mektuplar 2
Nazım Hikmet, Adam Yayınları'ndan Beşinci Basım: Aralık 1991, Adam Yayınları, İstanbul
Oğlunu hayata hazırlamak isteyen bir baba anlayışıyla 1940'lı yıllarda hapisten oğulluğa gönderilen mektuplar ve birkaç da şiir.
Mektuplarda muhtelif konularda gayet öğretici görüşler var: Kitaplar, babalık, gençlik, tarih, millet, eğitim-meslek, büyük adam, roman, utangaçlık, okuma ve spor, metod ve güzel, Osmanlı-İttihat Terakki-Tevfik Fikret, içerik ve uslup, ilke, heveskarlık, kafiye, realistler, Don Kişot, büyük şair, ihtiyarlık, Yusuf, Yahya Kemal, romantizm, Shakespeare ve benzeri konular hakkındaki bence gayet yararlı olan görüşler!
Biraz da elbette yazarın kendisi hakkında görüşler var!
Çarpıcı olanlardan bir bölümü kendisini iğrenç bulması hakkında: Memet Fuat'ın annesi Piraye'ye ihanet ettikten sonraki dönemde yazılmış olması gereken bir mektupta kendisi hakkında şunları söylüyor:
"Bir an önce gebermeyi isteyecek kadar kendi kendimden iğreniyorum... kendime karşı en ufak bir saygım kalmadı... Ben dünyanın en iyi, en yiğit, en namuslu insanını, annemizi arkadan bıçaklamış, bunu yaparken de sırf kendi belden aşağısının zebunu olmuş, iradesiz domuzun biriyim... Babanızı affedin demeye bile yüzüm yok. Kendime karşı duyduğum korkunç nefrete rağmen mektubun beni yeniden dünyaya getirdi... Demek bütün alçaklığıma rağmen benden nefret etmedin?" (Hikmet, mektuplar 2, s. 79 ve bu konuda ayrıca, 83-109, 113, 118, 119, 122)
Bunları söylüyor, ama sonrasında da, "yalan söyleyemedim", "Piraye'm bana hiçbir zaman aşık olmadı. Beni delicesine canı çekmedi. Ben ona insanlığımla yakındım", "İşi başka türlü idare edebilirdim... razı olmadım", türü sözlerle, ihanetine mazeret bulma-meşruiyet sağlama ve alçaklığını mazur gösterme şeklindeki olmayacak bir iş için çabalamaya girişiyor. (Hikmet, mektuplar 2, s. 86, 89)
Bu fasıl ise insanın ne denli alçak olduğunu ortaya koyan eşi kolay bulunamayacak çarpıcı bir örnek oluyor!
*
12.5.2024
***
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder