık'taki en güçlü ikinci adamdı... Robert, Ned'e diyar kadar büyük bir unvan teklif ediyordu." "Ned o atasözünü biliyordu: "Kral düşler, El yapar," dedi." "Halk arasında bu atasözünün amiyane bir söylenişi daha varmış. Kral yer, El pisliğini toplar." (Martin, s. 53, 54)
"Çatıda öylece durup kalede akan hayatı izlemek kendisini bir lord gibi hissettiriyordu. Robb'un bile anlayamayacağı bir hakimiyet hissiydi bu." "Kimse yukarılara bakamıyordu. Tırmanmanın en güzel tarafı da buydu işte. Yükseklerde olmak, görünmez olmak gibiydi sanki." (Martin, s. 89, 90)
"Aranızdaki bu bitmek tükenmek bilmeyen savaştan ölümüne yoruldum. Siz kardeşsiniz". "Sansa senin kardeşin. Ay ve güneş kadar farklı olabilirsiniz ama... damarlarınızdan akan kan aynı." (Martin, s. 230, 237)
"Halk yağmur, sağlıklı çocuklar ve uzun bir yaz mevsimi için dua eder sadece... Soylu lordaların kendi aralarında oynadığı taht oyunları onların hiç umurunda değildir. Onlar sadece huzur içinde yaşamak ister." (Martin, s. 247)
"Korku, kılıçtan derin keser." (Martin, s. 361 ve ayrıca 556)
"Bazı sırların açığa çıkmaması daha güvenlidir. Bazı sırlar en güvendiğin ve en sevdiğin insanlarla bile paylaşılamayacak kadar tehlikelidir." (Martin, s. 376)
"Yedi Kuleler... Gökyüzünün göğsüne saplanmış beyaz hançerler gibi. O kadar yüksekler ki, siperlerinde durup aşağıdaki bulutları seyredebilirsin." (Martin, s. 382)
"Tully insanları dinlemeyi bilen bir adamdı... Catelyn kendini bildiğinden beri babası ve amcası arasında süregelen bir savaş vardı." (Martin, s. 384)
"Sürgün... Tadımı acı bir kadeh." (Martin, s. 511)
"Her acı bir derstir ve her ders bizi daha güçlü kılar". "Bakmak, görmek değildir... Şimde de duyma zamanı." "Görmek, gerçekten görmek, bu işin özüdür." "Sana lazım olan tek şey, gözlerini açmak. Kalbimiz bizi aldatır, kafamız oyunlar oynar ama gözlerimiz gerçeği görür. Gözlerinle bak. Kulaklarınla duy. Ağzınla tat al. Burnunla kokla. Teninle hisset. Bunların ardından düşünmek gelir ve onun ardından da gerçeği öğrenmek." (Martin, s. 553-555)
"Fakat kan, yeminden koyu akar derler". "Kan ağır basar." (Martin, s. 571, 572)
"Çok sevdiğimiz şeyler felaketimizi hazırlar". (Martin, s. 584, 805)
"Özgür Şehirler'i dolaştım. Bana, tıpkı oyunlarda olduğu gibi gerçek hayatta da her insanın oynaması gereken bir dol olduğunu öğrettiler. Saray da aynıdır. Kral Adaleti korkutucu olmalı, hazine başı tutumlu, Kral Muhafızları Kumandanı cesur... muhbir başı da entrikacı, yağcı ve vicdansız. Cesur bir muhbir başı, korkak bir şövalye kadar işe yaramaz olur." "Hadımlarda gurur, muhbir örümceklerde vicdan yoktur". "Siz dürüst ve onurlu bir adamsınız... Bazen bunu unutuyorum. Hayatımda sizin gibi adamlarla çok fazla karşılaşmadım... Dürüstlük ve onurun size ne kazandırdığını görünce sebebini anlıyorum." "Orman, tanrıların mezbahasıdır. Kralı öldüren şarap değildi. Sizin merhametinizdi." (Martin, s. 656, 657)
"Bana zarar vermez." "Tabi kendi çıkarı söz konusu değilse, dedi içinden ama bazı gerçeklerin söylenmemesi daha iyiydi ve bazı yalanlar gerekliydi." (Martin, s. 667)
"Oğlanlar kılıçlarla oynayabilirlerdi ama ne anlama geldiğini bilerek bir evlilik anlaşması yapmak lordlara özgü bir işti." (Martin, s. 674)
*
Kitaptan diğer bazı notlar da şöyle:
"Pelerini şıklığının tacıydı. Samur kürkünden yapılmış, siyah, kalın ve günah kadar yumuşak." (Martin, s. 6)
"Hazmetmesi imkansız bir yemek gibi bağırsaklarında birikmişti korku." (Martin, s. 12)
"Bir adamın gerçekten cesur olabildiği tek andır korktuğu an". (Martin, s. 20 ve ayrıca 175)
"Ağabeyi o topraklardan sürülüşleriyle ilgili o kadar çok hikaye anlatmıştı ki". (Martin, s. 35)
"Viserys ona binlerce kez, kan saf olmalı, demişti. Onların damarlarında kralların kanı dolaşıyordu." "Krallar sıradan insanlar gibi dikkatli olmak zorunda hissetmezler." (Martin, s. 38, 39)
"Bir piç her şeye dikkat etmeyi, insanların bakışlarında gizlenmiş gerçekleri görmeyi öğrenmek zorundaydı." "Üstat Luwin piçlerin diğer çocuklardan daha çabuk olgunlaştığını söyler hep." (Martin, s. 60, 61)
"Cüceler düşünceli davranmak zorunda değiller. Nesiller boyu rengarenk giysiler içinde zıplayıp soytarılık etmek, cücelere istedikleri kadar kötü giyinme ve akıllarına gelen her kahrolası şeyi söyleme özgürlüğünü vermiş." "Babalarının gözünde bütün cüceler piçtir." (Martin, s. 64, 65)
"Robert'ı iyi tanırdın ama kral bir yabancı artık senin için... Bir kral için gurur her şey demektir... Sana bahşettiği onuru yüzüne geri fırlatamazsın." (Martin, s. 67)
"Kardeşin kardeşle savaştığı o mücadeleye Ejderhaların Dansı derdi ozanlar." (Martin, s. 86)
"Kılıcının kını yumuşak gri deriden yapılmıştı. Bir günah kadar esnekti." (Martin, s. 107)
"Khal, khalasar'ına katılmıştı." (Martin, s. 109)
"Kambur ve sinsi görünüşlü bir adamdı ama eski bir kök kadar sağlam ve taş gibi sert duruyordu." (Martin, s. 130)
"Pek çok adam, gerçeklerle yüzleşmektense, gerçeği görmemeyi tercih eder... Dünya kahraman taklidi yapan korkaklarla doluydu... korkak olduğunu itiraf etmek tuhaf bir cesaret gerektiriyordu." (Martin, s. 279)
"Yıllar içinde, sessizliğin sorulardan daha çok cevap bulduğunu öğrenmişti." (Martin, s. 297)
"Her biri diğerinden daha zayıf kalp vuruşlarıyla şövalyenin kanı yere boşaldı." (Martin, s. 312)
"Soylu lordların çaba gerektirmez rahat tavırlarıyla konuşuyordu." (Martin, s. 314)
"Yani kiralık katillere unvan veriyoruz artık." "Unvanlar ucuz. Yüzsüz Adamlar çok pahalı." (Martin, s. 377)
"Yemyeşil ağaçlıklardan, sakin küçük köylerden, bahçelerden, altın başak tarlalarından, güneş ışığıyla yıkanmış bir düzine küçük dereden geçtiler." (Martin, s. 387)
"Masum hayalleriyle mutlu." (Martin, s. 391)
"Kartal Yuvası'na ulaşmaya niyetlenmiş bir düşmanın, basamak basamak Taş'tan yukarı tırmanması ve o sırada Kar'dan yağan ok ve kaya yağmuruna dayanabilmesi gerekirdi." "Yüzlerce yıl önce karın ilk başladığı yer burasıymış." "Kar'ın üstünde rüzgar canlı bir yaratık gibiydi. Issız ormanlardaki kurtlar gibi uluyor, sonra onları kandırmak istermişçesine tamamen yok oluyordu. Yıldızlar burada daha parlaktı ve dokunsan uzanabilirmişsin gibi yakın görünüyorlardı." (Martin, s. 392, 393)
"Kartal Yuvası zaptedilemez bir yerdir." "Zaptedilemez kale yoktur." (Martin, s. 398)
"Korku kokuyordu." (Martin, s. 427)
"Catelyn... eğer kız kardeşiyle düellodan önce konuşursa fikrini değiştirebileceğini düşünüyordu... Nehirova'daki küçük utangaç kız gitmiş, yerine kibirli, korkak, zalim, hayalperest, huzursuz, cesaretsiz, inatçı, kendini beğenmiş ve en kötüsü tutarsız, yetişkin bir kadın gelmişti." (Martin, s. 453)
"Kız kardeşiyle yaptığı nafile tartışmalardan yorulmuştu." (Martin, s. 460)
"Babanın ve hanedanının tanrılarını neden bırakıyorsun?" (Martin, s. 540)
"Ötekiler, çocukları korkutmak için uydurulmuş bir hikaye sadece. Bir zamanlar gerçekten yaşamış olsalar bile, sekiz bin yıldır ölüler." (Martin, s. 577)
"Güçlü ol evlat. Tanrılar zalimdir." (Martin, s. 585)
"Arya ve Sansa, Tazı tarafından öldürülmüştü." (Martin, s. 599) (?)
"Bizler özgür adamlarız." "Ay Kardeşleri'nden Umar'ın oğlu Ulf." (Martin, s. 637, 638)
"Lord Stannis. Meşru bir talebi var. Çok deneyimli bir savaş kumandanı ve kesinlikle merhametsiz bir adam. Gerçekten haklı bir adamdan daha korkutucu bir şey yok dünyada." (Martin, s. 658)
"Yaşlı adamlardaki ihtiyat, delikanlılardaki hırs var onda, kurnazlıkta da hiç geri kalmaz." (Martin, s. 662)
"Geride dur, bekle, mecbur bırakılmadığın sürece risk alma." (Martin, s. 663)
"Bizler sadece insanız ve tanrılar bizi sevebilen yaratıklar olarak tasarlamış. Sevgi bizim en büyük zaferimiz ve en büyük trajedimiz." (Martin, s. 685)
"Eğer hayat değersizse ölümün kıymeti ne idi?" (Martin, s. 784)
*
8.4.2025
***