27 Ocak 2022 Perşembe

OSMANLI ARŞİV BELGELERİNDE ÇEÇEN GÖÇÜ

Ali Bolat, IQ Kültür Sanat Yayıncılık, 2015, İstanbul

 

 

Öncelikle yazarına içtenlikle tebrikler.

Kitap Osmanlı arşivindeki Çeçen göçüyle ilgili bir kısım belgelerin günümüz Türkçesine çevirilerini içeriyor.

Bence, bu kitap, alanında öncü bir çalışma ve her türlü takdiri hak ediyor.

*

Uzun yıllardır merak eder dururdum, atalarımız bugünkü yerleşim yerlerine, ne zaman ve nasıl geldiler, diye.

Yakın zamana kadar bu konu hakkında pek bilgim olamadıysa da, son zamanlarda bazı yayınlardan bir parça bilgi edinebildim, ancak edinebildiğim bilgiler hiç de yeterli değildi.

Doğal olarak merakım da sürdü.

Ali Bolat’ın bu kitabından merak ettiğim, belirtilen konu hakkında epeyce yeni bilgi edindim.

Hala benim açımdan birçok husus cevapsız olmakla birlikte bu kitap konu hakkında benim için epeyce bilgilendirici oldu.

Teşekkürler Ali Bolat.

*

Yazar önsözde bazı hususlarla ilgili olarak şunları söylüyor:

“ÖNSÖZ/…/ … bu çalışma… Osmanlı topraklarına göç eden Çeçenlerin göç hareketlerine dair Başbakanlık Osmanlı arşivinde bulunan ve arşiv uzmanlarının tasnif ederek listelediği belgelerin çevirisidir…/ Bu çalışma son derece zorluk ve emekle hazırlandı. Zor olan taraf benim Osmanlıca okumakta yeterli olmayışımdı … Bu yaşta… bireysel gayretimle öğrenmeye çalıştım…/ Çeçenlerin en büyük sayıdaki göçü 1865 yaz aylarında 5 bin hane (23 bin nüfus) olarak gerçekleşmiştir. Ancak… bu tarihten önce ve sonra da göçler olmuştur… Çeçenler, Osmanlı topraklarının pek çok değişik yerlerine iskan olunmuş ve daha sonra pek çok yer değiştirmeler görülmüştür. 1865 göçünde gelenlerin önemli bir kısmı doğu bölgelerinde kalarak yerleştikleri yerlerde asimile olmuş ve bölge halkı arasında kaybolmuştur…/ Kafkasyalıların göçü esnasında çok büyük kayıplar olmuş ve çok meşakkatler çekilmiştir… yerli halkla da pek çok çatışma ve mukatele yaşanmıştır. Bununla birlikte Osmanlı devletinin ve halklarının, gelen göçmenlere ellerinden geldiğince yardım ve destekleri de bu belgeler ışığında açıkça görülmektedir. Ancak pek çok yerde bu yardımlar yeterli olamadığı için aç kalan göçmenlerin yaşamını sürdürme güdüsüyle, etrafa saldırıları ve talanları da bir gerçektir… son zamanlarda moda olduğu üzere… Kafkasyalıların başlarına gelenlerden Türk halkını ve devletini sorumlu tutmaları fikrine katılmıyorum./ Bu çalışmada bazı eksik veya küçük yanlışlıkların bulunabileceğinin muhtemel ve bağışlanabilir olduğunu düşünüyorum …/ ALİ BOLAT” 5, 6

*

Kitaptaki anlatıma göre 1865’de gerçekleşen Çeçen göçünün en büyük kısmı hem Rusya’nın, hem Osmanlı’nın, hem de göç eden Çeçenlerin rızaları ile gerçekleşiyor.

*

Ara not: Bu konuda bu kitaptan değil ama başka kaynaklardan edindiğim bilgilere göre, özetle, Çeçen ülkesinde yöneticilik de yapan Oset asıllı Rus generali Musa Kundukhov 1863 yılında İstanbul’a gelip Osmanlı yöneticileriyle 5000 ailenin göçü konusunda anlaşıyor, Rusya’nın da onayıyla yapılan bu anlaşma uyarınca 1865 yılında anlaşmada öngörülenin 2000 eksiğiyle 3000 ailenin göçü gerçekleştiriliyor, Musa Kundukhov da Osmanlı’da paşa oluyor.

*

Göçle, Rusya Çeçenler’den kurtulmak isterken,

Osmanlı yeni Müslüman nüfusa sahip olmayı arzuluyor.

*

Kenan Kaplan 24.1.2022 tarihli kapsamlı yazısında bu konuda şöyle diyor:

O dönemde Osmanlı İmparatorluğu çok sıkıntılı günler yaşıyordu. Balkanlarda isyanlar başlamış, Anadolu’da Ermeniler ayaklanmış, mezhepsel çatışmalar yoğunlaşmıştı. Kısacası, Osmanlının savaşçı ve Müslüman Çerkeslere ihtiyacı vardı. Rus Çarlığı ile anlaşan Osmanlı gemiler gönderdi ve Çerkesleri Anavatanlarından tahliye ederek, Osmanlı coğrafyasına getirdi.

ÇERKESLERİN VAROLUŞ MÜCADELESİ (ozgurcerkes.com)

*

 

Genelde bir nüfus mühendisliği söz konusu, denebilir!

Çeçenler’se muhtemelen daha iyi bir yaşam peşindeler!

*

Merhum N. Gün, bu konuda farklı görüşteydi, 1999 yılındaki bir görüşmede, atalarımızın zorla göç ettirildiklerini, yani zorunlu sürgün olduklarını, belgelerini bulduğunu, söylemişti.

Kimbilir o belgeler şimdi neredeler!

*

Bu kitapta ise, bir yerde şöyle söyleniyor:

“Bu kabilenin bütün hayvanat ve ziraat aletleriyle gelmeye hazırlanmaları ise bu konudaki yüksek arzularını göstermektedir. Adı geçenlerin ülkeye memnuniyetle kabul edilip süratle yerleştirilip yurtlandırılmaları önemli görülmüştür.” 59

Ve 1865 yılında gerçekleşen bu göç sırasında gelenler, yine muhtemelen, “…  yirmi bin sekiz yüz kırk dört nüfus…” olmalıdır. s. 78

*

 1865 yılındaki göçün planlaması kitaptaki iki Rus belgesinde şu şekilde anlatılıyor:

Kafkasya hükümeti tarafından 21 Mart 1865 tarihiyle Rusya sefaretine gelen yazının tercüme suretidir.

Çeçen kabilesi, yakında memalik-i devlet-i aliye ye göç edecek olduğundan bunların kara yoluyla gönderilmelerini istemeleri üzerine Kafkasya kaymakamı Grandük hazretleri tarafından kara sınırından geçerek eşya ve hayvanlarını beraber götürmelerine müsaade olunmasıyla göçmenlerin yerleşmelerine ayrılan Erzurum ve Diyarbekir havalisine gitmek üzere Tiflis ve Gümrü ve Kars üzerinden geçerek devlet-i aliye nin arzusu üzere gönderileceklerdir. Bunların yaklaşık altı yüz doksan baş hayvanatlarıyla beraber yüz ellişer haneden ibaret olacak olan her bir takımı, birbirinden hiç olmaz ise dörder gün ara ile hareket ve sınıra kadar bir Rus subayının nezaretinde seyahat ederek Gümrü karantinahanesine vardıklarında taraf-ı devlet-i aliyyeden aile aile isimleri yazılı olan defteriyle beraber ta’yin kılınmış olan me’mura teslim olunacaklardır. İlk takım ya Nisan sonunda veya Mayıs başında hududa hareket edeceklerdir. Toplam beş bin haneye ulaşacak göçmenlerin sınırdan kolaylıkla kabul ve geçişleri, hiçbir özür ve bahane olmadan civar illerde iskan edilmeyerek derhal Erzincan ve Diyarbekir taraflarına sevk ve gönderilmelerini içeren emirlerin çıkarılması …” 53

1865 senesi Ağustosunun yirmi altısı tarihiyle Rusya sefareti tarafından gönderilen yazının tercümesidir.

Çeçen ta’ifesinden beş bin hanenin Osmanlı topraklarına göç etmeleri mes’elesi devlet-i aliyye ile Rusya sefareti arasında görüşüldüğü sırada öyle bi-aram (durması dinlenmesi olmayan) bir ta’ifenin develt-i aliyye ve Rusya hududu civarından yerleştirilmeleri vahim sonuçlar vereceği bab-ı ali tarafından dahi i’tiraf buyurulmuş ve hakikaten nehb (yağma ve çapulculuk) eğiliminde olan bu kimselerin sınırlarımız civarında ikametleri bir takım uygunsuzluklara sebep olacağından, sonradan devletler arasında önemli sorunlar yaratacağı belirtilmiş idi. Bahsedilen göçmenler ile Rusya sınırları arasında büyük bir mesafe bırakıldığı ve bunlar bir veya iki noktada toplanmayarak geniş mahallere seyrek seyrek iskan olunduğunda daha kolaylıkla idareleri ve terbiye edilmeleri ile beraber Anadolu İslam halkı ile uyum sağlamaları mümkün olup işte bu düşünceye dayanarak devlet-i aliyye adı geçen göçmenlerin Erzincan ve Diyarbekir havalisinde iskanlarını açıkça taahhüt etmiş ve Kafkas idaresi tarafından Çeçenlerin de bu durumu kabul ve taahhüt etmeleri üzerine irade-i ruhsat (padişah izni) olunmuş idi. …/8.Eylül.1865” 72, 73 

*

Bazen de ciddi sorunlar çıkıyor ve kitaptaki başka belgelerde bu sorunlardan biri hakkında şunlar söyleniyor:

“Rusya devletinin Kars Konsolos vekiline;/ Çeçen ve Çerkes ta’ifesi halkından yüz elli hane Rusya tarafına geri dönmek için dilekçe ile başvurduklarından, adı geçenlerin geri dönmelerine izin verilmesine muhalefet olunması hususu tarafımıza dostane bir şekilde bildirilmiştir. Adı geçen ahali bundan üç yıl evvel ülkemize gelmişlerdir. Bunlara Sivas da yerleşmeleri için uygun yerler gösterilip, kalacakları haneler inşa edilmiş, kendilerine çeşitli yardım ve ziraat yapmaları için zahire ve öküz verildiği gibi yerli halk tarafından çeşitli yardımlar yapılmıştır. Adı geçenler cibilliyetleri gereği dek durmayarak devlet-i aliyye nin eski ve sadık teb’ası olan Avşar ve Zeytun ahalisinden adam katl ve telef eyleyerek bu tarafa gelmişlerdir. … Böyle katl suçlusu kimseleri hukuki gereği yapılmadıkça Rusya devletinin kabul etmeyeceği, kabul etse bile gereğini yapacakları umulur…./ Mutasarrıf-ı liva Kars 12.Aralık.1862” 38, 39

“… Sivas taraflarında ikamet etmekte olup bu kere yerleştirildikleri yerden ayrılarak Kars’la Erzurum arasında bulunan Soğanlı dağına gelmiş olan yüz üç hane Çeçen ahalisinin Sivas tarafında Afşar ve Zeytun ahalisiyle mücadele içinde olduğundan bu tarafta barınamayarak bu kere Hınıs tarafından geçerek adı geçen Soğanlı Dağı’na gelmiş … göçmenlerin ileri gelenlerinden Kavlad? ve Ahmed ve Mehmed beyler, yerlerini terk eden göçmenlerin iadeleri maksadıyla görevlendirilerek, geri döndürmeye çalışmış iseler de perişan hallerinden bahisle geri dönmeyeceklerini kesinlikle beyan ve ifade ve Soğanlı dağında iskan ettirilmelerini istirhamda olduklarından… İfadelerine göre; geri gönderilmelerine ısrar edildiği takdirde silahla karşı koyacaklarını ve bu tarafta iskan olmuş göçmenlerin dahi kendilerine yardım edeceklerini beyan etmişlerdir. Buna göre, hallerinden birkaç yüz silahlı kuvvetle karşı koyacakları anlaşılmaktadırGrandük Kostantin cenaplarına vermiş oldukları dilekçeye göre göçmenlerin iadelerine müsaade olunarak kabul olunduklarından, geçmelerine mani olunmaması yazılarak bildirilmiştir. Bu yazıya cevaben göçmenlerin Afşar ve Zeytun ahalisiyle muharebe edip haylice adam öldürerek bu tarafa firar etmiş oldukları ve böyle katil ve uygunsuz adamları Rusya devket-i fehimesinin kabul buyurmayacağı ümid edilmektedir. Göçmenlerin ayaklanarak ve buradaki akrabalarından da birkaç hane katılarak Rusya tarafına gitmek üzere olduklarına dair … sözü edilen ahaliye anlayacakları lisan ile bir kıt’a nasihatname ile Kars’da ikamet üzere bulunan muhacirin-i meşayih (göçmenlerin şeyhi, pir, yaşlısı) azasından Şeyh Şamil Efendi’nin kayınpederi fekahetlü (anlayışlı-zeki) Cemaleddin Efendi hazretleri bizzat gelip vaaz ve nasihat ederek geri dönmekten vaz geçirmeye çalıştı. Ondan başka göçmenlerin ileri gelenlerinden Ömer bey getirilerek… ve… Mehmed ağa göçmenlerin içine gönderilmiş ve kendilerine yapılan nasihat ve açıklamalara itibar etmeyerek, kendilerine memleketler verilse geri dönmeyeceklerini, kesin olarak bildirmişlerdir. Hepsi bu yolda canlarını vereceklerini söylediklerinden, bunların geri döndürülmesi için güç kullanılırsa, burasının Rusya devletine yakınlığı ve konsolos vekilinin yazı ile bildirmiş olması dolayısıyla burada gürültü çıkarılmasından kaçınılmıştır. Göçmenler kesin kararlı olduklarından her türlü vaaz, nasihat ve iltifata rağmen geri dönmemişlerdir… Göçmenlerin bu kararı ve isyanları Sivas eyaletinden beridir. Yüz otuz saatlik uzak bir mesafeden Kars yakınlarına gelmişlerdir. Bu inatçı insanların iyilikle geri dönmeleri mümkün olmayacağından, rahatlığın kıymetini bilmeyen bu taifenin isyan ve hareketlerini önlemeye çalışan eyalet ve sancak hükümetleri tarafından, padişah iradesine uygun olarak geri döndürülmesiyle ve sınıra yakın bu hassas bölgede toplanmalarının önlenmesini isteyen sadaret emrince düzenlenen tutanağımızdır. Ol babda ve her halde emir ve ferman padişahındır./ Kars 13. Temmuz. 1863” 45,46

“Bende/ Vali-yi vilayet-i Erzurum/ Sene 283 Temmuz 20 fi-… Çeçen muhacirlerinin rahatsızlık vermelerinden dolayı bölgenin eski halkı kendilerinden gücenmiş olduğu ve bunların daima hükümete yük olduğu Sivas ve Kürdistan tarafında iskan olunanlardan onar on beşer hane iadelerine ve gelenlerin sevki için araba ve malzeme temin etmekten dolayı ahali bütün bütün bıkkın ve tahammül edemez hale gelmişlerdir. Bu durum hazineye de yük olduğu gibi; bölgede topluca iskanları da uygun olmamaktadır. Rusya bu göçmenlerin kendi sınırlarından, karadan yüzeli iki yüz saat uzak mesafelere yerleştirilmelerini istemektedir. Geçenlerde telgrafla bildirildiği üzere; “bunlar bize gönül arzusu ile bakmıyorlar” şeklindeki şikayetleri ile asıl vatanlarına geri dönme arzusuyla Sivas dan kalkıp bu tarafa gelmekte bulunan göçmenlerin rahatsızlık vermesinden kurtulmak maksadıyla gelecek olan hanelerin bu havaliden geçmelerini önlemek için Rusya içinden doğruca Poti ve Batum iskeleleri yoluyla Rumeli taraflarına ve başka bölgelerde ayrı ayrı yerleştirilmeleri, Sivas ve Mamuratulaziz (Elazığ) ve Diyarbakır da bulunan göçmenlerin yerleşmelerinin kendi iyiliklerine ve geri dönmek isteyenler olursa bir şikayete yer bırakmadan dördüncü ordu komutanlığının emrine göre hareket edilmesi” 78

“Not: … 1868 yılında… gelmeye devam eden Çeçen… muhacirlerin olduğu… daha evvelden iskan olmuş olan Çeçenlerin bazılarının asli vatanlarına geri dönmek teşebbüsünde bulundukları, bu konuda Osmanlı-Rus anlaşması uyarınca geri dönmelerine izin verilmediği anlaşılmaktadır. (Bu konu A. Aydemirov’un Uzun Geceler adlı eserinde ayrıntılı anlatılmaktadır.)” 81

*

Kitaptan diğer birkaç not da şöyle:

“Notlar;/…/ 1-Bazı belgelerin altında kim tarafından yazıldığını gösteren herhangi bir isim veya unvan yoktur…/…/ 5-Bazı belgelerin altına yazılan notlar yazarın kendi fikri olup konu hakkındaki düşüncelerini göstermektedir” 7

“Diyarbakır havalisinde Resulayn ve Cud adlı mahaller Çeçen muhacirlerine verilerek yerleştirildikleri bölgeden memnun kaldıklarından, teşekkür ve memnuniyetlerini bildirmişlerdir. Erzurum da bulunan arkadaşlarına da orada iskanı istemelerini yazmışlardır…Halkın yaptığı yardımlar ve göçmenlerin bölge halkına uyum sağlama yolunda gösterdikleri iyi niyet takdir edilmeye değer görüldüğünden bu durumun Takvim-i vakayi (gazete) ile ilan edilerek … 1865 sene 25. Haziran M” 66

 “Padişah emri ile Erzurum vilayetinden Cabakçur yoluyla Diyarbakır kazalarına yönlendirilerek, kazalarda geçici misafir olarak yerleştirilen Çeçen göçmenlerin geçip gitmeleri için, yolların tamiri ve düzeltilmesi ile, (pek kederli olan) göçmenlerin …  bu insanlar dindaş ve kardeşlerimiz olduğundan ve vatanlarını terk etmek zorunda kalarak kurtarıcı (sultan-ı seniyeye) sığındığından… 3.Ocak.1866” 69, 70

“(Adlandırılmak istenen köylerin listesi aşağıdadır.)/ ELBİSTAN KAZASI/ Muhacirin-i Çerakeseden  Soyucak Karyesi/ Kamişcık Karyesi/ Çardak Karyesi/ Korkmaz Karyesi/ Deveboynu Karyesi/ Karğabükü Karyesi… (1886 15.Mayıs)…” 86

“Not: … adı geçen köy isimlerinin 1887 tarihinde verilmiş olduğu anlaşılmaktadır… Bu köyler 1887 tarihinde isimlendirilip muhtarlık mühürleri sadaret tarafından gönderilmiş olduğuna göre; kuruluş tarihleri yaklaşık 20 yıl önceye kadar dayanmak gereklidir” 86

 “Özet: Çeçenlerin muhaceretine izin./ 3.4.1318 (31.Temmuz.1900)/…  kendisi dini uğruna can verecek kişilerden bulunmasından dolayı Rus hududuna gelerek sadaret-penahiye dahil olmuş ve Kafkasya’dan devlet-i adile-i Osmaniye’ye göç etmek üzere (çok istekli) bulunan vatandaşlarının (göçlerini kolaylaştırma) hususu kendisine tevdi edilmiştir. Şimdilik göç etmeye istekli bulunan otuz binden fazla hane Çeçen kabilesinin göç etmelerine izin verilmesi” 92

“Çardaklı Müderris Hafız İbrahim efendi Süleymanlı kazası meclisinde yapılan oylamada çoğunlukla (… tayin) olunduğundan görevinde dikkatli olması hususunda bu emir Maraş Mutasarraflığından gönderildi./ Maraş Mutasarrafı/ 22.Haziran.1916” 109

*

Kitapta anlatılan Osmanlı topraklarındaki Çeçen yerleşimlerinden bazılarına ilişkin bazı bilgiler de şöyle:

Biga                        46 hane      231 nüfus        20 Ağustos 1860      s. 18

Saruhan               269            1210                 14 Ekim 1860            s. 19

Sivas                        -                  759                  15 Aralık 1860          s. 22, 23

Çanakkale              10                43                  26 Aralık 1860          s. 24

Teke köyü            Naib Sadullah kabilesi            1 Mayıs 1861          s. 28

Kayseri-Harm.       -                     -                          9 Aralık 1861          s. 32

Maraş-Göksun      -                      -                        17 Nisan 1862         s. 34

Sivas                        -                      -                        11 Eylül 1862          s. 36

Sivas                      103 hane         -                      12 Aralık 1862          s. 38-41, 45, 46

Maraş-Çardak        -                       -                              -                         s. 82-86

Bağdat-Erzake        -                       -                     4 Mart 1891             s. 88, 89

Irak-Suriye               -           bin-bin beş yüz      31 Temmuz 1900     s. 92, 93

Suriye                      14 hane          70 nüfus        12 Mayıs 1901       s. 94

Konya                     286                  -                     12 Aralık 1901        s. 97, 98, 102

Ankara                       -                      -                     15 Şubat 1904         s. 103-105

Maraş                         -                     -                      14 Kasım 1905        s. 107

*

24.1.2022

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder