Rusya'nın Sorunlu Hududu
Vicken Cheterian, Türkçesi: Erol Kaplan, Birinci Baskı: Şubat 2017, Belge Yayınları, İstanbul
Emek ürünü bir çalışma.
İlgiyle okudum.
Çeçenistan ile yakından ilgilenmiş biri olduğum halde, Çeçenistan konusunda dahi, yeni şeyler öğrendim.
Yararlı buldum!
*
Kitaptan bazı notlar:
-"... askeri güce başvurdular... iktidar mücadelesi sırasında "iç" politik birliği sağlamak amacıyla "dış" savaşları kullanma isteği... rol oynadı" 49
-"Tarih... hareketlerin ve düşmanlıkların ideolojisi haline geldi... tarihçiler... daha incelikli bir tez geliştirdiler... politik eylemciler haline geldi" 51
-"Sovyetler... Pipes'ın... sözleriyle, "federal yapısının temellerine ulusal ilkeyi yerleştiren ilk modern devlet" oldu. Bolşeviklere göre Rus imparatorluğunun eski sömürge halklarının ulusal haklarının tanınması, sınıfsız gelecek toplumunda ulusal farklılıkların ortadan kaldırılabilmesi için atılması gereken ilk adımdı" 57, 58
-"Sovyet devleti projesi, sosyalist enternasyonalizm ile ulusalcılık... arasında belli bir gerilimi barındırıyordu... Rus olmayan etnik gruplara yönelik Sovyet politikaları genellikle pragmatikti ve politik olarak belirlenmişti, başka bir ifadeyle, çok sayıda çelişkiyi barındırıyordu... "Çok uluslu Sovyet devletinin niteliği, yöneticileri için bile oldukça muğlak kaldı."... Sovyetler... ilk ütopik projeden farklı bir şeye dönüştü... "Sovyetler Birliği, farklı ulusları bir potada eritmek yerine yeni ulusların kuluçka makinesi haline geldi."..." 58, 59
-"Etno-politik bir hiyerarşi oluşturmaya yönelik başlangıçta geçici olan politikalar kalıcı hale geldi... Etnik hiyerarşinin değişik düzeyleri vardı; Rus ulusu yeni Sovyet vatandaşlığının temeli olurken... ulus cumhuriyetleri... Birlik cumhuriyetleri... etnik azınlıklar... Etnik grupların bu hiyerarşisi kendisini en iyi biçimde... dağıtılan konumlarda gösteriyordu... Kafkasyalılar... Kızıl Ordu'nun üst kademelerinde nadiren temsil edildiğini görürüz" 60, 61
-"Sovyet... etno-bölgesel yapılar... yaratıldıktan sonra bu yapılara "ulus"un ayırıcı niteliklerini de giydirmek gerekiyordu: tarih, edebiyat, dil, alfabe ve kültür... tutarlılık... her zaman göz önünde bulundurulmadı" 62
-"Grousset, Urartu Krallığı'nı "Ermeni öncesi Ermenistan" olarak adlandırır" 65-Dipnot 19
-"Ermeni... yaklaşık M.S. 301 yılında Hıristiyanlığı benimsemeleri... Ermeni alfabesinin 5. yüzyılda Papaz Mesrob Mashdots tarafından yaratılması..." 66
-"Bazı tarihçiler, Anadolu'da kurulan Hitit Uygarlığı'nı ve Hazar Denizi'nin doğu kıyılarında yaşayan Kafkasya Arnavutları'nı "Türkleştirmişlerdi."..." 66
-"Sovyetler döneminde, "yerli" statüsü, Sovyet uluslar hiyerarşisi içinde politik statü ve meşruiyet kazanabilmek için oldukça önemliydi... Sonuç, tarihin, arkeolojinin ve dil biliminin politikleşmesi oldu./ Ermeni ve Azeri tarihçiler arasındaki mücadele, Kafkasya Arnavutları'nın kökenleri, doğası ve evrimine odaklandı. Ermenistan ve Gürcistan'ın doğu sınırlarıyla Hazar Denizi arasında... yaşamış bu halkla... ilgili pek az bilgi vardır. Ermenicede Aghvank, Acem ve Arap dillerinde Arran, Yunan ve Bizans kayıtlarında Albania olarak adlandırıldılar. Eski bir Kafkas halkının artık soyu tükenmiş durumda... tarihleri... politik amaçlara alet ediliyor" 66, 67
-"Ermeni kaynakları... Azerbaycanlıları 11. yüzyıldan itibaren Transkafkasya'ya göç eden Türk aşiretlerinin torunları olarak tanımlar" 68
-"Karabağ'ın (aynı zamanda Nahçivan'ın) Azerbaycan topraklarına dahil edilmesi Mustafa Kemal'in önderliğindeki ulusalcı Türkiye'yi memnun etmeyi amaçlayan Sovyet dış politikasının bir sonucuydu ve bu... yerel komünistlerin ilk kararının bizzat Stalin'in kişisel müdahalesiyle tersine çevrilmesi olarak açıklanır./ Sovyet Azerbaycanı tarihçileri, tarih yazımını Sovyet devletinin politik gereksinimlerine uyarlamak gibi zor bir görevle karşı karşıyaydı. Bizzat Azerbaycan fikri, Sovyetler Birliği kurulduğunda oldukça yeni bir fikirdi... Ayrıca II. Dünya Savaşı'nın sonunda, İran'a dönük Sovyet politikalarının basıncı altında Azerbaycan tarihi, Stalin'in arzularını meşrulaştıracak ve haklı kılacak bir rol de oynamalıydı... Azerbaycan'ın toprak birliğinde ısrarcı olmak..." 69, 70
-"Sovyet dogması, Sovyet yönetim sistemini haklı kılacak ve meşruiyet kazandıracak "ulusal tarihlere" ihtiyaç duyuyordu ve bu yönetim sisteminde birlik cumhuriyetleri, Rusya'nın kültürel ve uygarlaştırıcı önder rolüne açıkça sadık kalırken, etno-bölgesel varlıklarına meşruiyet kazandırmaları gerekiyordu" 70
-"Abhazya Krallığı, Tiflis ve Doğu Gürcistan'ın büyük bölümü Arap yönetim altındayken, batıda kuruldu. Abhazya'nın 19. ve 20. yüzyıldaki etnik bileşimi, Stalin dönemi politikaları ve özellikle Abhazya'da doğan bir Megrel olan Beriya'nın kişisel rolüyle... tartışma konularıdır" 80
-"1930'larda, diğer cumhuriyetlerde olduğu gibi Gürcistan'da da tarihçilere resmi bir tarih hazırlamaları emredildi.../ çalışma... Javakhisshvili... tarafından hazırlandı... 1941'de yayınlandı... kabileden Gürcü ulusunun oluşumunda teolojik gelişmenin ve geçmişe doğru "genişlemeciliğin" bir anlatısıydı; "Hitit-İber" atalarına... sahip çıktı; Urartu Devleti bir Gürcü devleti olarak sunuldu... Gürcü temelinin Pontus Rum Krallığı'nda da bulunduğunu ileri sürdü ve ilk Gürcü yazısının varlığının Hıristiyanlık öncesi çağlara kadar uzandığını iddia etti.../.../ İlk kez Stalin ve Beriya döneminde geliştirilen tarihsel anlatılar, Gürcistan hakkında tarih yazılarında 20 yıl boyunca etkinliğini sürdürdü. Bir Gürcü tarihçi... Abhazya ve Abhaz, Gürcistan ve Gürcüler anlamında kullanıldı... Acar... Ahıska... 16. yüzyılda Osmanlı işgali altında zorunlu Müslümanlaştırma politikasının bir sonucudur, der" 80, 80-Dipnot 50, 81, 82
-"Kızıl Ordu'nun müdahalesiyle Gürcü ve Abhazlar arasındaki güçler dengesi değişti. 31 Mart 1921'de Abhazya bağımsız bir SSC olduğunu ilan etti ancak Sergo Ordzhonikidze'nin baskıları sonucu Gürcistan ve Abhazya "özel bir birlik antlaşmasıyla" birbirine bağlandı. Abhaz kaynaklarına göre Stalin'in Kafkaslar'daki sağ kolu Lavrenti Beriya'nın Sovyet yönetimi altındaki halklara çile çektirme ve bölgelerine Gürcü egemenliğini dayatan politikaların uygulanması gibi özel bir sorumluluğu vardı.../... Abhaz tarihçiler, Gürcistan'ın tarihiyle çelişen kendi tarihlerini yazdılar" 86, 87
-"Çeçenler de... Ruslar bu steplere ayak basmadan önce tartışmasız yerli halklardı.../.../... Ermeni ve Gürcü tarihçiler gibi Çeçen tarihçiler de köklerini Hurrilere ve Urartu Krallığı'na dayandırdılar.../.../... Rusya, Osmanlı ve Kaçarlar karşısında kazandığı zaferlerin ve sonrasında imzalanan barış antlaşmalarının bir sonucu olarak, Kafkas halkları üzerinde yasal yönetim hakkını elde ettiğini düşündü./... Çerkesler ve... Çeçenler... hakimiyetin Osmanlı'dan Rusya'ya geçmesine karşı çıktılar... Rusların Kafkasya'nın Hıristiyan halklarını özgürleştirme hedefi, bölgenin Hıristiyan olmayan halkları üzerinde etkili olamazdı. Ruslar geldiği zamanlarda, İslam, Kuzey Kafkasya... hızla yayılıyordu. Rus işgali ve İslamın işgalciler karşısında birleştirici bir ideoloji olarak rolü, İslamın Çerkesler arasında yayılmasını hızlandırdı; hatta Çeçenler ve İnguşlar arasında çok daha hızlı yayıldı./ Rus bakış açısından Çeçenler, hem halk kültüründe hem de Rus edebiyatında genellikle cani, hırsız, tehlikeli ve acımasız düşmanlar olarak tanımlandı. Puşkin, Lermontov ve Tolstoy... Çeçen savaşçıların gaddarlığından söz ettiler.../ Kafkasya'nın Dağ Halkları'yla ilgili resmi Sovyet tezi zamanla değişime uğradı. 1920'lerin antiemperyalist ruhuyla Bolşevikler dağlı yerleşimcilere geniş bir iç özerklik tanıdılar ve geçmişte sömürgecilik karşıtı bir mücadele verdiklerini kabul ettiler. Bu dönemde, Şamil ve naiblerinin portrelerinin yerini Lenin portreleri aldı ve dönemin Sovyet tarihçiliği, Çeçenistan ve Kuzey Kafkasya'daki direnişi Çarlık karşıtı bir ulusal kurtuluş hareketi olarak niteledi. Daha sonra zorunlu kolektifleştirme başladı. Kuzey Kafkasya bölgesi, kolektifleştirmenin tam olarak uygulandığı, kulakların bir sınıf olarak "tasfiye edildiği" ilk yerdir. Bu saldırgan politika, Kuzey Kafkasya'da yeni isyanları ateşledi; en şiddetli ve yaygını ise Çeçenistan'da yaşandı... Sovyet yorumuna göre bu isyanlar, "molla-milliyetçi ideolojilerin" önderlik ettiği karşı devrimci isyanlardı./... 1994'te... dağ halklarına ilişkin eski söylem yeniden hortlamıştı.../.../... Şeyh Mansur ve İmam Şamil'in savaşları İslam bayrağı altında yürütüldü ve yalnızca Rus işgalcilere karşı değil aynı zamanda şeriat (İslam hukuku) yerine adet'i (geleneksel hukuk) uygulayan Çeçenlere, İnguşlara, Dağıstanlılara ve diğer Kafkas halklarına karşı da savaşıldı./ Çeçenlere ya da Çeçen görüşüne yakınlık duyan Batılı yazarların daha sonraki yorumları, çatışmayı sömürgeci baskıdan kurtuluş mücadelesi olarak anlatır.../.../ İlk büyük isyana, Uşurma adında biri tarafından önderlik edilmiştir... daha sonra Mansur (Arapça anlamı muzaffer) adını almıştır... imansızlara karşı dinsel savaş ya da gaza çağrısı yapan ilk kişiydi... Sovyet döneminde İmam Şamil'in sömürgecilik karşıtı "ilerici" bir lider olarak resmedilmesine hoş görüyle yaklaşıldığı... Şeyh Mansur ise perestroika'nın son dönemine kadar ya sansürlendi ya da olumsuzlandı./.../ Ancak Şamil yalnızca Kuzey Kafkasya direniş tarihinin bir parçasıdır. Kazandığı bütün başarılar Doğu Kafkasya'daydı. Çerkeslerin Batı Kafkasya'daki direnişi, en az onun direnişi kadar önemlidir. Çünkü ilk direnişi başlatan onlar olduğu gibi (Benim ara notum: hani ilk direniş önderi Uşurma idi- ve, bence, direnişle ilgili buradaki anlatım bunun yanısıra başka yanlışları da içeriyor) direnişleri daha uzun sürdü ve özgürlüğünü savunmak için savaşanlar için çok daha yıkıcı oldu./.../... Bir başka tahlilin ileri sürdüğü gibi "19. yüzyıl Kafkasya Savaşları'nda Ruslara karşı savaşma kararları Kafkas ulusal gruplarınca değil, aksine aşiret federasyonlarca alındı." Ayrıca, Çeçenlerin İnguşlardan bir etnik grup olarak ayrılması, Rusya karşıtı mücadeleye katılma ya da katılmama kararının bir sonucudur. Kuzey Kafkasya bölgesinin halkları modern dönemde kendilerini tanımlarken derin değişimler geçirdi ve bunlardan en önemlisi ulusal kimliklerin oluşumuydu/" 87, 87-Dipnot 74, 88-92, 94-96
-"Tarihçilerin rolü, temsil ettikleri ulusların rolünün baskın olduğu ve komşu ulusların rolünün küçümsendiği bir tarih görüşü geliştirmekle sınırlı değildi. Sovyet politikalarının belirlediği çalışma ortamında politikleşmiş ve çelişen bir geçmiş görüşü hazırlamakla da sınırlı değildi... politik konumların ve taleplerin dile getirilmesinde de doğrudan rol oynadılar ve başlangıçta, bunlar Moskova'daki Sovyet liderliğine hitaben yapıldı... Politikleşmiş tarih çalışmaları... Sovyet geleneğiyle de uyumluydu... 1980'lerin sonunda birçok tarihçi tarihçiliğe ara verdi ve... politik mücadele alanına girdiler" 98
-"Sovyet basınında çıkan haberler, habercilikten çok politik makalelerdir, olayların uzağında ofislerde politik organlarca yazılır ve çelişkilerle doludur... gölge yazarlarca..." 122
-"Şubat 1988'in son üç gününde Sumgayıt'ta yaşanan kanlı olaylar, Karabağ çatışmasında da benzer bir rol oynadı" 117
-"Sumgayıt, Bakü'nun kuzeyinde, Hazar Denizi kıyısında yer alan bir sanayi kentidir... "28 Şubat'ta bir grup holigan Sumgayıt'ta karışıklık yarattı.."... Pravda ölü sayısının 31 olduğunu açıklar" 120, 121
-"Shelkov'un sözlerini aktarır: "Şiddet, Azerbaycan'ın her yerinden Sumgayıt'a gelen Azerilerin işiydi." Ordu, katliam başladıktan "üç beş gün" sonra Sumgayıt'a gelmiş görünüyor; oysa küçük bir güç, 50 kişilik suç şebekesinin birkaç gün boyunca her yeri yakıp yıkmasını engelleyebilirdi... Nolyain'e göre Sumgayıt'taki olaylar örgütlüydü ve devlet başkanının bilgisi dahilinde, merkezden izlendiği apaçık ortadaydı... "Bu durum, Moskova'nın iki gizli amacını gözler önüne seriyor: olayları lanetlerken Ermenileri sakinleştirmek ve Azerileri, KGB provokatörlerinin değil de 'etnik nefretin' harekete geçirdiğini sızdırmak." Bu tavrı da Rusya'nın sömürgelerine yönelik daha genel politikasına benzetir:/ Birçok muhabir ve sosyolog, anlaşıldığı kadarıyla, SSCB "öncesi çatışma tarihinde" Kafkasya halklarını birbirine karşı kışkırtmak için aynı yöntemin kullanıldığını bilmiyor. 18. ve 19. yüzyıllarda da çarlık, Kafkasyalılara boyun eğdirmek için aynı yöntemi kullanmıştı" 122, 123
-"Sumgayıt... Adil Baguirov... bu işi KGB'nin örgütlediğini ekler" 126
-"Manukyan, "Sumgayıt örgütlü bir işti... iki halk arasında nefret yoktu..." der" 128
-"Manucharyan da Sumgayıt'in örgütlü bir iş olduğunu söyler ancak onun tahlili... farklıdır... çatışma Sovyet gizli servisince, Gorbaçov'un siyasi projesine karşı "bir iş olarak" örgütlendi" 129
-"İsa Kamber'e göre Sumgayıt, Moskova'nın, hem Ermeniler hem de Azerbaycanlılar üzerinde baskısını sürdürebilmesi için tezgahlanmıştı... "... suç delillerini bulmak da mümkün değildir; bu servisler, günahlarını nasıl gizleyeceklerini bilirler."..." 130
-"Sovyet gizli servisleri bireyleri ve örgütleri bükmek, itibarsızlaştırmak ya da şantaj yapmak, hatta olayları provoke etmek için politik alana müdahale ederdi ve bunlar da "etkin tedbirler" ya da "özel görevler" olarak bilinirdi. Bu bildik yöntemler, bu dönemde de Sovyet liderliğinin emriyle KGB tarafından kullanıldı. Andrew Wilson, Sovyet liderliğinin faaliyetlerini KGB ajanlarının muhalif grupları yönlendirme, ajanların denetiminde sahte "muhalif" partiler yaratma ve dolayısıyla her bağımsız politik inisiyatifi zayıflatma ve politik eylem alanını daraltma girişimlerine göre inceler... KGB... Jirinovski'nin önderlik ettiği... parti oluşturdu" 130
-"... onlarca yıldır süren Sovyet otoriterliğinin, yozlaşmış sosyal ilişkilerin ve verimsiz ekonominin ardından Ermeni toplumundaki değişim isteğinin bir ifadesiydi" 144
-"Ermeni Ulusal Hareketi, Ermenistan politik kültüründe bir devrimdi... günümüz Ermeni düşüncelerini geleneksel Ermeni partilerinin saplantılı halinden kurtardı: Türkiye'den korkma ve bu nedenle Rus korumasına, Çarlık ya da Sovyetler Rusyası'na güvenme. Bu, Diyaspora Hınçakyan (sosyal demokrat) ve Ramgavar (liberal) partisinin çizgisiydi, Taşnaksutyan (milliyetçi) partisi ise hem Türkiye'ye düşman hem de SSCB'ne muhalifti... farklılık... Ermeni Ulusal Hareketi'nin Türkiye ile normal ilişkilerin kurulabilmesini mümkün görmesiydi. Bu, Ermenistan'ın Rusya'ya tarihsel bağımlılığından kurtulmasının tek yoluydu... Yeni ekol, Moskova'nın Kafkasya politikalarının asla "arkadaşlığa" ve benzer duygulara değil, aksine Reelpolitik'e dayandığını... göstermek amacıyla arşivleri incelemeye koyuldu" 146, 147
-"Muttalibov, siyasi olarak bölünmüş ve parçalanmış bir ülkeyi yönetiyordu. Azerbaycanlıların bu dönemde iki görüşü birbiriyle çelişiyordu... "iki büyük rakip politik tez", yani "muhalefetin Türkçü ideolojisi ile hükümetin Azerbaycancı ideolojisi" kolay kolay bir arada bulunamazdı... Türkçü ideoloji, 1992 ortalarında... bir yıl gibi kısa bir süreliğine iktidara geldi" 148, 149
-"366. Motorize Piyade Birliği... Aralık 1991'de Karabağ'dan çekilmeye başladı ve Şubat 1992'de geri çekilme tamamlandı. Ağır silahlar da dahil olmak üzere bütün silah gücünü geride bıraktı" 151
-"Şuşi'nin düşmesi hala bir tartışma konusudur. Azerbaycan'da birçok insan, Azerbaycan liderliğinin bu yenilmesi zor kenti "sattığını" düşünüyor... değişik askeri gruplar askeri hiyerarşiye itaat etmiyordu" 156
-"Muttalibov'un konumu, Moskova'daki Ağustos darbesinden beri sallantıdaydı... ilk saatlerde Muttalibov darbeyi destekleyen açıklamalarda bulunmuştu... Ağustos darbesi, Moskova ile Transkafkasya arasındaki jeopolitik dengeyi yeniden biçimlendirdi... Sovyetler Birliği'nin ölümüyle, Moskova artık Transkafkasya'da statükoyu korumaya gerek duymuyordu... Yeltsin... "demokratlar" olarak adlandırılan Ermeni liderliğiyle aynı politik akımdan geliyordu" 158, 159
-"Ermenilerin askeri zaferlerinin çoğu, Azerbaycan içindeki çatışmalarla aynı döneme denk düşer... Azerbaycan kimliğinin parçalanmış doğası... bölgesel aidiyetler üzerine kuruluydu, büyük imparatorluklarla birleşmiş ya da Bakü, Şirvan, Gence gibi büyük kentler çevresinde kurulmuş hanlıklara bölünmüş toprakların tarihinin gerçek bir yansımasıydı" 160
-"1993... Hüseyin'un Bakü'ye yürüyen askerleri... kimse onları durdurmaya kalkışmadı... isyan ordusu Bakü'nun 30 kilometre uzağındayken, Azerbaycan Komünist Partisi eski başkanı Haydar Aliyev, Nahçıvan'dan Bakü'ye geri döndü ve büyük bir ustalıkla iktidarı Elçibey'den devraldı" 163, 164
-"Aliyev... saldırı emri verdi... Saldırı, Azerbaycan ordusunun gençlerin ulusal orduya alınacağını ve yabancı askeri uzmanlar ve savaşçıları saflarına katacağını ilan etmesinden sonra mümkün olmuştu. Bu uzman ve savaşçılar oldukça değişik ve olağandışı taraflardan geldi: ABD'li eğitmenler, Türk ordusunun eski subayları, Afgan Mücahitler" 165
-"Amerika'nın Sovyetler sonrası dönemde Rusya'nın rolü üzerine görüşlerinin biçimlenmesinde büyük etkisi olan Goltz... Rusya'nın politikasının "Moskova'nın yörüngesinden ayrılmak isteyen devletleri" parçalamak olduğunu düşünüyordu" 171
-"Sovyetler Birliği dağılırken... Kafkasya'da hala askeri güçleri vardı... Bu üslerin çoğu yapayalnız bırakıldı... askerler... açlıkla yüz yüze bırakıldılar... Bu nedenle silahları sattılar, paralı askerlik yaptılar. Tüm bu olanların ardında bilinçli, yönlendirici bir "el" görmek yalnızca bir kuruntudur./... 1991... 1992... Rusya'nın Kafkasya konusunda belirgin bir politikası bile yoktu... Rus Ordusu, Baltık Donanması'na kadar silah ve cephane satıyordu ve bunlar daha sonra Kafkasya'daki savaş cephelerine gönderilecekti" 173, 174
-"Gürcistan... Stalin'in... doğduğu yerdi. Stalin, Sovyetler Birliği'nin biçimlenmesinde diğer bütün şahsiyetlerden daha etkili olmuştu. Gürcistan, Stalin ve bu geniş ülkeyi 1920'lerden 1950'lere kadar yöneten Lavrenti Beriya, Sergo Ordzhonikidze ve Abel Yenuzide gibi diğer birçok Sovyet liderinin Gürcü kökenli olmasının büyük yararını gördü... ayrıcalıklardan yararlandı... Stalin... Gürcü yazarlarca "bir devlet adamı ve askeri lider" olarak savunuldu.../.../ 1950'ler... Gürcistan... görece ekonomik özerklik, parelel bir "gri" ekonominin gelişmesine, devlet bürokrasisi, parti üyeleri ve hatta yerel KGB görevlileri arasında rüşvetin yaygınlaşmasına yol açtı... Nizharadze'ye göre "(...) altmışlarda, de-Stalinizasyon sonrasında, Komünizm, Gürcistan'da artık bir ölüydü... gri ekonomiye yönlendirdi."... bir karaborsa pazar oluştu... hayat tarzı... üstündü" 181-183
-"1977'de muhalifler şiddetle bastırıldı... Gamsakhurdia, Sovyet televizyonunda açıkça "hatalarını" itiraf etti: "Samimi olarak... işlediğim suçu kınıyorum..."... bunları anlatıyordu... hafif bir ceza aldı; komşu Dağıstan'da bir dağ köyüne sürgüne gönderildi... birçoğu onu asla affetmedi ve bir "korkak" olarak niteledi" 186, 187
-"1990.../... Chanturia açıklama yaptı:/ Zviad Gamsakhurdia ve onun başkanlığını yaptığı Helsinki Birliği (...) ulusal hareket içinde Truva atı rolü oynuyor... cumhuriyetteki bütün haber basınını kontrol ediyor" 195, 196
-"Gamsakhurdia'nın zor kişiliği, aşırı gergin politik atmosferi daha da gerdi... Kutsal Kase'nin gerçekte Gürcistan'da olduğunu bile ileri sürdü... otokrat bir yönetici gibi davrandı" 198
-"Gamsakhurdia... dillere destan tutarsızlığı..." 204
-"Gürcü-Abhaz çatışması... "kaçınılmaz" değildi... Abhazya'da "küçük ama muzaffer bir savaş" Ocak darbesiyle işbaşına gelen liderliğin konumunu güçlendirebilirdi. Abhazya en kolay hedef olarak seçilmiş görünüyor... Gürcistan liderliğinin sert açıklamaları... Tiflis'in kendi gücüne duyduğu aşırı güvenin bir yansımasıydı" 220
-"Savaş, Kafkasya Halk Federasyonu ve birkaç bin Kuzey Kafkasyalı gönüllüyü Abhazları desteklemeye sevk etti. Kafkasya Halk Federasyonu, Sohum'daki merkezini Gürcü işgalinin ardından Grozni'ye taşıdı ve oradan Kuzey Kafkasya kaynaklarını Abhazların mücadelesini desteklemek için harekete geçirdi" 222
-"Mayıs 1992'de Gürcistan, Sovyetler'in konvansiyonel silahlarının yeni bağımsız devletler arasında paylaşımına ilişkin Bağımsız Devletler Topluluğu Taşkent Antlaşması'na imza koydu. Bu antlaşmanın ardından Rus ordusu Gürcistan silahlı güçlerine Sovyet silahlarından payına düşeni teslim etmeye başladı" 235
-"Moskova, Abhazya çatışmasında oynadığı ikircikli rolle geçici bir başarı kazanmıştı. Gürcistan yenildi ve gururu incindi ve sonra da Rusya'dan yardım istedi. Siyasi olarak Şvardnadze sonunda Rusya'nın eski Sovyet cumhuriyetleri üzerinde yeniden egemenlik kurma aracı BDT'ye katılmaya razı oldu... Rusya... Gürcistan ordusunun... eğitimini de üstüne aldı" 238
-"2003 "Gül Devrimi", Gürcistan... umutlarını yeniden canlandırdı... Şaakaşvili... Şvardnadze ile işbirliğini sürdürmenin kariyerlerine zarar vereceğini anladıkları anda, 2001 sonlarında "Beyaz Kurt" rejimiyle bağlarını kopardılar... Şvardnadze... yolsuzluklarını gündeme taşıdı ve Gürcistan'ın bütün sorunlarının kaynağı olarak yarı-suç rejimini suçladılar; devrim... sorunlarını... çözeceği sözünü verdi" 242
-"2004 gibi erken bir tarihte Şaakaşvili... Gamsakhurdia'yı bağımsız Gürcistan'ın "ilk başkanı" olarak andı. Nisan 2007'de Gamsakhurdia'nın cesedinden kalanlar Grozni'den Gürcistan'a getirildi" 244
-"Kasım 1994 işgali... "İkinci Çeçenistan Savaşı"... Kafkasya'da yaşanan bu iki savaşla birlikte Rus politik sistemi, siyasi muhalefete ve basın özgürlüğüne yer olmayan yeni bir otoriter yapıya dönüştü... Sovyetler sonrasının açıkça en kanlı ve en uzun süren savaşı oldu" 247, 248
-"Vaynak, Çeçen ve İnguşların eski zamanlarda ortak adıdır. Ayrı Çeçen ve İnguş kimliklerinin oluşumu Rusların 19. yüzyılda Kuzey Kafkasya'yı işgaline dayanır. Vaynak azınlığı temsil eden bir yaşlılar grubu, Rusya yönetimini kabul etti ve daha sonra İnguş olarak tanınmaya başladılar. Vaynak çoğunluğu ise Rus yönetimini tanımadı ve Çeçen olarak bilindiler" 249-Dipnot 2
(Burada iki eksik var: 1. Nohçi-Ğalğay adları, ve, 2. Vaynahklar'ın üçüncü kolu olan Tuş-Batsoy, anlatımda yok. Ayrıca, bence, bir de yanlış var: Çeçen-İnguş ayırımının anlatılan şekilde oluştuğuna dair, benim bildiğim, hiçbir bilgi yok, tersine, Vaynahklar, çok daha öncesinden, üç kolu olan bir halk!)
-"Rus... ayrılıkçı bir çizgiye yönelmesi Sovyetler... nihai darbeyi indirdi. Rus liberal elitine göre Gorbaçov politikaları anarşi ve kaosa yol açıyordu... Birçok Rus, Orta Asya... sübvanse edilmesinden bıkmıştı... Rusya kendini kolonyal geçmişinden kurtarırsa, Rusya'da daha iyi sonuç verebileceği kanısındaydılar. Rusya içindeki bu güçlü akımlar, Rusya... Meclisi'nin Haziran 1990 gibi erken bir tarihte "bağımsızlık" lehinde bir bildirgeyi kabul etmesine yol açtı. Haziran 1991'de... Yeltsin'in seçilmesi, Rus "ayrılıkçı" akımlarını daha da güçlendirdi... Yeltsin SSCB'ye karşı Rusya'yı koyan iki devletli bir durum yarattı.../ Yeltsin, kendi politik amaçları uğruna Sovyetlerin merkezine karşı azınlıkların mücadelesini, Rus olmayan etnik grupları ve Birlik Cumhuriyetleri'ni kullandı. Mart 1991'de... RSFSC içindeki etnik yapıları "kullanabilecekleri kadar çok egemenlik almaya" teşvik eden bir açıklama yapmıştı" 250, 251
-"Kuzey Kafkasya'da yaşanan 19. yüzyılın çatışmaları ile 1990'lı yılların savaşları arasında büyük farklılıklar vardır. Çeçenler "Şamil'in seçkin ordusunu" kurmuş olsa da 19. yüzyılın "Kafkasya Savaşları"... birleştirici rol oynayan İslam bayrağı altında bir kabile ittifakının isyanıydı. (Benim notum: isyan doğru sözcük değil). Çeçenler... yalnız değillerdi.../... Dudayev'in önderliğindeki Çeçen isyanı (Benim notum: isyan doğru sözcük değil)... SSCB'nin yıkılmasının ardından başlayan milliyetçi hareketlenmenin bir parçasıydı. Çeçen ulusal hareketi... yalıtılmış olarak kaldı" 253
-"1996 başkanlık seçimleri... Çeçenler... Komünist Parti adayı Züganov'u destekleyebilirdi. Ancak direniş liderliği görüşmelere başlamaya karar verdi.../... Çeçen isyancılar (?) görüşme önerisini kabul ederek Yeltsin'in yeniden seçilmesini etkin biçimde desteklediler. Çeçen komutanı (Aslan Maşadov...) halkına yaptıkları nedeniyle, özellikle 1944'te bütün Çeçen ulusunun Orta Asya'ya sürgün edilmesi nedeniyle Komünistlere asla güvenemeyeceğini söyleyerek neden görüşmelere başlanması çağrısına olumlu yanıt verdiklerine açıklık getirdi" 256, 257
-"Yeltsin, Birlik Cumhuriyetleri'nin politik bağımsızlığını teşvik etti... bu... Rusya'nın eğer "normal" bir ulus olmak ve Batı dünyasıyla bütünleşmek istiyorsa, ağır Sovyet mirasından kurtulmak dışında bir seçeneğinin olmadığına dair gerçek bir kanıyı yansıtıyordu. Bununla birlikte Gorbaçov, Tataristan ve Çeçenistan gibi RSFSC içindeki özerk cumhuriyetlerin daha çok özerklik elde etmesini teşvik ederek Yeltsin'in başını ağrıtmayı denerken..." 258
-"Bir diğer örgütün adı İslami Yol'du ve eskiden içişleri bakanlığı güçlerinde subay olarak görev yapmış Beslan Gantemirov liderlik ediyordu. Bu örgüt paramiliter bir güçtü ve daha sonra kendisini "Ulusal Muhafızlar" olarak ilan edecek askeri birimlere dönüştü. Bu yeni siyasi örgütler, 25 Kasım 1990'da Çeçenistan'ın başkentinde toplanan Birinci Çeçen Ulusal Halk Kongresi'nde bir araya geldi. Kongreye bini aşkın delege katıldı... Dudayev, Türkiye ve Ürdün'deki Çeçen diyasporası da dahil olmak üzere yurtdışından kongreye davet edilen ve tartışmalara katılan misafirlerden biriydi... bir sonuç bildirgesi yayınlandı.../ İkinci Çeçen Ulusal Halk Kongresi, Temmuz 1991'de toplandı ve daha da radikalleştiği gözlemlendi. Kongre... kendini... yürütme komitesi olarak tanımladı ve amacını... "ayrılmak" olarak ilan etti. Kongrenin başkanı olarak da Dudayev seçildi" 259, 260
-"Hasbulatov, 14 Eylül'de Grozni'ye uçtu... Hasbulatov ile Dudayev arasında Çeçenistan'daki eski parti bürokrasisinden kurtulmak için uzlaşmaya varılmış gibiydi... Yeltsin liderliği... darbecilerin müttefiki... Zavgayev'den kurtulmak amacıyla Çeçen Ulusal Kongresi'ni destekledi... geçici bir Yüksek Sovyet oluşturuldu... Bir Rus analist Ruslan Hasbulatov'un... "Dudayev'i Çeçenistan'da kendi vekilliğine dayanak olması umuduyla iktidara getirmek için herkesten daha çok şey yaptı, ancak hesapları yanlıştı ve daha sonra 'Çeçen ulusuna ihanet eden bir hain' damgasını yedi."..." 262
-"Rusça motamot çevirisi "Kafkasya'yı yönet" demek olan Viladikavkaz, Kuzey Kafkasya'da 1784'te inşa edilen ilk Rus kalelerinden biridir" 266-Dipnot 42
-"İnguşların hareketlenmesine ivme kazandıran Rusya Yüksek Sovyeti'nin Nisan 1991'de kabul ettiği "Zulmedilen Halkların Rehabilitasyonu" yasasıydı... İnguşlar arasında umudun yeniden canlanmasına yol açtı. Hem Yeltsin hem Rutskoy... İnguşlara... söz vermişti" 268
-"Çeçen-İnguş Özerk Cumhuriyeti'nde İnguşlar azınlıktı ve Çeçen milliyetçiliği... zamanla İnguş azınlığı daha da marjinalleştirdiler... İnguş çıkarlarını göz ardı etti ve etnik ayrılıkçılığı körükledi... Haziran 1992... İnguşetya Cumhuriyeti'ni kurdu.../ 31 Ekim 1992'de silahlı İnguş gruplar, Oset-İnguş nüfusunun birlikte yaşadığı... Chermen köyüne saldırdıklarında çatışmalar başladı... 500'ü aşkın insan bu çatışmalarda hayatını kaybetti. Kuzey Osetya'nın İnguş yerleşimcileri, yaşadıkları topraklardan kovuldu... Güney Osetya'nın silahlı güçleri... oldukça vahşi davrandılar... Rus yetkililer... taraflı bir duruş sergiledi" 269, 270
-"1992 sonlarında Rus liderliği artık ahlaki sorunlar için zaman harcamıyordu... "böl ve yönet" politikaları üzerine kafa patlatıyor, hatta açık askeri müdahaleyi kullanabileceği araçlar arasında sayıyordu" 271
-"Kafkasya Halklar Konfederasyonu.../... kurucu konferansı, Ağustos 1989'da Sohum'da yapıldı... İkinci konferans, Ekim 1990'da Nalçik'te yapıldı... kendisini 1918 Dağ Cumhuriyeti'nin meşru halefi ilan etti... "devlet" kurma amacındaydı.../... iki kurum oluşturdu: İlki... başkanlığını daha sonraki süreçte Çeçen devriminde önemli rol oynayacak Çeçen militan Yusuf Soslanbekov'un üstlendiği "Kafkasya Parlamentosu"ydu. Diğeri ise... silahlı... "savunma komitesi" idi.../.../ Moskova... gücü ve yönelimindeki radikalleşme nedeniyle endişeye kapıldı. Şanibov... Eylül 1992'de tutuklandı... gösterilere Nalçik'te 30.000'den fazla katılım oldu... Çatışmalarda 40 kişi hayatını kaybetti... 28 Eylül'de Rus yetkililer Şanibov'un "kaçtığını" açıkladı. Şanibov, Nalçik'e geldi... durum sakinleşti./... Aralık 1994'de... gerileme sürecine girmişti... Çeçen direnişine katkı sağlayamadı... farklı açıklamalar vardır... Üçüncüsü, birçok Kuzey Kafkasya halkı Çeçenlerden korkuyordu ve bölgede Rus yönetiminin yerini Çeçenlerin alması fikrine sıcak bakmıyordu... 1994'de siyasi gerçeklik değişmişti... Konfederasyon'un kendisi bile kullanılmış bir güçtü. Çeçenistan'daki savaş, romantik Kafkasya birliği idealinin sona erdiğinin ilanıydı" 271-275
-"1992 ortalarında Grachev, Çeçen liderliğiyle görüşerek bir uzlaşmaya vardı; Çeçenistan'daki askeri ekipman ve silahlar yarı yarıya bölüşülecekti... Grachev, daha sonra Rus askeri mühimmatını Çeçen "düşmanına" sattığı yönünde ağır eleştirilere maruz kaldı. Belki de o koşullarda... askeri mühimmatı Çeçen topraklarında bırakmaktan başka çareleri yoktu" 277
-"Dudayev, dış politikada da hamleler yaptı ancak... bir yararı olmadı... Arap ve İslam ülkelerine sayısız ziyarette bulundu... yalnızca 1994 başlarında Ankara'da yarı-resmi bir temsilcilik açmayı başarabildi. (Benim notum: Ankara'da temsilcilik açılmadı, bu açıklama yanlış). Bu ziyaretler Çeçen dış politikasına pek bir şey kazandırmadı... Her dış gezisinden ve yabancı bir gazeteciyle her görüşmesinden sonra Dudayev, artan psikolojik dengesizliğini göz önüne seren tavırlar sergiledi.../ İç siyasi durum, bilinmeyen bir grubun Grozni'deki televizyon binasına saldırı düzenlediği Nisan 1992 gibi erken bir tarihte gerilimin işaretlerini vermeye başlamıştı bile. Siyasi durum, parlamentoya egemen olan ve devlet başkanının istifasını isteyen muhalefet ile devlet yönetimi arasında iyiden iyiye kutuplaştığı 1993 başlarında daha da kötüleşti. Nisan 1993'te Çeçen başkentine gelen ziyaretçiler ayrı ayrı yapılan iki gösteri görebilirdi... Her biri 5-10 bin insan topluyordu. Dudayev halihazırda en yakın işbirlikçilerini en şiddetli düşmanlarına dönüştürmüş durumdaydı... Nisan 1993'te parlamentoyu feshetti ve kabineyi görevden aldı, ardından da başkanlık sistemine geçildiğini açıkladı. Muhalefetin üstün olduğu parlamento... bunun bir darbe olduğunu açıkladı. 19 Nisan'da Çeçenistan Anayasa Mahkemesi... başkanlık statüsünün anayasaya aykırı olduğuna hükmetti./ Parlamento toplantılarına devam etti ve Dudayev'i yargılamak için süreç başlattı. Muhalefet, haziran başında bir referandum yapmayı planladı... referandumdan bir gün önce Dudayev'e bağlı silahlı gruplar muhalefetin ofislerine saldırdı... Çatışmalarda Çeçenistan başkanının yeğeni Şamil Dudayev... de dahil olmak üzere 50 civarında insan hayatını kaybetti. Çeçen devriminin kahramanı ile yoldaşları arasında artık... kan davası ve intikam da işin içine girmişti... bu "mini iç savaşın" ardından Dudayev... üç bölge üzerinde denetimi yitirdi... Nadterechny, Gudermes ve Urus-Martan bölgeleri Dudayev'e karşı olduklarını açıkladılar ve değişik muhalif silahlı gruplar tarafından kontrol ediliyorlardı. Gerçekten de 1993 ortalarında Dudayev'in Grozni dışında herhangi bir yerde otoritesi yoktu" 277-279
-"1994 baharında Yeltsin... Dudayev'le görüşmeye hazır görünüyordu... Bir diğer arabulucu Kalmikya Devlet Başkanı Kirsan İlyumzhinov'du: "28 Nisan 1994'te Dudayev'le bağlantı kurmamı isteyen Yeltsin'le buluştum. Yeltsin kan dökülmemesini istiyordu (...) Ancak nihayetinde her şey çöpe gitti. Anladım ki, Yeltsin'in çevresi askeri çözüme çoktan karar vermişti bile." 27 Mayıs 1994'te Dudayev'in konvoyuna düzenlenen bombalı araç saldırısı da iki lider arasında doğrudan görüşme girişimlerini kesintiye uğrattı... İçişleri Bakanı Magomed Eldiyev, onun yardımcısı ve şoförü hayatını kaybetti. Çeçen yetkililer saldırıdan Rus gizli servisini sorumlu tuttu... bir Rus televizyon kanalıyla söyleşisinde Dudayev, Yeltsin'e kişisel saldırılarda bulundu... "ayyaş" diyerek aşağıladı" 283, 284
-"1993'te... Jirinovski... oyların %22,9'unu aldı... bir uyarıydı. Batılı analizciler "halkın yatıştırılamayan öfkesi, kamu düzeninin bozulması ve son olarak da diktatörlük" konusunda kaygılarını gizlemediler. Rusya yönetimi, 1996 seçimleri öncesinde Yeltsin'in imajını güçlendirmek için bir şeyler yapılması gerektiğine inanıyordu. (Benim notum: O şey Çeçenistan'a silahlı saldırı mı oldu?) 1994 yazında önemli devlet kademelerindeki görevlilerin değişimiyle, sertlik yanlıları, Yeltsin'in çevresinde karar verme mekanizmalarına hakim oldular./ Bu dönemde bölgede de jeopolitik değişimler yaşandı. Çeçenistan'daki kriz Rusya'nın konumuna zarar verecek gibi göründü. Batı petrol endüstrilerinin Hazar hidrokarbon yataklarına artan ilgisi, Kafkasya bölgesine jeopolitik önem kazandırdı. Eylül 1994'te... Azerbaycan... "yüzyılın anlaşması" imzalandı... Rusya... karşı çıktı... Batı ile Rusya arasında Hazar bölgesi için yaşanan rekabetin, Rus liderliğinin Çeçenistan sorununda hızla çözüme ulaşma kararında etkili olmuş olabileceği kanısı uyandırmaktadır./ Moskova... Çeçen muhalefetini silahlandırarak ve destekleyerek Dudayev yönetimini yıkmayı denedi... O günlerde Çeçenistan'ın 14 bölgesinden 7'si muhalefetin kontrolü altındaydı.../ Dudayev'e muhalif Çeçenlerin bir araya gelerek 1993'te kurdukları "Geçici Çeçenistan Konseyi" etkili ama çok heterojen bir gruptu.../ Muhalefet... Moskova'dan bekledikleri destek konusunda da derin bir ikilem içindeydiler... topyekun bir Rus askeri müdahalesine karşı çıktılar.../.../ Muhalefet kalın çizgilerle birbirinden ayrılmıştı ve özerk bir politik güce ilişkin hiçbir projeleri yoktu.../... Dudayev de Hasbulatov... hain olarak tanımlayarak "Çeçen yurttaşlığından" çıkardı.../ Hükümet birlikleri Labazanov'un komuta ettiği silahlı gruplara saldırdı... Argun'dan çekilmek zorunda bıraktı... Labazanov... Hasbulatov'un bulunduğu Tolstoy Yurt'a sığındı. Ancak Dudayev yanlısı güçler köye de saldırdı... birçok Çeçen doğal olarak Geçiçi Konsey'i cumhuriyetteki eski Sovyet bürokrasisinin çıkarlarını temsil eden Moskova'nın bir aparatı olarak değerlendirdi. Dışarıdan (yani Moskova'dan) Dudayev'e yapılan baskı Çeçenlerin saflaşmasını, dolayısıyla Dudayev hükümetine desteğin artmasına yol açtı... Çeçen askeri kaynakları Rus askerlerinin... 24 nükleer savaş başlığı bıraktığı söylentisini yaydı./ Moskova... doğrudan askeri müdahalede bulunmayı seçti. Aslında 1994'te Rus liderliği... yalnızca bölgede hakimiyetini yeniden tesis etmenin peşindeydi... 26 Kasım 1994'te "muhalefet" birlikleri Grozni'ye girdi... yenilerek geri çekildiler... yenilgi Yeltsin yönetimi için çok ağırdı... sonucu topyekun işgaldi./... 6 Aralık'ta General Grachev ve Dudayev, İnguşetya'da buluştu... Rus tutsaklar serbest bırakılsa da, diğer sorunların çözümünde herhangi bir ilerleme kaydedilemedi" 285-290
-"Rus ordusu askeri müdahale konusunda gönülsüzdü. Çünkü onlara emri veren politikacıların hiçbir sorumluluk üstlenmediğinin farkındaydılar" 292
-"Savaşa karşı çıkan... eski başbakan ve en büyük parlamento grubu Rusya'nın Seçimi'nin lideri Yegor Gaydar... Çeçenistan'ın işgalini "bir suç" olarak tanımladı" 293
-"Askeri hatalar o kadar büyük... sonuçlar öyle yıkıcıydı ki... egzotik açıklamalar bulma arayışına düştüler... Lebed'e göre yasadışı silah ticareti Çeçenistan savaşının nedeniydi...:/ Burlakov... 1600 tank çaldı ve bunları Riga'da sattı... Savcı bunu araştırıyordu. Merhum gazeteci Kholodov gerçeğe yaklaşmıştı. (...) Bu nedenle, askeri çatışma gerekiyordu. Rusça'da bir söz vardır -savaş her şeyi siler" 296
-"23 Şubat'ta Grozni kuşatma altına alındı... 400.000 insanın yaşadığı kent, II. Dünya Savaşı sonrasındakine benzer enkaz yığınlarına dönmüştü" 297
-"Aralık 1995... Komünist Parti oyların %22'sini alırken... 1996 başkanlık seçimlerinde aday olacak Yeltsin'in oy oranı... düşüktü... Çeçenistan'da süren savaş... Komünist Parti'nin olası zaferinde rol oynayacak en önemli faktördü. Bu bağlamda Yeltsin yeni bir "barış planı" başlatmaya girişti.../ 31 Mart 1996'da... üç aşamalı bir barış planının varlığından söz etti" 304
-"Yandarbiev'in... sert söylemi, onu Mayıs 1996'da Çeçenistan'daki AGİT gücünün lideri İsveçli diplomat Tim Guldimann aracılığıyla Kremlin'in yaptığı daveti kabul etmekten alıkoymadı... 27 Mayıs'ta, Yeltsin ateşkes görüşmeleri için Yandarbiev'i sarayında kabul etti. O gün Çernomirdin ile Yandarbiev arasında, Rusların Çeçenistan'a atadığı başkan Zavgayev'in huzurunda bir anlaşma imzalandı... Yeltsin Eylül 1996'ya kadar... Rus birliklerinin Çeçenistan'dan çekilmesini emretti. Bu onun en büyük seçim vaadiydi" 305
-"Rus birliklerinin... çekilmesi 1996'nın sonunda tamamlandı... Hemen sonrasında Çeçenistan unutulmaya çalışıldı. Hiç kimse hayatını kaybeden binlerce insan ve savaşın yol açtığı yıkım konusunda bir tek söz etmedi. Lebed artık işlevini yitirmişti... kovuldu... generaller de vakit kaybetmeden intikam planları yapmaya giriştiler.../... Dudayev'in ayaktakımı ordusu..." 308
-"1994... Siyasi gündem, Yeltsin yönetiminin zaten bozulan imajını daha da bozacaktı. Bir Çeçen araştırmacı, Çeçenistan'daki savaşın Sovyet mülklerinin Rusya'daki bir avuç oligark arasında dağıtıldığı döneme rast geldiğinin altını çizer. Bu değerlendirme ... 1993-1996'da... kısa bir sürede... ekonominin özelleştirilmesi sırasındaki suiistimali yansıtıyor" 310
-"Çeçenistan bir askeri demokrasi toplumuydu... Çeçenistan'da feodal bir sistem asla söz konusu olmamıştır... diğer askeri demokrasilerden farklı olarak Çeçenlerin bir başkomutanlık kurumu vardı. Barış zamanında o komutanın hiçbir suretle bir gücü, yetkisi yoktu... ulus yüzlerce rakip aşirete bölünebilirdi./ Bunun bir sonucu olarak Çeçenler, katı bir hiyerarşik askeri komuta sistemine gerek duymadan savaşı sürdürebildiler... Maşadov... planlamayı yaptı... ancak Çeçen gençlerini... savaş alanına gitmeleri için asla zorlamadı... Bu "askeri demokrasi"... başarılı olduğunu etkileyici biçimde kanıtlamış olsa da Çeçenlerin 1996-1999 arasındaki ateşkes döneminde kurumlarını inşa etmelerini de engellemiştir. Merkezi bir askeri komuta kademesi olmadan... Maşadov... devlet kurumlarını inşa edemedi... devlet inşası... deneyimleri yoktu" 314, 315
-"Rusya Federasyonu'nun yıkılacağı korkusu, Çeçenistan'da savaşın patlak vermesinde ciddi rol oynadı. Birçok analist, Rus liderliğinin "küçük bir muzaffer savaş" yapma isteğini öne çıkarsa da yıkılma korkusu... göz ardı edildi... Rusya... daha da zayıflama tehlikesi 1994'de geniş ölçüde azalmıştı... yıkılma korkusu... doğrudan bir nedeni değildi ancak Rus karar mercilerinin zihinlerinin gerisinde bu korku yatıyordu./... Rusya'nın parçalanacağı tehlikesi başka politik amaçlar için kullanıldı. "... Çeçen ayrılıkçılığı, ülke için Yeltsin ve Putin'in resmettiği kadar tehlike arz etmiyordu." 1994'te Çeçenistan savaşı, seçimler öncesinde Kremlin'in liderinin elini güçlendirmek ve Hazar Denizi kaynaklarını ele geçirme yarışında Rusya'nın jeopolitik konumunu pekiştirmek için başlatılmıştı (aynı şey 1999 savaşı için de söylenebilir)... Rusya'nın 1994'teki stratejisinin (yine aynısı 1999 için de söylenebilir) Kuzey Kafkasya'daki sorunlara çözüm bulmaktan çok Moskova'daki politik sorunlara (Yeltsin'in 1996'da yeniden seçilmesi ve 1999'da iktidarın Yeltsin'den Putin'e geçişi) bir çözüm bulma girişi olduğu açıktır. Çeçen savaşının politik hedefleri Kafkasya'da değil, Moskova'da aranmalıdır./... algılanan tehlike ile... araçlar arasındaki orantısızlık... kent merkezlerinin harabeye çevrilmesi... sivillerin katledilmesi... çatışmanın bir devletin iç sorunlarını çözmek için başvurduğu polis operasyonundan çok 19. yüzyılda Kuzey Kafkasya'da Rusların yaptığı... gibi geçmişin sömürgeci savaşlarına benzediğini göstermektedir" 315-317
-"... düşünce-provoke edici çalışmalardan biri, Yeltsin'in kabinesinde milliyetler bakanı olarak hizmet etmiş bir antropolog olan Valery Tishkov'un çalışmasıdır... kimi "Batılı" yazarları Çeçen... taraf tutmakla eleştirmektedir.../... Bir varlık olarak "Çeçen halkı" gibi terimlerin kullanılmasına da karşı çıkar... sürekli vurgulanan, Ruslar ile Çeçenler arasında büyük farklılıkların gerçek olmadığında ısrar eder... Sovyetlerin son dönemlerinde, modern kent kültürünü benimsediğini ve Rus halkının geri kalanıyla benzerliklerinin altını çizmek için de Çeçenlerin büyük bölümünün ateist olduğunu söyler.../... ulusların kendi kaderlerini tayin hakkı fikrine eleştirel yaklaşır... olumsuz, saldırgan ve yıkıcı bir söylemdir" 318, 319
-"Günümüzde uluslararası sistem, ulusların kendi kaderini tayin hakkıyla çatışan ya da çoğu durumda güçlü devletlerin toprak bütünlüğü ilkesi nedeniyle, statükoyu koruyan muhafazakar bir güçtür... Sovyet yetkilileri, Birlik'ten yasal bir ayrılma hakkı tanıyarak parçalanma sürecini yavaşlatmayı denediler: 3 Nisan 1990'da onaylanan ayrılma hakkı yasası... Ayrılma kararı için cumhuriyet çapında yapılacak referandumda oyların üçte ikisinin alınmasını zorunlu kılıyor... Baltık cumhuriyetleri bu yasaya hemen karşı çıktılar" 329
-"Teorik olarak Moskova'nın... Çeçenistan'ın bağımsızlığını kabul etmesinin imkansız olduğunu söylemenin bir anlamı yoktur. Dudayev'in politikalarına karşı... Çeçen politik güçlerinin güç kazanma olasılığı da göz ardı edilemez. Ancak Moskova ne Çeçenistan'a zaman tanıdı ne de seçme hakkı. Moskova, Çeçenistan'a kendi hakimiyetini dayatmak istedi" 336
-"Silahlı Çeçen gruplar, cumhuriyetin Çeçen olmayan yerleşimcilerini sık sık taciz ettiler... etnik İnguş yerleşimcilerin büyük çoğunluğu da dahil olmak üzere "Rusça konuşan" 200 bini aşkın insanın Çeçenistan'dan göç etmesine yol açtılar" 352
-"Kenneth Waltz'a göre bölünme tehlikesiyle karşı karşıya olan devletler savaş başlatmaya eğilimlidir: "Savaşlar... devletin içerde birliğini pekiştirir."... iç sorunlar yaşayan devletler, birliği dış askeri maceralarla sağlamaya eğilimlidirler ve bu süreçte ulusal kimliği biçimlendirdiği gibi ulusal sınırları da çizer" 352, 353
-"1990'larda Batı Kafkasya'daki çatışmalardan uzak durmak istiyordu... Kafkasya'da istikrarın sağlanması işini Rusya'ya bırakmıştı" 373
-"4 Ekim 2001'de Çeçen savaşçılar ve Gürcü gerillalardan oluşan bir güç Kodori boğazını geçerek Abhazya'nın başkenti Sohum'a ilerlemeye çalıştı. Tarihin garip bir cilvesi olsa gerek ki saldırıya Çeçen savaşçı Ruslan Gelayev komuta ediyordu. Gelayev, 1992-1993 Abhazya savaşında bir dönüm noktası olan 1992 Gagra savaşında Abhazya için savaşan Çeçen Müfrezesi'nde çarpışmıştı -Kafkasya savaşlarında değişik ittifakların başka bir örneğidir bu. Gelayev, ikinci Çeçen savaşında Rus birliklerine direndikten sonra yaklaşık 7.000 etnik Çeçen'in evi haline gelen kuzey Gürcistan'ın Pankisi vadisine göç etmişti. Güçlerini orada yeniden örgütlediği söylendi. Gelayev'in komuta ettiği birkaç yüz Çeçen savaşçının Tiftis'in emir ve desteğiyle savaşa katıldığı kesindir. Aksi takdirde, Pankisi vadisinden Gürcistan topraklarını geçerek Abhazya'ya gidemezlerdi... amaçların ne olduğu hala muğlak olmasına rağmen... Gelayev'in güçleri de geri çekilmek zorunda kaldı" 377
-"1991 Çeçenistan devrimi sırasında devrimin gerçek amaçları noktasında bir belirsizlik vardı. Çeçenistan bağımsızlığı... Kafkasya federasyonu... mıydı? Bu belirsizlik Cahar Dudayev'de onun çelişkili açıklama ve beyanlarında somutlaşır. İki ideoloji gündeme geldiğinde Çeçenlerin seçimi açıkça kendi kaderini tayini hedefleyen seküler ulusalcı çizgide olmuştu. 12 Mart 1992'de kabul edilen ilk Çeçenistan Anayasası... dine sınırlı bir yer ayırır ve "Dinsel birlikler devletten ayrıdır" der. Çeçen milliyetçiliği idealist Kafkasya'yı birleştirme çizgisiyle bağlantılı olsa da bu taliydi. Kafkasya'yı birleştirme hedefi Dudayev ve diğer Çeçen liderlerce nüfuzlarını bütün Kuzey Kafkasya'da güçlendirme aracı olarak görüldü. Örneklersek, Çeçen ulusal hareketi 1991 yılında İnguşların duyarlılıklarını tümüyle göz ardı etmiş (Benim notum: acaba?) ve onları Çeçen Ulusal Halk Kongresi'ne davet etmemişti... 1990 başlarında söz konusu olan Çeçen milliyetçiliğinin esinlediği hayallerdi, Kafkas birliğinin korunması ve genişletilmesi değildi" 379, 380
(Acaba?)
-"Savaş Çeçen politik mücadelesini de değişime uğrattı: Kafkas dayanışması hayali suya düştükten sonra ulusal kendi kaderini tayin talebinden vaz geçtiler... Rus ordusunun çekilmesi modern Çeçen tarihinde görülmemiş bir zaferdi.../ Ancak Çeçenlerin Ruslara karşı uzun bir direniş geleneği olsa da modern tarihte devletleşme konusunda hiçbir deneyimleri yoktu. Çeçen toplumu esas olarak kabilelerin bir birliğinden ibaretti. Bu durum... Khozh med Nukhaev'in "temel bir sorun olarak merkezi bir devlet modeli yerine klan politikalarını benimsemeleri Çeçenlerin acizliğidir" saptamasını yapmaya sevk eder. Ancak, Nukhaev... modern devletin reddini savunur. Bu bölünmeler... Maşadov hükümetinin Çeçenistan'ı iki savaş arası... istikrarlı kılamamasının ana nedenleridir./... Maşadov... farklı bir yol izledi... 1997 Ağustosunda... Tiflis'i ziyaret etmesidir. Bu ziyarette... Çeçenlerin Abhazya savaşına katılmasını... "kara bir leke" olarak tanımlamıştır.../ Başlangıçta, İslam Sovyetlerin son döneminde patlak veren çeçen politik hareketinde hiçbir önemli rol oynamamıştı... seküler bir ulusal hareketti. Elbette ki, bu İslama kamuoyu ilgisinin olmadığı anlamına gelmiyordu... İslam Çeçen ulusal kimliğinin bir parçasıydı... temas kurmak zorunda kalacağı Ortadoğunun cihatçı İslamından farklıydı. Politik İslamın ilk unsurları 1995'ten itibaren (Benim notum: 1996 olmasın? Bu konuda, asıl belirleyici nokta, Dudayev'in ölümü değil mi?) esas olarak Arap ülkelerinden gönüllü savaşçıların gelmesiyle görülmeye başlandı ve bu... radikalleşme sürecine denk geldi. Cihatçıların en ünlüsü Ameer Hattab olarak bilinen Suudi Arabistan doğumlu bir militandı.../... gerçek adının Samir Saleh Abdullah al-Suwailem olduğu söylenir. Ünlü bir "Afgan Arabı'dır... 1969'da... Arar'da doğar... 1998'de Afganistan'a gider... 1995 yılında... Çeçenistan'a bir keşif ziyareti yapmaya karar verir ve 12 gönüllüsüyle... Dağıstan dağlarını geçerek (Benim notum: Dağıstan'da yerleşip orada üs edindikten sonra, değil mi?) Çeçenistan'a ulaşır. Görünüşte bu "Afgan gazisi" Çeçenler üzerinde büyük bir etki bırakır. Orada yabancı gönüllülerin komutanı olur ve Şamil Basayev'le oldukça yakın olurlar. Hattab Çeçen tarihinde derin izler bırakacaktır... ikinci Çeçenistan savaşının çıkmasında büyük rol oynayacaktır./... Çeçen seçmenlerin Aslan Maşadov'u seçmesi Çeçen halkının istikrar tercihini, devrimci ruhun sonunu ve Sovyet döneminden niras kalan idari yapılara dayalı bir devlet inşa etme projesini yansıtır. Maşadov liderliğinin işlevsel devlet kurumları yaratmada ve temel hizmetleri karşılamadaki başarısızlığı kitleleri Çeçen ulusal bağımsızlığı konusunda hüsrana uğrattı. Maşadov en başarısız olduğu nokta Çeçenistan'ı sürekli bir savaş devleti halinde tutan eski alan komutanlarını silahlandıramamasıdır. Militanlar halk desteğini yitirse de Çeçenistan başarısız devletlerin en kötü örneklerinden biri oldu. Eski savaşçılar militan Selefi cihatçılığı gibi daha radikal fikirlere kaydılar. Bu küçük ama güçlü grup öyle etkili oldu ki 1999 başlarında Maşadov şeriat hukukunu kabul etmek zorunda kaldı. Çeçen savaşçıların... sınır boyunda süren saldırıları Kremlin'in Çeçenistan'a yönelik 1999'da ikinci bir operasyonu başlatmasının yeterli gerekçesini sunacaktı./ 1991 Çeçen devrimi... devlet kurumlarını... yıkmıştı. 1994-96 savaşı sosyal dokuyu ve Çeçen toplumunun saygı gösterdiği son kurum olan kabile yaşlıları meclisini de yıktı... Rus işgalcilerle masaya oturan yaşlılar meşruluklarını ve saygınlıklarını yitirmişlerdi... yüzyıllardır süre gelen geleneksel Çeçen kabilelerinin yasaları, adat artık paramparça olmuştu. Bu durum Çeçen toplumunu... geleneksel arabulucu, yargıç ve ahlaki zeminden yoksun bıraktı. Bunun sonucunda kaçınılmaz olarak şiddet ve anarşi arttı. Örneğin, bütün Kafkasya'da bir ziyaretçi korunacağını sanırken Çeçen haydutlar yabancıları... rehin aldı. Bu karlı bir sektördü.../ Direniş döneminde silaha sarılan gençler... yönetimin üst düzey koltuklarına yerleştiler. Bunun bir sonucu olarak Dudayev rejimini ayakta tutan ve Rus saldırısına direnmeyi sağlayan idari hizmetler eski savaşçıların yönetiminde sona erdi./ Maşadov, klasik yunan trajedilerindeki karakterlere benziyordu. Çeçen devletini kurmayı denedi ama başaramadı... silahsızlandırmadaki başarısızlığı... normalleşememesinin başlıca nedenidir... Çeçen lider bir röportajda... ülkesinde düzeni sağlama çabalarını yoğunlaştıramamasının tek nedeninin Ruslar ve amaçlarından duyduğu kaygı olduğunu belirtir... bir iç savaşa yol açmasından korkuyordu. Ancak... Aushev gibileri, Maşadov'u "kararsızlığı" nedeniyle eleştirdiler./... 1997-99 sürecinde Çeçenistan devlet başkanı dört suikast girişinin hedefi olmuştu... Şevardnadze'ye yönelik suikast girişimi... Raduyev hakkında cezai soruşturma başlatıldı... O dönemin Başbakan yardımcısı Şamil Basayev "Cumhuriyetçi Çeçen Direniş Hareketi Kongresi"nin (Benim notum: tam olarak İslami bir kongre değil miydi?) toplanmasına ön ayak oldu ve 21 Şubat 1998'de Raduyev'in kaderine karar verilmesi amacıyla yaklaşık 10 bin savaşçıyı Grozni futbol sahasında bir araya getirdi... kalabalık Raduyev'i yargılamak yerine... bir kahraman gibi karşıladı... Çeçenistan hükümeti... eski alan komutanlarından oluşuyordu... Arsanov... Basayev... Udugov ve benzerleri. Bu şahsiyetler hükümet makamlarını işgal ederken her fırsatta da Çeçenistan Devlet Başkanı'na komplo kurmaktan geri durmadılar./... Çeçenistan'da boru hatlarından petrolün yasadışı çalınması ve 20 yy'da dünyanın başka bir yerinde görülmesi mümkün olmayan bir ölçekte rehin alma endüstrisinin gelişimiydi./ Çeçenistan'ın meşru devlet kurumlarını kuramamasının son nedeni, her türlü radikal güç için, Vedeno bölgesinde büyük bir eğitim kampına sahip Hattab'ın cihadistlerinden... mafyavari... Nadir Khachilev'e kadar, bir sığınak haline gelmesiydi. NewYork'taki İkiz Kuleler'e... saldıran uçakları kaçırmakla suçlanan 19 kişiden 6'sı bilgilere göre Çeçenistan'da savaşmak amacıyla evleri terk etmiş Suudi Arabistan vatandaşlarıydı. Bu radikal güçler yerel savaş ağalarıyla ittifaklar yaptılar ve ideolojileri, para ve bağlantıları çekirdek Çeçen savaşçıları daha da radikalleştirdi. Ayrıca, Çeçen savaşçılar başka çatışma bölgeleri de buldular, ya Afganistan... ideolojik... ya da... Gelayev'in... Sohum... 2001... saldırı... paralı asker olarak... Arutyunov'un sözleriyle radikal İslam yeni kuşağın geniş kesimleri için... "gerçekten mevcut bağımsızlık"tan hiçbir beklentisi yoktu. Yalnızca doğa üstü kurumlara ihtiyaçları vardı ve İslamiyetin radikal bir mezhebi olan Vahhabizm tam da bu ihtiyacı karşılayabilirdi. Diğer bir ifadeyle Selefi cihadizm Çeçenistan'da Çeçenistan devletleşmesinin başarısızlığından ve sorunlardan kaçmanın bir yoluydu./.../ Geleneksel Sufiliği ve yeni Wahhabi İslamı destekleyen Şamil Basayev gibi alan komutanlığına düşmanlığı Çeçenistan eski müftüsü Ahmet Kadirov'un Rus otoritelerle işbirliğine sevk etti. Kadirov Çeçenistan'ın ikinci büyük kenti Gudermes'e hakim oldu ve 1999'da Rus askerlerine karşı direnmediler./ Rus yetkililerinin 1999 yılında Çeçenistan'da son askeri müdahaleyi başlatmaları için iki bahaneleri vardı. İlki, Basayev ve Hattab'ın komutasındaki çeçen militanların orta Dağıstanı işgal etmeleri... Çeçen güçler Rus ayısını neden kışkırttılar?/ Çeçenistan'da İslamın yalnızca yüzeysel bir varlığı söz konusuydu. İslam Çeçenistan'a görece geç bir tarihte 16. yüzyıl civarında girmiş ve başlangıçta pek bir etkinliği olmamıştı. Çeçenler, 18. ve 19. yüzyıllarda Ruslara karşı mücadeleye önderlik eden İslamın Sufi kardeşlik formunu benimsemişti. Gerçekte, İslam Kuzey Kafkasya'da, Rus İmparatorluğuna karşı savaşan ve Kuzey Kafkasya'nın değişik etnik gruplarını ve aşiretlerini bir bayrak altında birleştiren bir ideoloji olarak hizmet ettiği sürece yayıldı. Çeçenlerle yakın akraba olan İnguşların 19. yüzyılda yalnızca yarısı Müslümandı, diğer yarısı ise Hıristiyan ya da animistti. Aynısı Çeçenler ve Abhazlar için de geçerlidir... Tek istisna Dağıstan'dır... Bu "dağlar ülkesi" İslamla doğrudan Arap işgalleri sonucunda temas kurmuştu. 9. yüzyıla kadar İslam Dağıstan'da yayıldı, tarihi kent Derbend İslami eğitimin bir merkezi haline gelmişti. Bu nedenle, Çeçenistan'daki İslami emirlik hareketi yüzünü Dağıstan'a dönmek zorundaydı./ Dağıstan'ın çeçen savaşçılar ve müttefikleri cihadistler tarafından işgali ideolojik tercihlerin (Çeçen milliyetçiliğinin yerini İslamcı radikalizmin alması) bir birleşimi ve Çeçen devletleşmesinin başarısızlığından doğan bir ileri sıçramaydı. Eğer Çeçen savaşçılar Dağıstan'ı "özgürleştirme" görevini üstlenmemiş olsalardı bizzat Çeçenistan'da geniş ölçekli bir iç savaş patlak vermeden uzun süre ayakta kalamazlardı"381-387, 387-Dipnot 47, 388, 389
-"Ocak ayında Ruslan Gelayev ve yaklaşık 1000 savaşçısı Grozni'deki mevzilerini terk ettiler... basayev... sağ bacağını (Benim notum: bacağını değil, ayağını) kaybetti" 390
-"Belki de birinci ve ikinci Çeçenistan savaşları arasındaki en büyük fark hem Rusya hem de Çeçenistan'daki kamuoyunun fikirlerinin değişimiydi.../... İkinci savaş başladığında Rus elektronik ve basılı medyası Kremlin'in denetimi altına alındı... rehine alma... nedeniyle yabancı gazeteciler Çeçenistan'dan uzak durdu... insanlar yalnızca Kremlin'in onayından geçmiş bilgi ve haberlere ulaşabilirdi./ Çeçen arasında Rus yanlısı bir milis gücü oluşturmak için Yeltsin... hapishanede olan... Gantemirov'u affetti... bir milis gücü oluşturdu... ancak Rus tarafı onlara pek güvenmedi... Rus yetkililer denetleyemeyecekleri Gantemirov'u uzaklaştırdılar ve 2001Temmuzunda yerel yönetimin başına Ahmet Kadirov'u atadılar. Kadirov 1995-99 yılları arasında Çeçenistan müftüsü olarak görev yapmıştı... direnişe katılmıştı. Geleneksel Sufiliğin bir taraftarı olarak Kadirov, Maşadov'la ve Çeçen geleneklerine aykırı olarak giderek daha çok Selefi İslamı benimseyen daha radikal komutanlarla bağlarını koparttı" 391
-"İki Grozni çarpışması kent savaşlarının askeri incelenmesinde bir klasik haline geldi. Grozni II. Dünya Savaşı'ndan bu yana yaşanan en önemli kent savaşıydı" 393
-"Ancak birinci ve ikinci Çeçenistan savaşları arasında gerçekten değişen tek şey Çeçen savaşçıların eskiden sahip olduğu desteğin azalmasıydı. Hatta belki daha da önemlisi, Çeçen direnişinin savaşacağı bir politik projesi yoktu. Muğlak... cihadist çağrılar radikal gençliğin yalnızca küçük bir kesimini harekete geçirebildi. Halkın çoğunluğu ise uzak durdu ve hatta Basayev gibileri yeni felaketlerin yaşanmasının sorumlusu olarak suçladılar. Maşadov... görüşmelere hazır olduğunu sayısız kez yineledi... Çeçen balığı suyun dışında kalmıştı" 394
-"... bölgeye Washington'un ilgisi arttı... medyanın... "Yeni Büyük Oyun" olarak tanımladığı uluslararası rekabete yol açtı" 398
-"Bu yeni stratejik rekabette Batı, Kafkasya'yı küresel jeopolitik öneme sahip bir bölge gibi gördü. Özellikle ABD... Kafkasya'ya daha büyük bir rol biçmişti. Güney Kafkasya yeni boru hatlarının Hazar'a ulaşabileceği bir bölgeydi" 399
-"Sayısız ABD yetkilisi Hazar'ın Amerika'nın "ulusal güvenliğinin" bir parçası olduğunu ve enerji kaynaklarının çeşitlenmesinin Batı'nın istikrarsız Ortadoğu'ya bağımlılığını azaltacağını açıkladı" 401
-"Bugün, enerji uzmanlarının büyük bölümü Hazar bölgesinin Basra Körfezi'yle yarışamayacağı noktasında hem fikirler. Ancak önemli bir oyuncu olarak sahneye çıktı" 403
-"... ilk soru bu petrol ve doğal gazın sevk edileceği rotaları kimin denetleyeceği idi. En basit, en hızlı ve en ucuz rota... Bakü'den... Novorossiysk... Bu rota Rusya'nın en iyi seçimiydi ve "kuzey hattı" olarak adlandırıldı. Önerilen ikinci bir rota... Hazar yataklarını Basra Körfezi'ne bağlamaktı... İran'dan geçecekti... maliyetinin düşüklüğü... Bu rota "güney hattı" olarak adlandırıldı. Üçüncü bir öneri... Bakü... Karadeniz... Ceyhan... Bu rota da "batı hattı" olarak adlandırıldı" 403, 404
-"Güç-iktidar oyununun sonraki aşaması çok daha sert geçecekti... 1994 sözleşmesinin ardından Washington tümüyle Hazar oyununa dahil olmuştu. 1994'e kadar ABD... Kafkasya'nın "küçük savaşlarını" idare etmekle Moskova'nın yükümlü olduğunu düşünmüştü... 1992'de ABD Kongresi yeni bağımsız olmuş cumhuriyetlere yardım etmek amacıyla Özgürlüğü Destekleme Yasası'nı kabul etmişti" 405
-"Azerbaycan Uluslararası İşletim Şirketi... (AIOC)... ikna oldu. 2 Ekim 1995'te "... Washington'la örtülü yeni ittifakıyla güç kazanan Aliyev bir hafta sonra yeni rotayı onayladı." Çok daha işlevsel olmasına gerek duyulan mevcut Bakü-Batum boru hattı günlük 115 bin varil kapasiteye sahipti.../... 1998... boru hattı rotası üzerinde tercihlerini açıklamak üzere Ankara'da toplandılar: Gürcistan üzerinden geçerek Bakü'den Ceyhan'a ulaşan boru hattı rotası... 2005'te tamamlandı.../... AB'nin Nabucco... desteklemesi... Rusya 2007 yılında Nabucco'ya rakip "Güney akım".../ 2008... Rusya... Nabucco projesinin bir adım önüne geçti" 407-409
-"Bakü petrol politikasıyla her şeyi değiştirmeyi hedefliyordu. Aliyev, Azerbaycan yanlısı politikalar izlemeleri için petrol anlaşmalarını Amerika, İngiltere, Fransa, Türkiye ve İran şirketleri arasında pay etmişti. Azerbaycan petro-dolarları Beyaz Saray'da amacına ulaşmak için... üst düzey lobicilere harcadı./... bazı başarılar elde etti... Ancak... bir sınırı vardı" 410
-"Ermeni kamuoyuna göre Karabağ sorunu Stalin'in ürünü tarihsel bir adaletsizliğin sonucuydu... savaşı kazanmıştı... Karabağ sorunu "çözülmüştü." Ancak komşu halk için hiç de öyle olmadığını unutuyorlardı" 411
-"Gürcistan zaten eğitim ve ekipman biçiminde Amerikan yardımı da alıyordu. 11 Eylül olaylarının ardından 2002'de Kuzey Gürcistan'ın Pankisi Boğazı'na kamp kurmuş Çeçen ve Arap cihatçıları yok etmek amacıyla Amerika 64 milyon dolar bütçeli "eğitim ve ekipman" programı başlatmıştı ve Amerika'nın Gürcistan'a 2007'deki askeri yardımı 34 milyon dolardı. ABD-Gürcistan işbirliğinin bir sonucu olarak 16.000 Gürcistan askeri yıllarca Amerika'da eğitim gördü" 415
-"Ancak... petrol... rekabeti de keskinleştirdi, böylece Kafkasya'daki çatışmalar da "donduruldu."... Batı'nın petrol çıkarlarının ateşkes anlaşmalarıyla çizilmiş egemenlik paylaşımları üzerinde ciddi etkileri olacak" 426
*
10.9.2017-Ankara
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder