Ali Bolat, IQ Kültür Sanat Yayıncılık, 2015, İstanbul
Öncelikle yazarına içtenlikle tebrikler.
Kitap Osmanlı arşivindeki Çeçen göçüyle ilgili bir kısım
belgelerin günümüz Türkçesine çevirilerini içeriyor.
Bence, bu kitap, alanında öncü bir çalışma ve her türlü
takdiri hak ediyor.
*
Uzun yıllardır merak eder dururdum, atalarımız bugünkü
yerleşim yerlerine, ne zaman ve nasıl geldiler, diye.
Yakın zamana kadar bu konu hakkında pek bilgim olamadıysa
da, son zamanlarda bazı yayınlardan bir parça bilgi edinebildim, ancak edinebildiğim
bilgiler hiç de yeterli değildi.
Doğal olarak merakım da sürdü.
Ali Bolat’ın bu kitabından merak ettiğim, belirtilen konu
hakkında epeyce yeni bilgi edindim.
Hala benim açımdan birçok husus cevapsız olmakla birlikte bu
kitap konu hakkında benim için epeyce bilgilendirici oldu.
Teşekkürler Ali Bolat.
*
Yazar önsözde bazı hususlarla ilgili olarak şunları söylüyor:
“ÖNSÖZ/…/ … bu çalışma… Osmanlı topraklarına göç eden
Çeçenlerin göç hareketlerine dair Başbakanlık Osmanlı arşivinde bulunan ve
arşiv uzmanlarının tasnif ederek listelediği belgelerin çevirisidir…/ Bu
çalışma son derece zorluk ve emekle hazırlandı. Zor olan taraf benim Osmanlıca
okumakta yeterli olmayışımdı … Bu yaşta… bireysel gayretimle öğrenmeye
çalıştım…/ Çeçenlerin en büyük sayıdaki göçü 1865 yaz aylarında 5 bin hane (23
bin nüfus) olarak gerçekleşmiştir. Ancak… bu tarihten önce ve sonra da göçler
olmuştur… Çeçenler, Osmanlı topraklarının pek çok değişik yerlerine iskan
olunmuş ve daha sonra pek çok yer değiştirmeler görülmüştür. 1865 göçünde
gelenlerin önemli bir kısmı doğu bölgelerinde kalarak yerleştikleri yerlerde
asimile olmuş ve bölge halkı arasında kaybolmuştur…/ Kafkasyalıların göçü
esnasında çok büyük kayıplar olmuş ve çok meşakkatler çekilmiştir… yerli halkla
da pek çok çatışma ve mukatele yaşanmıştır. Bununla birlikte Osmanlı devletinin
ve halklarının, gelen göçmenlere ellerinden geldiğince yardım ve destekleri de
bu belgeler ışığında açıkça görülmektedir. Ancak pek çok yerde bu yardımlar
yeterli olamadığı için aç kalan göçmenlerin yaşamını sürdürme güdüsüyle, etrafa
saldırıları ve talanları da bir gerçektir… son zamanlarda moda olduğu üzere…
Kafkasyalıların başlarına gelenlerden Türk halkını ve devletini sorumlu
tutmaları fikrine katılmıyorum./ Bu çalışmada bazı eksik veya küçük
yanlışlıkların bulunabileceğinin muhtemel ve bağışlanabilir olduğunu
düşünüyorum …/ ALİ BOLAT” 5, 6
*
Kitaptaki anlatıma göre 1865’de gerçekleşen Çeçen göçünün en
büyük kısmı hem Rusya’nın, hem Osmanlı’nın, hem de göç eden Çeçenlerin rızaları
ile gerçekleşiyor.
*
Ara not: Bu konuda bu kitaptan değil ama başka kaynaklardan
edindiğim bilgilere göre, özetle, Çeçen ülkesinde yöneticilik de yapan Oset
asıllı Rus generali Musa Kundukhov 1863 yılında İstanbul’a gelip Osmanlı
yöneticileriyle 5000 ailenin göçü konusunda anlaşıyor, Rusya’nın da onayıyla
yapılan bu anlaşma uyarınca 1865 yılında anlaşmada öngörülenin 2000 eksiğiyle
3000 ailenin göçü gerçekleştiriliyor, Musa Kundukhov da Osmanlı’da paşa oluyor.
*
Göçle, Rusya Çeçenler’den kurtulmak isterken,
Osmanlı yeni Müslüman nüfusa sahip olmayı arzuluyor.
*
Kenan Kaplan 24.1.2022 tarihli kapsamlı yazısında bu konuda
şöyle diyor:
…
O dönemde Osmanlı
İmparatorluğu çok sıkıntılı günler yaşıyordu. Balkanlarda isyanlar başlamış,
Anadolu’da Ermeniler ayaklanmış, mezhepsel çatışmalar yoğunlaşmıştı. Kısacası,
Osmanlının savaşçı ve Müslüman Çerkeslere ihtiyacı vardı. Rus Çarlığı ile
anlaşan Osmanlı gemiler gönderdi ve Çerkesleri Anavatanlarından tahliye ederek,
Osmanlı coğrafyasına getirdi.
…
ÇERKESLERİN
VAROLUŞ MÜCADELESİ (ozgurcerkes.com)
*
Genelde bir nüfus mühendisliği söz konusu, denebilir!
Çeçenler’se muhtemelen daha iyi bir yaşam peşindeler!
*
Merhum N. Gün, bu konuda farklı görüşteydi, 1999 yılındaki
bir görüşmede, atalarımızın zorla göç ettirildiklerini, yani zorunlu sürgün
olduklarını, belgelerini bulduğunu, söylemişti.
Kimbilir o belgeler şimdi neredeler!
*
Bu kitapta ise, bir yerde şöyle söyleniyor:
“Bu kabilenin bütün
hayvanat ve ziraat aletleriyle gelmeye hazırlanmaları ise bu konudaki yüksek arzularını
göstermektedir. Adı geçenlerin ülkeye memnuniyetle kabul edilip süratle
yerleştirilip yurtlandırılmaları önemli görülmüştür.” 59
Ve 1865 yılında gerçekleşen bu göç sırasında gelenler, yine
muhtemelen, “… yirmi bin sekiz yüz kırk dört nüfus…” olmalıdır.
s. 78
*
1865 yılındaki göçün
planlaması kitaptaki iki Rus belgesinde şu şekilde anlatılıyor:
“Kafkasya hükümeti
tarafından 21 Mart 1865 tarihiyle Rusya sefaretine gelen yazının tercüme
suretidir.
Çeçen kabilesi,
yakında memalik-i devlet-i aliye ye göç edecek olduğundan bunların kara yoluyla
gönderilmelerini istemeleri üzerine Kafkasya kaymakamı Grandük hazretleri
tarafından kara sınırından geçerek eşya ve hayvanlarını beraber götürmelerine
müsaade olunmasıyla göçmenlerin yerleşmelerine ayrılan Erzurum ve Diyarbekir
havalisine gitmek üzere Tiflis ve Gümrü ve Kars üzerinden geçerek devlet-i
aliye nin arzusu üzere gönderileceklerdir. Bunların yaklaşık altı yüz doksan
baş hayvanatlarıyla beraber yüz ellişer haneden ibaret olacak olan her bir
takımı, birbirinden hiç olmaz ise dörder gün ara ile hareket ve sınıra kadar
bir Rus subayının nezaretinde seyahat ederek Gümrü karantinahanesine
vardıklarında taraf-ı devlet-i aliyyeden aile aile isimleri yazılı olan
defteriyle beraber ta’yin kılınmış olan me’mura teslim olunacaklardır. İlk
takım ya Nisan sonunda veya Mayıs başında hududa hareket edeceklerdir. Toplam
beş bin haneye ulaşacak göçmenlerin sınırdan kolaylıkla kabul ve geçişleri,
hiçbir özür ve bahane olmadan civar illerde iskan edilmeyerek derhal Erzincan
ve Diyarbekir taraflarına sevk ve gönderilmelerini içeren emirlerin çıkarılması
…” 53
“1865 senesi
Ağustosunun yirmi altısı tarihiyle Rusya sefareti tarafından gönderilen yazının
tercümesidir.
Çeçen ta’ifesinden
beş bin hanenin Osmanlı topraklarına göç etmeleri mes’elesi devlet-i aliyye
ile Rusya sefareti arasında görüşüldüğü sırada öyle bi-aram (durması dinlenmesi olmayan) bir ta’ifenin develt-i aliyye ve
Rusya hududu civarından yerleştirilmeleri vahim sonuçlar vereceği bab-ı ali tarafından dahi i’tiraf
buyurulmuş ve hakikaten nehb (yağma ve çapulculuk) eğiliminde olan bu
kimselerin sınırlarımız civarında ikametleri bir takım uygunsuzluklara sebep
olacağından, sonradan devletler arasında önemli sorunlar yaratacağı
belirtilmiş idi. Bahsedilen göçmenler ile
Rusya sınırları arasında büyük bir mesafe bırakıldığı ve bunlar bir veya iki
noktada toplanmayarak geniş mahallere seyrek seyrek iskan olunduğunda daha
kolaylıkla idareleri ve terbiye edilmeleri ile beraber Anadolu İslam halkı ile
uyum sağlamaları mümkün olup işte bu düşünceye dayanarak devlet-i aliyye adı
geçen göçmenlerin Erzincan ve Diyarbekir havalisinde iskanlarını açıkça taahhüt
etmiş ve Kafkas idaresi tarafından Çeçenlerin de bu durumu kabul ve taahhüt
etmeleri üzerine irade-i ruhsat (padişah izni) olunmuş idi. …/8.Eylül.1865”
72, 73
*
Bazen de ciddi sorunlar çıkıyor ve kitaptaki başka belgelerde
bu sorunlardan biri hakkında şunlar söyleniyor:
“Rusya devletinin Kars Konsolos vekiline;/ Çeçen ve Çerkes ta’ifesi halkından yüz elli
hane Rusya tarafına geri dönmek için dilekçe ile başvurduklarından, adı
geçenlerin geri dönmelerine izin verilmesine muhalefet olunması hususu
tarafımıza dostane bir şekilde bildirilmiştir. Adı geçen ahali bundan üç yıl
evvel ülkemize gelmişlerdir. Bunlara Sivas da yerleşmeleri için uygun yerler
gösterilip, kalacakları haneler inşa edilmiş, kendilerine çeşitli yardım ve
ziraat yapmaları için zahire ve öküz verildiği gibi yerli halk tarafından
çeşitli yardımlar yapılmıştır. Adı geçenler cibilliyetleri gereği dek
durmayarak devlet-i aliyye nin eski ve sadık teb’ası olan Avşar ve Zeytun
ahalisinden adam katl ve telef eyleyerek bu tarafa gelmişlerdir. … Böyle katl
suçlusu kimseleri hukuki gereği yapılmadıkça Rusya devletinin kabul etmeyeceği,
kabul etse bile gereğini yapacakları umulur…./ Mutasarrıf-ı liva Kars
12.Aralık.1862” 38, 39
“… Sivas taraflarında
ikamet etmekte olup bu kere yerleştirildikleri yerden ayrılarak Kars’la Erzurum
arasında bulunan Soğanlı dağına gelmiş olan yüz üç hane Çeçen ahalisinin Sivas
tarafında Afşar ve Zeytun ahalisiyle mücadele içinde olduğundan bu tarafta
barınamayarak bu kere Hınıs tarafından geçerek adı geçen Soğanlı Dağı’na gelmiş
… göçmenlerin ileri gelenlerinden Kavlad? ve Ahmed ve Mehmed beyler, yerlerini
terk eden göçmenlerin iadeleri maksadıyla görevlendirilerek, geri döndürmeye çalışmış iseler de perişan
hallerinden bahisle geri dönmeyeceklerini kesinlikle beyan ve ifade ve Soğanlı
dağında iskan ettirilmelerini istirhamda olduklarından… İfadelerine göre; geri gönderilmelerine ısrar edildiği takdirde
silahla karşı koyacaklarını ve bu tarafta iskan olmuş göçmenlerin dahi
kendilerine yardım edeceklerini beyan etmişlerdir. Buna göre, hallerinden
birkaç yüz silahlı kuvvetle karşı koyacakları anlaşılmaktadır… Grandük Kostantin cenaplarına vermiş oldukları
dilekçeye göre göçmenlerin iadelerine müsaade olunarak kabul olunduklarından,
geçmelerine mani olunmaması yazılarak bildirilmiştir. Bu yazıya cevaben
göçmenlerin Afşar ve Zeytun ahalisiyle muharebe edip haylice adam öldürerek bu
tarafa firar etmiş oldukları ve böyle katil ve uygunsuz adamları Rusya devket-i
fehimesinin kabul buyurmayacağı ümid edilmektedir. Göçmenlerin ayaklanarak
ve buradaki akrabalarından da birkaç hane katılarak Rusya tarafına gitmek üzere
olduklarına dair … sözü edilen ahaliye anlayacakları lisan ile bir kıt’a
nasihatname ile Kars’da ikamet üzere bulunan muhacirin-i meşayih (göçmenlerin
şeyhi, pir, yaşlısı) azasından Şeyh Şamil Efendi’nin kayınpederi fekahetlü
(anlayışlı-zeki) Cemaleddin Efendi hazretleri bizzat gelip vaaz ve nasihat
ederek geri dönmekten vaz geçirmeye çalıştı. Ondan başka göçmenlerin ileri
gelenlerinden Ömer bey getirilerek… ve… Mehmed ağa göçmenlerin içine
gönderilmiş ve kendilerine yapılan
nasihat ve açıklamalara itibar etmeyerek, kendilerine memleketler verilse geri
dönmeyeceklerini, kesin olarak bildirmişlerdir. Hepsi bu yolda canlarını
vereceklerini söylediklerinden, bunların geri döndürülmesi için güç
kullanılırsa, burasının Rusya devletine yakınlığı ve konsolos vekilinin yazı
ile bildirmiş olması dolayısıyla burada gürültü çıkarılmasından kaçınılmıştır.
Göçmenler kesin kararlı olduklarından her türlü vaaz, nasihat ve iltifata
rağmen geri dönmemişlerdir… Göçmenlerin bu kararı ve isyanları Sivas
eyaletinden beridir. Yüz otuz saatlik uzak bir mesafeden Kars yakınlarına
gelmişlerdir. Bu inatçı insanların iyilikle geri dönmeleri mümkün
olmayacağından, rahatlığın kıymetini bilmeyen bu taifenin isyan ve
hareketlerini önlemeye çalışan eyalet ve sancak hükümetleri tarafından, padişah
iradesine uygun olarak geri döndürülmesiyle ve sınıra yakın bu hassas bölgede
toplanmalarının önlenmesini isteyen sadaret emrince düzenlenen tutanağımızdır.
Ol babda ve her halde emir ve ferman padişahındır./ Kars 13. Temmuz. 1863”
45,46
“Bende/ Vali-yi vilayet-i Erzurum/ Sene 283 Temmuz 20 fi-… Çeçen muhacirlerinin rahatsızlık
vermelerinden dolayı bölgenin eski halkı kendilerinden gücenmiş olduğu ve
bunların daima hükümete yük olduğu … Sivas
ve Kürdistan tarafında iskan olunanlardan onar on beşer hane iadelerine ve
gelenlerin sevki için araba ve malzeme temin etmekten dolayı ahali bütün bütün
bıkkın ve tahammül edemez hale gelmişlerdir. Bu durum hazineye de yük olduğu
gibi; bölgede topluca iskanları da uygun olmamaktadır. Rusya bu göçmenlerin
kendi sınırlarından, karadan yüzeli iki yüz saat uzak mesafelere
yerleştirilmelerini istemektedir. Geçenlerde telgrafla bildirildiği üzere;
“bunlar bize gönül arzusu ile bakmıyorlar” şeklindeki şikayetleri ile asıl
vatanlarına geri dönme arzusuyla Sivas dan kalkıp bu tarafa gelmekte bulunan
göçmenlerin rahatsızlık vermesinden kurtulmak maksadıyla gelecek olan hanelerin
bu havaliden geçmelerini önlemek için Rusya içinden doğruca Poti ve Batum
iskeleleri yoluyla Rumeli taraflarına ve başka bölgelerde ayrı ayrı
yerleştirilmeleri, Sivas ve Mamuratulaziz (Elazığ) ve Diyarbakır da bulunan
göçmenlerin yerleşmelerinin kendi iyiliklerine ve geri dönmek isteyenler olursa
bir şikayete yer bırakmadan dördüncü ordu komutanlığının emrine göre hareket
edilmesi” 78
“Not: … 1868 yılında… gelmeye devam eden Çeçen… muhacirlerin
olduğu… daha evvelden iskan olmuş olan Çeçenlerin bazılarının asli vatanlarına
geri dönmek teşebbüsünde bulundukları, bu konuda Osmanlı-Rus anlaşması uyarınca
geri dönmelerine izin verilmediği anlaşılmaktadır. (Bu konu A. Aydemirov’un
Uzun Geceler adlı eserinde ayrıntılı anlatılmaktadır.)” 81
*
Kitaptan diğer birkaç not da şöyle:
“Notlar;/…/ 1-Bazı belgelerin altında kim tarafından
yazıldığını gösteren herhangi bir isim veya unvan yoktur…/…/ 5-Bazı belgelerin
altına yazılan notlar yazarın kendi fikri olup konu hakkındaki düşüncelerini
göstermektedir” 7
“Diyarbakır havalisinde Resulayn
ve Cud adlı mahaller Çeçen muhacirlerine verilerek yerleştirildikleri bölgeden
memnun kaldıklarından, teşekkür ve memnuniyetlerini bildirmişlerdir. Erzurum da
bulunan arkadaşlarına da orada iskanı istemelerini yazmışlardır…Halkın yaptığı
yardımlar ve göçmenlerin bölge halkına uyum sağlama yolunda gösterdikleri iyi
niyet takdir edilmeye değer görüldüğünden bu durumun Takvim-i vakayi (gazete)
ile ilan edilerek … 1865 sene 25. Haziran M” 66
“Padişah emri ile
Erzurum vilayetinden Cabakçur yoluyla Diyarbakır
kazalarına yönlendirilerek, kazalarda geçici misafir olarak yerleştirilen Çeçen
göçmenlerin geçip gitmeleri için, yolların tamiri ve düzeltilmesi ile, (pek kederli olan) göçmenlerin … bu
insanlar dindaş ve kardeşlerimiz olduğundan ve vatanlarını terk etmek zorunda
kalarak kurtarıcı (sultan-ı seniyeye) sığındığından… 3.Ocak.1866” 69, 70
“(Adlandırılmak istenen köylerin listesi aşağıdadır.)/
ELBİSTAN KAZASI/ Muhacirin-i Çerakeseden
Soyucak Karyesi/ Kamişcık Karyesi/ Çardak
Karyesi/ Korkmaz Karyesi/ Deveboynu Karyesi/ Karğabükü Karyesi… (1886
15.Mayıs)…” 86
“Not: … adı geçen köy isimlerinin 1887 tarihinde verilmiş
olduğu anlaşılmaktadır… Bu köyler 1887 tarihinde isimlendirilip muhtarlık
mühürleri sadaret tarafından gönderilmiş olduğuna göre; kuruluş tarihleri
yaklaşık 20 yıl önceye kadar dayanmak gereklidir” 86
“Özet: Çeçenlerin
muhaceretine izin./ 3.4.1318 (31.Temmuz.1900)/… kendisi
dini uğruna can verecek kişilerden bulunmasından dolayı Rus hududuna
gelerek sadaret-penahiye dahil olmuş ve Kafkasya’dan devlet-i adile-i
Osmaniye’ye göç etmek üzere (çok
istekli) bulunan vatandaşlarının (göçlerini kolaylaştırma) hususu kendisine
tevdi edilmiştir. Şimdilik göç etmeye
istekli bulunan otuz binden fazla hane Çeçen kabilesinin göç etmelerine
izin verilmesi” 92
“Çardaklı Müderris
Hafız İbrahim efendi Süleymanlı kazası meclisinde yapılan oylamada
çoğunlukla (… tayin) olunduğundan görevinde dikkatli olması hususunda bu emir
Maraş Mutasarraflığından gönderildi./ Maraş Mutasarrafı/ 22.Haziran.1916” 109
*
Kitapta anlatılan Osmanlı topraklarındaki Çeçen
yerleşimlerinden bazılarına ilişkin bazı bilgiler de şöyle:
Biga
46 hane 231 nüfus 20 Ağustos 1860 s. 18
Saruhan
269 “ 1210 “ 14 Ekim 1860 s. 19
Sivas
- 759 “ 15 Aralık 1860 s. 22, 23
Çanakkale
10 “ 43 “ 26 Aralık 1860 s. 24
Teke köyü
Naib Sadullah kabilesi
1 Mayıs 1861 s. 28
Kayseri-Harm.
- - 9 Aralık 1861 s. 32
Maraş-Göksun
- - 17 Nisan 1862 s. 34
Sivas
- - 11 Eylül 1862 s. 36
Sivas
103 hane - 12 Aralık 1862 s. 38-41, 45, 46
Maraş-Çardak
- - - s. 82-86
Bağdat-Erzake
- - 4 Mart 1891 s. 88, 89
Irak-Suriye
- bin-bin beş yüz 31 Temmuz 1900 s. 92, 93
Suriye
14 hane 70 nüfus 12 Mayıs 1901 s. 94
Konya
286 “ - 12 Aralık 1901 s. 97, 98, 102
Ankara
- - 15 Şubat 1904 s. 103-105
Maraş
- - 14 Kasım 1905 s. 107
*
24.1.2022
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder