İ evde benimle yalnız vakit geçirmekten sıkıldığı için yapılacaklarda alternatif ararken, daha önce gördüğüm yerleri içeren bir güzergahı olan böyle bir turun iyi olacağını düşündüm ve katılmaya karar verdik. A Tur'da 29 Temmuz çıkış tarihli olanına kayıt yaptırdık. Sonra E ile B de bize katıldı ve İ buna çok sevindi.
Kaydolduğumuz, özellikle seçtiğim, tur "Ankara çıkışlı" idi ve hareket saati de 21.00'di. Ancak telefonla hareketin bir saat gecikmeli olacağı söylendi. Ne var ki, buna da uyulmadı, bir yerine iki saat kadar gecikmeli olarak hareket ettik. Otobüse bindikten sonra öğrendim ki, turumuz, "Ankara çıkışlı" olacakken, "Ordu çıkışlı" olmuş, otobüsümüz Ordu'dan geliyormuş ve gecikme olmuşmuş. Ve ayrıca, turumuz, Antalya'dan başlayıp Bodrum'a doğru olacakken, tersine çevrilmiş, Bodrum'dan başlayacakmış.
Neyse, yola çıkmış bulunduk, dedik, ses etmedik.
Otobüsümüz, Eskişehir merkeze girip, buradan ve başka yerlerden yolcu alarak, yoluna devam etti, Çayyolu'ndan saat 23.10 sıralarında binerek başladığımız yolculuğumuzda, rehberimiz de Muğla civarlarında bir yerde bize katıldı, ertesi gün saat 13.00 civarlarında Bodrum'a ulaştık.
Ankara-Bodrum 14 saat!
Ve, doğru tekneye!
Tekne turu sonrası Bodrum ile Gümbet arasındaki tepede fotoğraf çekimi için verilen kısa bir molanın ardından, programda adları yazılanlardan farklı olan, Gümbet'teki Royal Panencea adlı otele gittik.
Akşam da Bodrum'da, epeyce kalabalık olan sokaklarda yürüdük!
Bir sonraki gün Gökova körfezine gidip tekne turuna katıldık, güzel koylarda yüzdük, sonra Azmak çayında tekne turu yaptık, daha sonra da Aşıklar yolundaki fotoğraf molasının ardından, yine programda adları yazılanlardan farklı olan ve Marmaris yerine İçmeler'de bulunan Navy isimli otele gittik.
Akşam Marmaris merkezde yürüyüş yaptık.
Programda, "Marmaris merkeze geçiyoruz. Marmaris Şehir Turunun ardından otelimize yerleşiyoruz", yazıyordu, ama, böyle bir tur yapmadık, arka-ara sokaklardan geçerek otele gittik ve dönüşümüz de benzer şekilde oldu, bunun sonucunda, akşam ekstra tur kapsamında şehir merkezine gitmemiş olsak, arka-ara sokaklar dışında, neredeyse Marmaris'i hiç görememiş gibi olacaktık!
Bir sonraki gün, önce Dalyan'dan tekne ile gittiğimiz Caretta Caretta kaplumbağalarının mekanı İztuzu plajında, sonra da Fethiye-Ölüdeniz'de yüzdük ve Fethiye'de Kayaköy'ü ziyaret ettikten sonra da Aymes isimli otele gittik.
O akşam Fethiye'de bir bara gidelim dendi, biz de katılalım dedik, hareket saati olan saat 23.00'de İ uyuyakalınca organizatör-rehbere katılamayacağımızı ilettim, ilgili kişi, önceden bildirseydiniz deyip bazı şeyler söyledi ve sonuçta, rezervasyon yaptırdığımız için ücretini ödemelisiniz, dedi, garip buldum, geliriz denince barda sandalye ayırtılmış, iki saat sonra gelemeyeceğiz dediğimizde, bar ücreti isteniyor, ama, itiraz etmedim, peki, dedim, sonra da söylediği rakamı ödedim. E bunu öğrenince, bir şey söyleme ikazıma karşın, ilgili kişiden fatura istemiş, esas kişi ile tatsız bir konuşmadan sonra, alınan para bir şekilde sonradan iade edildi, bu hikayenin her tarafı laubali geldi bana, sanki dolandırılmışım, hissine kapıldım!
Sonraki gün dalgalı bir denizde oniki adalar tekne turu yapıldı, güzel koylarda yüzdük, dönüşte bir saat kadar Fethiye merkezde kaldık, kalamar yedik.
O akşam şehir turu planlandı, ama, rehberlerimiz, nedense isteksiz davrandılar, ve son anda turu iptal ettiler.
Bu çok isabetli bir iş olmuş oldu, zira, akşam otelin olduğu, ismi Çalış olarak belirtilen bölgede, yürüyüş yaptık, güzel ve uzun bir plajı olan o bölge gitmeyi düşündüğümüz Fethiye merkezden daha hoş geldi bize, önceki akşam bara gitmeden önce dinlenelim diye otelde kalınca göremediğimiz yöreyi görmüş olduk, çok hareketli, kafeleri bol olan caddede yürüdük, İ canlı müzik olan bir yeri görünce dinlemek istedi, orada oturduk, İ piste çıkıp dans etti, en hoş gecemiz oldu!
Plajı görünce sabah saat 06.00'da yüzelim dedik, İ ile ben öyle de yaptık.
Sonra da Saklıkent'e gittik, İ isteyince, İ ile birlikte, zip line, ağaca çıkıp orada yürünen ve kayılan bir etkinlik, yaptık, kanyonda bir süre yürüdük.
Oradan, Kalkan ve Kaputaş plajı ile fotoğraf molası verilen Kaş'ı da görüp, Kekova'ya geldik, güzel koylarda yüzdük.
Sonra da Antalya'ya geldik, Grida City adlı otelde kaldık.
Programda, "Antalya'nın simgesi olan Kaleiçi bölgesinde yer alan Yivli Minare ve tarihi surları görerek" diye yazılmış olmasına karşın, buraları göremedik ve hatta hiç sözü bile edilmedi!
Akşam, bari, Antalya'yı kendimiz görelim, biraz yürüyelim dedik, ama, pişman olduk, doğru dürüst oturacak deniz gören bir kafe bulamadık, taksiye binip bizi merkezde bir kafeye götür dediğimizde, taksi sürücüsü, "nargile mi içeceksiniz?", diye sordu, merkezde yürüyüp baktığımızda da oturup bir şeyler içeceğimiz uygun bir yer bulamadık, daha önceden bildiğim bahçe içindeki kafe olan mekanlar ise, tadilat denilerek, deniz de görünmeyecek şekilde kapatılmıştı, pes dedik, vazgeçip otele döndük!
Ertesi gün, Serik-Manavgat yöresinde, Düden şelalesini ve Aspendos antik tiyatrosunu gördükten sonra, Köprülü kanyona gidip buz gibi suda rafting yaptık, İ ve B raftingi çok sevdiler!
Saat 17.00 civarlarında, hareket edip 18.00 gibi Antalya'ya geldik ve oradan da Ankara'ya doğru yola çıktık, gidişte olduğu gibi, Eskişehir'de ve başka yerlerde yolcu indirerek, bir sonraki gün saat 04.30 civarlarında Ankara-Çayyolu'na ulaştık.
Antalya-Ankara 10,5 saat!
Cumartesiden cumartesiye... 29.7.2017-5.8.2017
Bu arada, bu şekildeki tur için, tur firması, memnuniyet anketi de yaptı, ama ben doldurmadım, tur firması için de, yöreye ilişkin güzel bilgiler arasına, olur olmaz, bana saçma sapan gelen birtakım görüşlerini sıkıştırıp anlatan rehber için de, hiç olumlu bir düşüncem olmadı, yazmak da istemedim!
Biz indik, otobüsümüz Ordu'ya devam etti, haberini aldık, salimen ulaşmışlar.
*
Bu turda, Marmaris ile Antalya'yı "görememek" ilginçti!
*
Gittiğimiz yerler genelde güzel yerlerdi, dolayısıyla, tur firması ile rehberinin olumsuzluğuna rağmen, seyahatten memnun ayrıldık!
9.8.2017-Ankara
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder