22 Haziran 2025 Pazar

BİR SÜRGÜNÜN ANILARI, ANILAR

Aziz Nesin, Nesin Yayınevi'nde Onuncu basım Nisan 2016, Nesin Yayınevi, İstanbul


Yıl 1946. 


Yazar Sabahattin Ali ile birlikte çıkardıkları bir yayında yayınlanan Nereye Gidiyoruz başlıklı bir yazısında o dönemde ABD ile yeni başlayan ilişkileri sorgulayıp eleştiriyor ve bu yazısı yüzünden yargılanıp 10 ay hapse ve Bursa'ya sürgün cezasına cezasına çarptırılıyor.

Kitapta işte bu sürgünün anıları yer alıyor.


Dönemin iktidarının son derece olumsuz olan yaklaşımı ibret verici. (Nesin, Sürgün, s. 142-152, 164, 165)


İkincisi de o dönem insan yapısı aynı derecede ve belki de daha fazla ibret verici. Sürgün yerinde insanların büyük çoğunluğu selam vermekten dahi özellikle kaçınıyor, sınıf arakadaşı tanımamazlıktan geliyor. Ülkemizin insan malzemesi açısından üzücü sayılmalı!

Ülkemiz tarihi açısından da ibretlik!


Günümüzde de ülkemizde insani anlayışta aynı durum geçerli, ne yazık ki!

*

Kitaptan bazı notlar:


"Dolandırıcılığın baş kuralı bu numaradır: Boyuna vadedeceksin. İnsafsızca, acımasızca vadedeceksin." (Nesin, Sürgün, s. 39)


"Akıl vermeye bayılırız. Karşımıza biri çıksın da, aman şuna iyi bir akıl verelim diye yolları gözleriz." (Nesin, Sürgün, 51)


"Padişah döneminde de hükümet, işine gelmeyenleri sürermiş ama, o zaman daha insaflıymışlar. Sürgün edecekleri adama taşrada bir görev verirler, daha olmazsa bir gündelik bağlarlarmış..." "Açlık canıma tak dedi." (Nesin, Sürgün, s. 61)


"O günlerde yurttaşlar öyle aşırı bir korkuya kapılmışlardı ki, suçlanmaktan korktuğu için, başak birini suçlayıp kendini kurtarmaya çalışıyordu." (Nesin, Sürgün, s. 65)


"Aç insanda farkında mısınız, bir zavallılık, bir yabancılık var." (Nesin, Sürgün, s. 71)


"(1943-1945 ve sonrası) Türkiye'de... Tahsis malların karaborsaya düşmeden haklı dağıtımı hemen hemen olanaksızdı." (Nesin, Sürgün, s. 79)


"Abdülhamit kolay kolay adam sürmezmiş. Kendine azçok başkaldıranları önce nişanla, parayla uyutmaya çalışıyor. Olmazsa, mutasarrıf, vali, kaymakam, mektupçu filan yüksek işlerde taşra illerine yolluyor. Yine olmadı, o zaman sürüyor. Sürgün işi, İttihatçılar'ın zamanına dek böyleymiş. Sürgünlere ayrıca hükümet aylık bağlarmış." "Zamanımızda sürgünlük rezillikti. İş arasan vermezler, insanlar konuşmaktan bile korkarlar." (Nesin, Sürgün, s. 89, 90)


"Hoca diye sözünü ettiğim kişi Kerim Sadi'dir... Marksizmi en iyi bilenlerden biriydi." "Yaşamımda tanıdığım en bencil insandı", "insancıl değerlerden yoksun bir kişiliği vardı." (Nesin, Sürgün, s. 119-121)


"Cumhuriyet döneminin yöneticileri, gaddar tanıtılan Abdülhamit kadar olamıyordu. Abdülhamit sürgüne gönderdiği insanların ve ailelerinin neyle, nasıl yaşayabileceklerini düşünür ve onlara az da olsa geçinebilecekleri bir aylık bağlardı./ Biz sürgünde... kendimizin günü gününe nasıl yaşayacağımızı düşünüyorduk." (Nesin, Sürgün, s. 169)


"Haber aldığıma göre Sabahattin İstanbul'da mahut safahat alemini devam ettiriyormuş... Bana anlatan, kurdukları masa en aşağı 100 liralıktı diyor." "Sabahattin Bey bir haftadır... bir yazı karalayıp göndermedi." (Nesin, Sürgün, s. 174 ve ayrıca s. 182)

*

1.6.2025

***


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder