15 Mayıs 2020 Cuma

Lubyanskaya Suç Örgütü

İngiltere'de Öldürülen Rus İstihbaratçısının Hatıraları 

Aleksandr Litvinenko, Türkçesi: Süleyman Yıldız, 1. basım; 2008, kaknüs yayınları, İstanbul 


Lubyanskaya ile kastedilen Rus gizli servisi.
Hatıraları yazan, yani açıklamarı yapan ise, o gizli serviste yıllarca görev yapmış ve son olarak yarbay rütbesine kadar yükselmiş bir eski görevli.
Söylediklerinin özeti kitabın adında mevcut:
Rus yönetimi bir suç organizasyonudur!
Bütün olarak.
Neredeyse, en masum fiilleri yolsuzluktur, ve, uyuşturucu dağıtımından cinayete kadar her tür suçu yönetim organize edip gerçekleştirmektedir!
Yönetim ve suç örgütleri içiçedir!
*
Yüz yüze görüşmeler ve sonrasında Putin'e dair söylenenler: Kendisi yalancı ve rüşvetçi, ve, uyuşturucu kaçakçıları, caniler ve diğer suçlularla iş görüyor!
*
Inanılması güç ayrıntılar!
O kadar ki, bilmeyenin hayal edip uyduramayacağı nitelikte olaylar!
*
Insanı dehşete düşürecek uygulamalar!
*
Uydurma, denilebilir, elbette.
Rus yönetimi de öyle diyor, zaten!
*
Ne var ki, açıklamaların uydurma olduğunun söylenmesi hiç makul gelmiyor!
Bir insan hayatını riske sokacak olan uydurma açıklamaları neden yapsın ki?
O kadar büyük bir risk ki, ne kadar kaçsa da kurtulamıyor!
Kaçıp sığındığı Londra'da öldürülüyor.
Tek başına bu son bile, kanımca, o kişinin açıklamalarının samimi olduğunun somut delili sayılmalıdır! 

Bence, açıklamalar doğru.
Ve, dehşete düşüyorum! 
Açıklamalar benim her türlü öngörümü aşan korkunçlukta!
*
Açıklamalar bir yönüyle Çeçenistan'a yapılan Rus saldırılarının ne kadar kirli olduğunu da gösteriyor!
Daha da doğrusu, aslında, Çeçenistan'a yönelik Rus saldırıları, temelde, tam da bunun için yapılmamış mıdır? 
Moskova'da kirleri maskelemek,
Dikkatleri başka yerlere çekmek,
Yani, Rusya'yı bu şekilde yönetmek için! 
*
Başlangıçta Çeçenlerin içten bir düşmanı olan açıklamaları yapan kişi, Rus zehri ile Londra'da ölürken, tam anlamıyla bir Çeçen dostu haline gelmiş bulunuyor.

*
Gerçekten dehşet verici:
Bir devlet nasıl böyle olabilir?
70 yıllık sosyalist sistem bu insanları nasıl üretebilmiş?
Dünya, neden hiçbir şey yokmuş gibi davranıyor?
Dünya'nın sessizliği, Lubyanskaya anlayışının evrensel olması yüzünden mi, yoksa?
*
Anlaşılan Sovetler anlatılan türden insanlar tarafından yönetiliyormuş.
Insana, insanlığa düşman insanlar tarafından.
Bu durumda, denmeli ki, Sovyetlerin dağılması çok hayırlı bir iş olmuş!

*

Kitaptan bazı notlar: 
-"Editörün Notu" 7 
-"Litvinenko... 1998'de, bir basın toplantısı düzenleyerek... FSB'nin kendisine Devlet Güvenlik Konseyi eski Sekreteri Boris Berezoskiy'e suikast görevi verdiğini söyledi./... Mart 1999'da tutuklandı... 1 Kasım 2000'de Londra'ya ulaştı... öldüğü Kasım 2006'ya kadar KGB ve FSB'ye yönelik birçok suçlama dile getirdi... Putin'i zor duruma soktu.../... 2002'de yayınladığı "FSB Rusya'yı Havaya Uçuruyor" adlı kitabı çok ses getirdi. Kitap 1999 yılında Moskova'da üç yüz kişinin ölümü ile sonuçlanan saldırıyı Çeçen örgütlerinin değil, FSB'nin yaptığını savunuyordu... Rus Prima ajansı, kitabı Letonya'da bastı ve Moskova'da satmak istedi. Ancak kitapları taşıyan kamyona... el konuldu... FSB'nin Çeçen savaşı ile ilgili olarak "gerginlik stratejisi" takip ettiğini yazdı./... 2003'te... bir mülakatta da, Moskova'daki tiyatro baskınına katılan Çeçen eylemcilerden ikisinin FSB hesabına çalıştığını... savundu... eylemin FSB'nin planlı bir eylemi olduğunu ileri sürdü./... 2005'te... ile görüşmesinde de, FSB'nin... 1998 yılında... çok sayıda El Kaide liderini... Dağıstan'da eğittiği iddiasını ortaya attı./... 2006'da İtalya Başbakanı Romano Prodi'yi suçladı. İddiaya göre Prodi geçmişte KGB ile beraber çalışmıştı... Putin'in pedofil olduğunu ileri sürdü.../.../... Putin'in danışmanı Sergey Yastrjembskiy, suçlamaların... komplo olduğunu söyledi" 8-12 
-"Önsöz Yerine" 15 
-"Logovaz'ın... "kulübünde"… Tüm Moskova orada toplanıyordu, barda ise şehrin en iyi kırmızı şarabı ikram ediliyordu. Bu şarabı, Boris'in yakın ortağı olan Gürcü Badri Patarkatsişvili'nin kendi bağından getirdiğini söylüyorlardı" 17 
-"… 'oligark'… Berezovskiy, 1996 yılında Yeltsin'in komünistlere karşı kazandığı zaferinde kilit rol oynadı... kampanyanın finansmanını yapan ve idare eden oligark konsorsiyomunu o organize etmişti./ İstihbarat servisi ile Boris arasındaki uzlaşmazlık, özellikle bu dönemde başladı. Yeltsin'in emniyet amiri olan General Korjakov ve FSB Şefi Barsukov, seçim öncesi... darbe yapmaya çalıştılar. Devlet Başkanı, seçimleri iptal etmesi... için iknaya çalıştılar. Yeltsin'i demokrasi yönünde ilerlemeye ikna edenlerden biri Boris'tiOligarklar ile Yeltsin çevresindeki generaller arasındaki cepheleşme, generallerin yenilgisi ve Korjakov ile Barsukov'un istifasıyla sonuçlandı./ Ancak Putin'in iktidara gelmesinden sonra... Berezovskiy'in Kremlin'deki yıldızı söndü... otoriter 'iktidar hiyerarşisi' inşa edildi, Çeçenistan'da savaş yeniden başladı. Duma üyesi olan Boris'in televizyon kanalı ve birkaç gazetesi, yeni devlet başkanının politikasını açık bir dille eleştirdi. 'Kursk'… son damla olmuştu... ORT televizyonu... sert eleştiriler... ardından Devlet Başkanı, Berezovskiy'den kanalın yönetimini Kremlin'e devretmesini talep etti. Red cevabı alan Putin, Boris'in ezeli düşmanları olan istihbarat servislerine, ona her türlü 'baskıyı' yapmaları için talimat verdi... Berezovskiy, Rusya'da Sovyet sonrası 'ilk siyasi mülteci' oldu" 18 
-"Beyaz Saray.../.../ Arkadaşım.../.../ - Resmi bir görevli olarak sana Amerikan Hükümeti'nin, Rus istihbarat servis mensuplarının ayartılması ve karşı tarafa geçenleri mükafatlandırma işiyle ilgilenmediğini söylemem gerekiyor, diye cevap verdi" 18, 19 
-"Saat tam 10.00'da sizi konsoloslukta bekliyorlar. Onlara her şeyi anlattım ve nedense her şeyi çok çabuk anladılar. Onların bizi tanıdığına dair bir hisse kapıldım. Kısacası, sıra beklemeden Amerikan vatandaşlarına hizmet veren bölüme gideceksiniz" 27 
-"Adamın her şeyden haberi var.../.../ -Bizi takip ediyorlar bile" 30 
-"New York'tayken benim geçiştirdiğim soru... Beni Türkiye'ye çeken şey neydi?.. Yirmi beş yıl öncesine geri dönme fırsatıydı ki... Bu duygu, karanlık 70'li yılların Moskovası'nda Soljenitsin'in kitaplarını dağıttığım ve siyasi tutuklularla ilgili bilgileri yabancı muhabirlere verdiğim zamandan beri, Amerika'da yaşadığım refah yılları boyunca unuttuğum... kişisel korkunun üzerinde kazanılmış zafer duygusuydu. Boris haklıydı... KGB canavarı ölmedi ve iki Çeçen savaşında kan emdikten sonra yeniden güç topluyor" 33, 34 
-"Spesifik görünümlü iki Türk, bizi birkaç metre uzaklıktan takip ediyordu.../.../ -Tuhaf, dedi bayan. İstanbul'dan direkt Moskova seferi olduğu halde neden Londra üzerinden uçuyorsunuz?/... duty free alışverişi yapacağız... diye atıldı Saşa./... izin almam gerekiyor, dedi bayan.../.../ Saşa'nın yüzü tıpkı bir cesedinki gibi solmuştu. Bizi takip edenlerden biri, Türk bayanın peşinden gitti. İkincisi ise hiç istifini bozmadan bizi gözetlemeye devam etti... Yaklaşık on dakika geçti. Koridorun sonunda iki kişi belirdi: bayan ve bizim Türk./ Bayan, belgeleri Saşa'ya vererek: / -Her şey yolunda. İyi yolculuklar, dedi./.../ -Evet, Türkler bizi uçağa kadar götürdüler ve biniş yapmamızı sağladılar./ -Onların bilgisayarında benim sahte soyadım vardı. Bunu onlara yalnızca Amerikan Büyükelçiliği vermiş olabilir. Bu ne demek oluyor?/ -Bu demek oluyor ki Amerikalılar Türklere bizim hakkımızda bilgi verdiler, Türkler ise bizim Türkiye'den gitmemizin daha iyi olacağına karar vermiş olmalılar. Zira kimse yoksa problem de yoktur./ -Bu demek oluyor ki buradan çekip gidiyoruz. Türkler başka bir şeye karar vermiş de olabilirlerdi ve ben şimdi Moskova'ya uçuyor olurdum, dedi Saşa" 37, 38 
-"Aleksandr GOLFARB/ New York, Haziran 2002" 40 
-"Gazetecinin Notları" 41 
-"FSB'nin en gizli başkanlığı olan URPO.../... 'devlet için tehlike teşkil eden kaynakların bertaraf edilmesi' ile ilgileniyordu... Yani istihbarat servisleri, kurşuna dizmek için bir nevi lisans aldılar./.../ FSB Yarbayı Aleksandr Litvinenko bu başkanlıktan firar etti" 42 
-"Rusya'daki istihbarat servisleri... bankalara hulul ediyorlar... açıkça gasp ve terör eylemleri yapıyorlar" 43 
-"Akram Murtazayev" 44 
-"Sen tutuklanmıştın.../ 25 Mart 1999 yılında" 45 
-"Savcı, FSB ile birlikte mahkeme salonunda resmen tuzak kurmuştu.../.../... FSB yasaların üstünde..." 71 
-"… şartlı tahliye olup serbest kalmıştım" 80 
-"Litvinenko Kazakları vatana yüz yıl hizmet etmiştir. Benim büyük, büyük, büyük dedem... Kafkasya'daki Rus Ordusu'nda Yermolov'un birliklerinde görev yapmıştır. Kendisi 1822 yılında Çeçenlerle yapılan bir çatışmada yaralanmış ve Nalçik Kalesi'ne yerleşmiştir. O, Çerkasyalı ve toprak kölesi köylülerindendir" 83 
-"Babam ise İçişleri Bakanlığında doktordu... Sakhalin'de.../.../ Babam Brejnev'e bir mektup yazmış: "Bu basit bir kamp değil, bir ölüm kampıdır... bu vahşeti durdurmanızı rica ediyorum..."/... babamı görevden almışlar" 84, 85 
-"Moskova'da insan kaçıran Gürcü kökenli bir sporcular grubu vardı... güçlü ve çok saf çocuklardı. Hatta aralarından bazıları, suç işlediklerini dahi anlamıyorlardı" 90 
-"1995 yılında, meşhur hak savunucusu Sergey Grigoryants'a yönelik yapılan provokasyona katılmıştım.../... iki Çeçen kadınla birlikte yurtdışına bir konferansa gitmesi gerekiyordu ve yanında Rus askeri birliklerinin Çeçenistan'da işlediği suçları içeren video kasetleri götürmeyi planlıyordu.../... "Öyleyse gizlice mermi koyalım".../ "Mermileri, Çeçen kadınlarından birinin çantasına gizlice koymak gerekiyor... Çeçenlerin olduğu yerde mermiler de olur."/... Grigoryants hiçbir yere uçamadı" 94, 95 
-"KGB ise her zaman "insanlardan" başlardı. Fıkrada anlatıldığı gibi "Yeter ki insan bulunsun, kendisine ceza vermek için uygun madde her zaman bulunur"… şüphe uyandıran insanı buluyorlar. Ve bu kişiden başlayarak işlediği (veya işlemediği) suça doğru, bağlantıları sayesinde ilerliyorlar. Bunun adı da "planlama"dır" 97 
-"Moskova RUOP'un başına Klimkin'in gelmesiyle Başkanlık bir çeteye dönüşmeye başladı. 1991-1993 yıları arasındaki dönemde ise çeteleri dize getiren, Moskova RUOP'undan başkası değildi./ Doksanlı yılların başlarında... President Oteli'nde çeteler toplantılar düzenliyorlardı. Çeçenler, bir Ermeni'yi koridorlarda kovalıyor, ateş ediyor ve öldürmeye çalışıyorlardı... hiç kimseden korkmuyorlardı. Ve onlara kimse dokunmuyordu.../ Çok sonraları hırsızlar kendilerini, "Biz iş adamıyız" şeklinde tanıtmaya başladı... Cinayet sayısı hızla arttı ve haraç günlük yaşam tarzı oldu./ Moskova'daki durum, St. Petersburg'dan daha da korkunçtu.../... Ve iki yıl içerisinde Moskova, az veya çok medeni bir şehre dönüşmüştü... Eski küstahlık yoktu. Ve başarının en büyük kısmı Moskova RUOP'un idi./ Tabii ki yolsuzluklar ve görev yetkilerini aşma vakaları vardı ancak tüm bunlar soruşturuluyordu.../ Ancak yavaş yavaş RUOP'un ve FSB'nin tek bir uğraşı oldu: Para Kazanma... Her şey polislerle başladı./.../... Üç yıl bile geçmemişti ki olaylar sınır tanımaz hale gelmişti. Günümüzde neredeyse hiçbir ticarethane, polis veya FSB ile parasal paylaşımda bulunmadan çalışmıyor" 98, 99 
-"1996 yılında... İçişleri Bakanlığına bağlı ordu birlikleri depolarından silah satışları gerçekleştirildiği.../.../ Astsubayın... komutanının şoförü olduğu ortaya çıktı... sorunsuz bir şekilde dışarı çıkarılabileceğini söyledi... "Bir kaleşnikof makineli tüfek için bin beş yüz dolar," cevabını verdi... ek ödemeyle her şeyin mümkün olduğunu söyledi" 112, 113 
-"Aslında Kovalev, yardımcısı olan Zorin'le mücadele ediyordu. Bunun sebebi de Zorin'in Çernomirdin tarafından göreve getirilmiş olmasıydı. Kovalev ise Korjakov-Barsukov grubundaydı. Bu grup da, servisten Çernomirdin'in adamlarını atmaya çalışıyordu./ Zorin, Antiterör Merkezinin başı ve FSB Başkan Yardımcısı, yani Kovalev'den sonra gelen kişiydi" 116 
-"Her müdür gelir gelmez kendi takımını kurmaya çalışıyor... Sarayımızın nasıl olduğunu herkes bilir: Bizans sarayı.../ Daha sonra Kovalev geldi... peşinden 'Beşincileri' sürüklemeye başladı. KGB'nin 5, Birimi... Onlar için suçlu, düşman demektir. Düşmanla konuşmazlar, onlarla mücadele etmek için kanunlar yoktur... saçmalıktı... Anarşi, işte bu 'Beşincilerle' başladı. Bunlar Kovalev'in yöntemleridir.../ Daha sonra, Putin geldiğinde St. Petersburglu adamlarını göreve getirmeye başladı. St. Petersburg, haydutların başkenti olarak bilinir... Gelenlerle birlikte şoförleri de geldi. Şoförlerin peşinden onlara bağlı haydutlar geldi. St. Petersburg'da korudukları haydutlar Moskova'ya geldi. Ticari şirketleri himayeleri altına almaya başladılar... St. Petersburg'taki organize suç örgütlerinin, FSB tarafından örtbas edilmediğine hayatta inanmam. Bu zaten imkansızdır./.../... Stepaşin belirsiz bir şeydir./.../... Putin... sürekli yalan söylüyor.../.../... En çok kendisini sever. Hırsızlar ise çok iyi psikologlardır ve onun bu özelliğini kullanırlardı. Bu şekilde Putin, en fazla bilgiye sahip olurdu" 119, 120 
-"Çeçen savaşına her zaman karşı olduğum söylenemez. Hatta bu sorunun ancak silah gücüyle çözümlenebileceğini düşünmüşümdür" 121 
-"Cahar Dudayev öldürüldükten sonra eşi... Nalçik Havaalanı'ndan çıkma girişiminde bulunmuştu. Orada tutuklanmışlardı.../.../ Alla'yı, Stalin'in Kislovodsk'taki yazlık evinde tutuyorlardı. FSB Kabardin-Balkar yetkilileri de oradaydı.../.../ "… eşinizin nerede gömülü olduğunu bina içinde söylemeyiniz..." dedim./.../ Hemen akabinde Yeltsin'in onu affettiği söylendi" 122, 123, 125 
-"Alla, Cahar'ın... Yeltsin'le görüşmek istediğini, talebinin kabul edilmesi halinde kan dökülmeyeceğini anlatıyordu. Ancak Yeltsin'le görüşme için Dudayev'den birkaç milyon dolar talep edildiğini de ekliyordu./... Dudayev'in sürekli olarak Moskova'ya para gönderdiğini anlattı. Herhangi bir ekonomik sorun dolarlarla çözülüyordu. Ama devlet başkanlarının görüşmesi ekonomik değil, siyasi sorundu. Bu konuda Dudayev ödeme yapmak istemedi. Ayrıca sahip olduğu itibar, zedeleyici belgelerle bazı üst düzey memurları ürkütmüştü.../ O arada Alla bana Basayev'in Budyonosk baskınının da, Çeçenlere söz verilen ama imzalanmayan ateşkes talimatı için ödenen paraların geri alınması için yapıldığını söyledi./.../ "Hatırlarsınız," dedi Alla, "1995 yazında Çeçenler dağlarda sıkıştırılmış... zafer kazanılmıştı. Çeçenler için durum hiç de iç açıcı değildi. Tam o sırada, silahlı çatışmaların durdurulması için Moskova, Dudayev'den Basayev aracılığı ile tekrar para istedi. Birkaç milyon. Ve Dudayev ödemeyi yaptı, başka seçeneği yoktu. Bundan sonra Çeçenlere kazık atmaya karar verdiler. Parayı aldılar ve çatışmalara son vermediler. Basayev, bu nedenle Budyonovsk'a baskın düzenledi."/.../ Alla... Soskovets'den bahsetti... Yeltsin'e karşı tavrı çok olumsuz değildi./ Dudayeva Moskova'da basın toplantısı düzenlediğinde.../.../... "… engellemekle görevlendirildim. Vazgeçemez misiniz?" dedim. Cevabı "Çok geç. İnsanlara söz verdim..." oldu... açıklamalarına "Sizi Yeltsin'e oy vermeye çağırıyorum," sözleriyle başladı./.../ Alla kocasının ölümünden Yeltsin'i sorumlu tutmuyordu. İmzaladığı halde emri onun verdiğine inanmıyordu./ Dudayeva'nın sözlerinden eşinin ölümünü KorjakovBarsukov ve Soskovets'in planladığını; meselenin siyasi değil, parasal ve gözden düşürücü belgelerle ilgili olduğunu düşünüyordu./... doğru söylediğine inandım. FSB'de Çeçenistan konusunda çalışanlar bilir. Verilen görev, Dudayev'in ortadan kaldırılmasıydı. Bunun politik tarafı yoktu./.../... Operasyon oldukça karmaşıktı. Dudayev'in telefonuna kilitlenen füzeyi atan GRU uçağı dahil, çeşitli teknik servisler devreye sokulmuştu. Hoholkov, bu operasyonu Barsukov'un bizatihi denetiminde organize etmişti. Bu sayede kariyer yapmış, general olmuş... Aslında URPO (Suçları Araştırma ve Engelleme Başkanlığı) bu operasyon sayesinde doğmuştur. Zira yönetim, mahkeme yolunun kapalı olduğu, olağanüstü gizlilik içinde gerçekleştirilen "özel görevler" için bağımsız bir birimin varlığının uygun olacağına karar vermişti. URPO'nunDudayev'le başlayıp Berezovskiy'le kapandığı söylenebilir" 126-128 
-"Yeltsin'e gelince Çeçenler bu savaşın onun savaşı olduğunu düşünmüyor... tüm ayrıntılara sahiplerdi. Daha sonra Çernomirdin... dinlenme raporlarının Çeçenlere satıldığını öğrenmiştik... Biz bu bilgi üzerinde çalışmaya başlamıştık ki devam etmemize izin verilmedi, tüm kanıtlar Korjakov tarafından toparlandı./... Yeltsin döneminde "temizlik" de yoktu. Ama Putin farklıydı. O soykırım yaptı... Çeçenler iki devlet başkanı arasındaki farkı kavrıyorlardı: Birisi Rusya için savaşmış, diğeri Çeçenlere KARŞI.../ Çeçenler bilge insanlardır... Onların insani ilişkileri güçlü" 129 
-"Çeçenlerden nefret ediyordum. Şimdi nefret kalmadı. Bu savaşı kimin başlattığını artık biliyorum" 130 
-"1996 yazında, Çeçenistan'dan döndükten sonra... General Voloh beni yanına çağırdı ve şöyle bir konuşma yaptı: "Holholov'u, URPO başkanlığına tayin edeceklerini biliyor musun? O korkunç bir insan ve o görevde sahip olacağı yetkileri düşünebiliyor musun? Onu hemen hemen hiç kimse denetlemeyecek. Bu mevkide neler yapabileceğini tahayyül edebilirsin. Bu tayini engellemek için elden geleni yapmak lazım."/... Çeçenistan'da bulunduğu sırada HoholkovDudayev'i ortadan kaldırma grubunun başındaydı... operasyon için büyük paralar tahsis edilmişti. Yaklaşık bir milyon dolar ortadan yok oldu. Hoholkov... daire başkanıydı. Volah ise merkezin başkanıydı ve böyle büyük rakamı ancak o tahsis edebilirdi. Volah'ın harcanan parayla ilgili döküm istemesi üzerine, Hoholkov açıklama getirmemiş ama Dudayev'in ortadan kaldırılması gibi bir görev üstlendiği için dokunulmaz olmuş. Volah tahsisatı kesmiş, bundan sonraki ödemeler FSB yönetimince yapılmış... Neticede HoholkovVolah'dan kurtulmuş. Çünkü Volah, Merkez Başkanlığından alınarak bir Avrupa ülkesine FSB temsilcisi olarak gönderilmiş./... Okroaşvili.../... Büyük petrol işi yapıyordu ve karı Güvenlik Bakanlığı ile paylaştığını söyledi. Paraları amirlerim Kostükov ve Vaganov'a teslim ediyormuş.../.../ Durumu, General Trofimov'a bildirdim.../.../... FrofimovFSB'de yolsuzluk işine bulaşmamış ender kişilerden biriydi.../.../ Putin FSB Başkanı olduktan sonra onu kovdu.../... Trofimo, "… git ve belgele," dedi./... fotoğrafladık.../... Kostükov'un FSB'de kimlerle işbirliği içinde olduğu bilinmiyordu. Şüpheliler takibe alındı. O zaman ilk kez Hoholkov adını duymuştum. KostükovVaganov ve Hoholkov, Özbek KGB'sinden gelmişti. Hepsi SSCB'nin çöküşünden sonra Moskova'ya atanmıştı... Aralarında en düşük rütbeli olan Hoholkov'du... danışmak için hepsi ona başvuruyordu. Anlaşılan aralarında en üst konumda oydu./.../... Dairemiz, kod adı Salim olan, Özbekistan'ın suç şebekesi liderlerinden birini tutuklamakla görevlendirilmişti... Salim'in uçakla Moskova'ya geleceğini öğrendik. Tutuklamaya hazırlanıyorduk. Vaganov "Nereye gidiyorsunuz?" diye sordu. "Salim'i tutuklamaya" dedik. Bunu duyar duymaz koşarak odasına gitti. Birilerine telefon etmiş./ Uçak geldi... Salim ortada yoktu... Anlaşılan Vaganov birilerini uyarmıştı. Daha sonra uçağın geri döndürüldüğü, Salim'in indiği ve uçağın ondan sonra yoluna devam ettiği anlaşıldı./ O zaman FSB içindeki "Özbek ekibinin" suç dünyasıyla Okroaşvili'nin petrol işinden rüşvet almaktan çok daha derin ilişkileri olduğunu düşündüm./.../... Hoholkov'unkriminal unsurların Rusya uyuşturucu piyasasının paylaşıldığı toplantıda bulunduğuna dair, takip ekibi tarafından çekilmiş video kaydı bulunuyormuş.../ Afgan kökenli uyuşturucunun Rusya'ya gelişi ve buradan Kuzey ve Batı Avrupa'ya gidişi, eski Orta Asya cumhuriyetlerinden birkaç rakip suç grubu tarafından kontrol ediliyordu. 90'lı yılların ortalarında Özbekler üstün gelmişti. Onlar, malı... Özbek General Dostum'dan alıyorlardı. Dostum.../.../... uyuşturucu kaçakçılığı ile uğraşıyordu./ Dostum'un en önemli ortağı, Gafur kod adlı Özbek suç otoritesi; en büyük rakibi de, Tacik grubunu kontrol eden... Almaz kod adlı Kazak'tı./ Bu gruplar... anlaşma sağlamak için zaman zaman bir araya gelirlermiş. Bu toplantılardan birinde Hoholkov da kayıt cihazına yakalanmış.../... toplantıda... Gafur... Rusya'da her şeyin Özbeklerin kontrolünde olduğunu söylemiş. Küfürlü kavga başlamış ve Almaz Gafur'a sormuş: "Başımıza belayı siz mi açacaksınız?"/ Tam o sırada Hoholkov devreye girmiş ve "Ben açacağım," demiş... bu olaya ilişkin kayıt, İçişleri Bakanlığı yönetiminde bulunuyormuş./... Hoholkov'un... lüks bir restoranı... mal varlıkları olduğunu öğrendim.../.../... Leningradskaya Oteli... kumarhanedeki video kaydında, bir gecede 120 bin dolar kaybeden Hoholkov da vardır./... Duma milletvekili... soru yönergesi vermiş... bir hikaye uydurmuşlar: Albay oyun oynamamış, görev başındaymış, "hedef" olan yabancı iş adamıyla temas kurmaktaymış.../.../ Trofimov o sırada.../... Tümgeneral olmuş, FSB Başkan Yardımcısı ve Moskova sorumlusu olmuştu./ Bu olaylardan kısa bir süre önce Barsukov görevden alınmış ve FSB başkanlığına Kovalyov getirilmişti. KovalyovTrofimov ile iyi ilişkiler içindeydi, onu sayıyordu, hatta hocası olarak saygı gösteriyordu... Trofimov'la konuşmaya karar verdim... Birlikte Kovalyov'a gittik ve durumu arz ettik. TrofimovKovalyov'a dönerek: / "E, Kolya, generali kime teslim edeceksin? Yerine kimi getireceksin?" diye sordu./ Kovalyov'un cevabı ilginçti: "O çok değerli bir eleman... Ayrıca Çeçenistan'da üst yönetimin desteğini almış durumda. Üstelik ben tek başıma bir şey yapamam. Önceki yönetimin kararı vaar: Yeltsin'in imzaladığı karar. Ben hiçbir şey yapamam."/.../ Bu olaydan bir süre sonra... bir subayla görüşmüştüm. Parmaklarını şaklatarak "Tam da gidecek adamı bulmuşsunuz. HoholkovKovalyov'u yemliyor..." demişti./ Bu gelişmelerden kısa bir süre sonra URPO'yaHoholkov'un emrine tayinim çıktı./.../... Kovalyov beni makamına çağırıp emri bizzat okumuştu... bu tayini kasten çıkartmıştı.../.../ Hoholkov beni Nanayets'in adresini... tespit etmekle görevlendirdi... karanlık adamlardan biriydi... Sinitsa adında birine ulaştım... GRU elemanıydı./... aramızda güven duygusu oluştu ve SinitsaNanayets'i bulabileceğini söyledi... Hoholkov... "Nanayets'in nerede olduğunu tespit et ve bana bildir... sözlü...," dedi./ Sinitsa... "... Nanayets korkuyor... peşinde FSB'den biri varmış..." dedi. Nasıl biri olduğunu sordum. Jenya adında, iri yarı bir general olduğunu söyledi. Aklıma Hoholkov geldi, iri yapılı ve adı Yevgeniy./ Generalin Nanayets'i neden aradığını sordum. "Çünkü Jenya Özbekistan'daki adamları vasıtasıyla Nanayets'e büyük bir parti uyuşturucu teslim etmiş. Nanayets uyuşturucuyu pazarlamak üzere dağıtmış ama kendisine kazık atılmış. Şimdi Jenya ondan, Özbekistan'daki adamlara iki yüz bin dolar vermesini istiyormuş..."/... Hoholkov... "Tamam... O adama söyle. Nanayets'e iletsin: Özbekistan'daki adamlar gelecek, o meseleyi halletsin."/ Her şey açığa çıkmıştı: Özbekistan'dan adamlar, uyuşturucu, paralar./ Daha sonra 1998'de... bu olayları savcıya anlattım. Aldığım cevap ilginçti: "Sinitsa'yı sorgulayamayız. Çünkü yurt dışına çıkmış bulunuyor."/ Savcılıktan çıktıktan sonra Sinitsa, beni sokakta bekliyordu. "Beni bu işe neden karıştırıyorsun?.. Sen aklını kaçırmış olabilirsin, ben henüz delirmedim. Ben, Jenya'nın kim olduğunu öğrendim. Hoholkov bizzat yanıma geldi ve ben Özbekistan'dan olan adamlarla karşılaştım. Onlar katil, gözleri cam gibi... Onlar tam eşkıya takımı, tüm generalleriniz eşkıya. Ne yani, bilmiyor muydun?" dedi" 131-140 
-"Yurşeviç'in korumalarından olduğunu anladık. Daha derine indikçe Ryanzan suç grubunun üyeleri olduklarını öğrendik. Üstelik aralarından biri, cinayet suçundan aranmaktaydı. Ve bu kişi Adalet Bakanlığı kimlik belgesiyle rahatça Moskova sokaklarında dolaşıyor, Moskova Acil Müdahale Özel Timi'nde görev yapıyor ve haraç topluyordu./.../ Çetenin nerede barındığını tespit ettim. Onları... LDPR (Rusya Liberal Demokrat Parti) ofisinde saklıyorlardı. Çok tehlikeli insanlardı: Ellerinde Adalet Bakanlığı belgeleri bulunan haydutlardı. Durumu Hoholkov'a bildirdim. "Sen neler söylüyorsun? Aklını mı oynattın? Jirinovskiy'e arama yapmak? O bizim adamımız, istihbarattan. LDPR'nin yakınına uğramayı aklından bile geçirme," dedi./.../ Yurşeviç'in göz altına alınmasına izin verilmedi. Hala arananlar listesinde bulunuyor. Türkiye'de bir yerlerde yaşıyormuş. Zaten onu doğru dürüst arayan da yok.../.../ Ancak bizler... tespit ettik... Şehrin göbeğinde, her biri yarım milyon dolarlık iki dairesi... Sahip olduğu gayrimenkullerin değeri üç milyon dolar civarındaydı./.../... Kendisi Moskova Acil Müdahale Özel Tim Başkanı'ydı. Refah içinde yaşamayı kendine hak görüyordu./ Tüm delilleri toplamıştım: Silahlı çatışma, havaya uçurma, adam kaçırma ve alıkoyma, suçları örtbas etme, haraç toplama ve daha neler neler" 142-145  
-"Osipov'un, Dağıstan suç grubunu koruduğunu tespit ettik. Onlar ise Moskova meyve ve sebze piyasasını ile perakende uyuşturucu pazarını kontrol ediyorlardı.../... suç şebekesi... İçişleri Bakanlığı yönetimine kadar uzanıyordu. Klimkin'in parayı... Bakan Yardımcısı... Ovçinski'ye ödediğine dair... bilgi elde edildi. O da, paraları İçişleri Bakanı Kulikov'a bizzat teslim etmiş./.../... Engelleniyorduk... Kızların alıkonulduğu şirketle başlamış, Moskova Organize Suç Müdürlüğüne varmış, İçişleri Bakanı'na kadar ulaşmıştık.../ İşte bu aşamada Özbeklerle ilgili olaylar su yüzüne çıktı. RUOP'dan iki başkan yardımcısı FSB'ye geldi ve Hoholkov ile görüşme talep etti... yerinde olmadığı için onun başyardımcısı General Makarıçev ile görüştüler. Ona söylenenler şunlardı: / "Vazgeçin, rahat olun, bizim de elimizde sizler hakkında belgeler var. Aramızda savaş başlatmaya ne gerek var?" Ellerindeki bandı orada yok etmişler, Hoholkov'un Gafur'dan para aldığını görüntüleyen bandı da imha etmişler./.../... Belgeler savcılıktan alınarak... hepsini RUOP'a gönderdi. Anlaşılan aynasızların, kendileri aleyhinde ifade verenlerin hakkından gelmesi için./... suçluların tamamı serbestçe dolaşıyordu" 146, 147 
-"Özbek... bilgilere ulaşmıştım.../ Putin FSB Başkanı olduğunda, bu bilgileri arz ettiğim ilk kişi oldu.../.../ Onunla 1998'de atanmasından sonra görüştük. Buluşmayı Berezovskiy ayarlamıştı... Berezovskiy bana, "Putin'e git ve bildiğin her şeyi anlat. Ben ona güveniyorum... o akıllı bir adam," dedi./.../... bildiğim tüm organize suç olaylarının yer aldığı şema.../.../... Putin.../... için yapmıştım. Ayrıca Özbek grubu hakkında da bilgi verdim.../ Özbeklerin Moskova'daki suç bağlantıları, üst düzey devlet memurlarıydı. Sergey Yastrjembskiy'in, Gafur'un Moskova'daki güvenilir adamı Alişer vasıtasıyla Gafur'dan gelen parayla Sokolino Dağı'nda yazlık yaptırdığına dair operasyonel bilgi bulunuyordu. Yastrjembskiy, büyükelçi olarak Slovenya'da bulunduğu sıralar, dairesini Alişer'e beş bin dolara kiralıyormuş./ USB'nin operasyonel bilgilerine göre AlişerYastrjembskiy'inHoholkov'un ve eski Savunma Bakan Yardımcısı Andrey Kokoşin'in yakın dostudur. Kıdemli jimnastik antrenörü olan Alişer'in eşi, onun cezaevinden çıkmasını sekiz yıl beklemiş. Onun vasıtasıyla Rusya Tenis Federasyonu Başkanı Şamil Tarpişçev ve Podolsk suç grubu üyesi Ratan kod adlı Spor Bakanı İvanyujenkov arasında irtibat kuruluyormuş./.../ Ayrıca Tarpişçev, suç çetelerinde Tayvanlı olarak anılan Alik Tahtahunov'la yakın ilişki içindeydi. Tayvanlı, Özbekistan'dan gelmiş. Taşkent'te Hoholkov'la aynı okula gitmişler... Tayvanlı, Avrupa'daki Özbek grubundan sorumluymuş. Amerika'da ise oradan sınır dışı edilene kadar bu görevi İvankov (Japon) yürütüyormuş... Tüm bunlar Putin'e sunduğum bilgilerdi./ Putin öncelikle Yastrjembskiy'in ilişkileri ile ilgilendi ve "Evet, bende de Yastrjembskiy ile ilgili bilgi var," dedi. Arz ettiğim operasyonel bilgiyi kendisi için aldı ve Yastrjembskiy'i yardımcısı olarak atadı./.../... Putin beni tek kabul etti... Bende ilk bakışta onun samimi olmadığı izlenimi uyandı. Onu FSB Başkanından çok, başkanı oynayan biri olarak algıladım. Şemayı önüne serdim. Bakar bakmaz yüzü kasıldı. Bu, üç dakikada değerlendirilecek bir çalışma değildi. Oysa o sadece "Evet, evet. Anlıyorum. Bu nedir? Ya bu?" diyordu./ O haliyle daha ziyade, ömür boyu tarım sektöründe çalışıp metalürji fabrikasına atanan parti adamına benziyordu.../... "Çalışmayı size bırakayım mı?" diye sorduğumda "Hayır, gerek yok...," dedi./.../ Putin'e, iyi tanıdığım ve yolsuzlukla mücadele etmeye hazır olan kişilerin isim listesini verdim.../ Putin, hepsini kabul etti. Ben de listeyi bıraktım. Özbek grubu hakkında bilgi aldı... arayacağını söyledi ama aramadı. Daha sonra mahkemeye sunulan bilgilerden, Putin'in, görüşmemizden hemen sonra izlenmem için emir verdiği ortaya çıktı./ Trofimov.../... adını bildirdiğim için pişman oldum... korkarım, onun sonunu ben hızlandırdım. Onunla son görüşmem, Putin'in atanmasından bir gün sonraydı. Tromifov, bana telefon etti ve "Berezovskiy'e söyle, Kremlin'dekiler aklını kaçırmış. Onu neden bu göreve getirdiler? Petersburg'da neler olduğunu anlamıyorlar. Onların eşkıya olduklarını görmüyorlar," dedi./../ İlettim./... Berezovskiy.../... bu değerlendirmeyi kabul etmedi.../.../ Bundan kısa bir süre sonra, FSB'deki işime son verildi... amirim... Mironov, benim için ricada bulunmak üzere Putin'e gitti./.../... görüşmeden sonra bana "… senin yerinde olmak istemezdim, ortada 'ortak para' var," demişti... anlamamıştım. Şimdi, Hoholkov'u, onun Özbek grubuyla ve Afgan uyuşturucusuyla ilişkisini kastettiğini düşünüyorum./ Bu kanıya daha sonra cezaevinden çıktıktan sonra vardım. Putin'in Hoholkov çetesiyle ilişkisi eskilere, Putin'in Petersburg'da Sobçak'ın yanında... yardımcısı olduğu döneme kadar uzanıyordu./ Güvendiğim bir kişi, o yıllarda Putin'in çevresindeymiş ve Petersburg'un suç unsurlarıyla temas halindeymiş. Sobçak seçimleri kaybettiğinde Putin'in de görevine son verilmiş. Kendisi çok üzülmüş. Tanıdığım kiş, onunla bir restoranda karşılaşmış ve Putin elinde kokain kaldığından yakınmış. Saklı duran paralara ulaşmaya çekiniyormuş çünkü izleniyormuş. İçişleri... peşini bırakmamış, Sobçak... yargılanmış./ Aynı akşam, o tanıdığım kişi ( Adı David Dvali'dir) ona iki bin dolar vermiş. Sonra Putin devlet başkanı olduğunda David'i kendine ekonomiden sorumlu yardımcı yapmış.../... cezaevinden çıktıktan sonra onunla buluştuk ve şöyle konuştu: "Putin hakkından gelecek ve seni hiç kimse kurtaramayacak. Seni ortadan kaldıracak çünkü Petersburg'da Özbek çetesiyle birlikte çalışıyorlar. Putin, uzun zamandan beri onlardan besleniyor. Ortada 'ortak para' var ve seni yaşatmayacaklar."/ "Ortak para". Bunlar Mironov'un da daha önce kullandığı sözcüklerdi. David, Putin'in suç şebekesiyle irtibatlı olduğunu açıkça söyledi. Ona inanmadım... David gülümseyerek: / "90n başında, o maden konusunda çalışıyordu. İhracat için lisans çıkartıyordu... 90'lı yılların başında, eşkiyayı aşarak bir kilogram metal ihraç etmek mümkün müydü?" dedi./.../ David içmiş ve sarhoş olmuştu. Masada beni denetleyen FSB'den biri vardı./.../ Dvali'yi vurmaları uzun sürmedi, bu konuşmadan iki hafta sonra. Televizyondan öğrendim. "Ekonomi konularından sorumlu devlet başkan yardımcısı öldürüldü," dendi... Ticari faaliyetleri nedeniyle vurulduğu yayıldı. Ancak onun hiçbir ticari faaliyeti olmadığını biliyorum. Ayrıca devlet başkan yardımcısının öldürülmesi, öyle basit bir iş değildir" 148-154 
-"Berezovskiy'le 1994 yılında... patlamadan sonra tanıştım... Berezovskiy şans eseri kurtulmuş.../... Bu olay, Moskova'daki belki de ilk önemli terör eylemidir./.../... bir elemanım... Moskova'da cinayetler işleyip patlama gerçekleştiren, Zver (Hayvan) lakabıyla tanınan Petrosyan çetesinin faaliyet gösterdiğini söyledi. Ayrıca çete üyelerinden biri olan Yemorlinskiy'de (Kod adı Metis) patlayıcı tertibatı ve kalaşnikof gördüğünü belirtti... Çete üyeleri kısa zamanda tesbit edildi.../.../... Petrosyan çetesi, uzun zamandan beri Logovaz'a hulul etmeye çalışıyordu.../.../... Berezovskiy'in görüşünü almak gerektiği kanaatine vardım.../.../ Amirler korkmuştu: "… BerezovskiyÇernomirdin'in arkadaşı. Bu yaptığın hepimizin sonu olabilir."/.../ Patlamanın nedeninin siyasi olduğunu düşünüyordu.../.../... Onun güvenlik birimi de failleri araştırıyordu:/ Ayrılırken "Failleri bulmama yardım eden kişiler, Korjakov ve Barsukov'dur," dedi./.../... o aşamada ortak çıkarları vardı, daha sonra yolları ayrıldı./.../... kulübe davet etti. Logovaz Kabul Evine "kulüp" deniyordu./.../... beni Yumaşev'le tanıştırdı.../.../... birkaç kez daha kulübe gittim... Kabul salonunda ise gazetecilerden bakanlara kadar, Moskova'nın yarısı yığılıyordu. Bazen çok tanınmış simalarla karşılaştım./.../... Yumaşev'in yanına gittim. O sıralar Ogonök Gazetesi'nde çalışıyordu ama Yeltsin hakkında kitap yazdığı biliniyordu./.../ Yumaşev beni Korjakov'la tanıştırdı. Görüşmede Barsukov da vardı. Her şeyi anlattım. Korjakov dinledi ve "İlginç, FSK'da yapılanlar sabotaj mı, anlat bakalım," dedi. Cevabım "Bana göre sabotaj...," oldu./.../ Birkaç gün sonra yanlarına Platonov'la birlikte gittik. Her şeyi anlattık.../.../... Oradan çıktıktan sonra tecrübeli bir operasyoncu olan Platonov şöyle dedi: / "Bu görüşmeden bir şey çıkmayacak". Sordukları sorulardan, sanki bir şey anlamak değil, bir şeyler çıkarmak, bir şeylere ulaşmak istedikleri anlaşılıyor... sadece hedefleri merak ediyorlar... Bu tür soruları, bir şeylerden korkan insanlar sorar."/.../ Daha sonra 1995 yılında Barsukov ona telefon etmiş ve sormuş: "Neden bizler aleyhinde bilgi topluyorsunuz?" Hikaye şundan ibaretmiş... toplantılardan birine Şamil Tarpişçev de katılmış. Korjakov'la ikisi kaçak votka ticareti yapıyorlarmış... vergi ödenmediği için devlet zarara uğruyormuş. Görüşmede Çubays da varmış ve "Devlet hazinesinin zarara uğratılmasına izin vermiyorum. Ülkeye kaçak votka sokmaktan vazgeçin" demiş. Tarpişev ise "Getirdik ve getirmeye devam edeceğiz," diye cevap vermiş. Çubays sinirlenerek "Ancak cesedimi çiğneyerek," demiş ve çıkmış. Tarpişev de arkasından "Demek, bir ceset olacak" demiş./ Yanlarında, tüm bunları rapor haline getiren Platonov'un elemanı varmış. O sıralar Çubays, Hükümet üyesi... O zaman PlatonovTarpişçev hakkında operasyonel araştırma yapmaya karar vermiş. Zira kendisi bir terörist gibi konuştuğu için kanun gereği, bu sözlerin arkasında nelerin gizli olduğunun öğrenilmesi gerekirdi./ Tarpişçev hakkında tahkikat yapılmasına... izin verilmemiş, hatta Platonov'u takibe almışlar. Ondan sonra Barsukov'dan gelen telefon neticesinde bir gerekçe uydurarak uzaklaştırmışlar./ Petrosyan çetesi.../... üzerinde çalışmaya devam ettik. Ancak o sıra Çeçenistan savaşı başladı.../... çeteler ve onların liderleri üzerindeki çalışmalara hemen hemen son verdi... Elemanlar, Moskova'daki Çeçenlerin tespit edilmesine yönlendirildi.../.../... Savaş yıllarında çeteler... güçlenmiştir./ 1995 Şubat... Berezovskiy'in bürosundan arandım... "… bir bant kaydı dinlemenizi istiyorum," dedi.../ Kot'un söyledikleri şöyleydi: "Patlamayı organize edenlerden biri benim ve emri kimin verdiğini biliyorum... Bu bilgi için ödeme yapmaya hazır mısınız?".../ Kot: "Talimatı Zibarev verdi," demiş./ ZibarevAvtoVAZ'ın yöneticilerinden biriymiş.../.../ Kot: "Size... yönelik başka bir girişim daha var. Televizyonla ilgili"./.../ Berezovskiy'e "... Kot'u size getiren emniyetçiler aslında suç işlemiş durumdalar. Dilekçe vermeyecek olursanız sizinle daha fazla görüşmem," dedim.../.../... dilekçe yazdı.../... İki gün sonra Listyev öldürüldü. Ortalık karışmıştı.../.../ Berezovskiy: "… haklarında şikayette bulunduğum kişiler geldi ve beni tutukluyorlar," dedi./.../ Trofimov, Moskova İdaresinden silahlı yirmi adam gönderdi. Savcı geldi ve Berezovskiy'i Logovaz'da sorguladı. Sorun çözümlenmişti./.../... Daha sonra bu dava... unutuldu ve düşürüldü.../.../ Berezovskiy, 1999 yılında Putin'e... yazdı. Putin, cevap vermedi./.../... tüm bu maskaralığın Korjakov tarafından düzenlendiğini anladım... Berezovskiy'e psikotrop madde verip Listyev cinayetini kendisinin planladığı yönünde ifade almayı düşünmüşler. Tüm bunları banda alıp Yeltsin'e göstermeyi planlamışlar./.../... Kurgan grubunda faaliyet gösteren ajanlardan biri... Listyev'i Kurganlıların öldürdüğünü ama emrin yukarılardan... söyledi.../ Korjakov... Bu işi onlar planlamıştı. Ama ben... bunu çok geç öğrendim. O günlerde den de, Berezovskiy de, Korjakov'a çok güveniyorduk.../... her şeyi anlattım.../.../ Ajan, deşifre olmaktan çok korkuyordu.../.../ "Sen beni ateşe atmışsın! Korjakov'un Kurganlılarla birlikte çalıştığını bilmiyor muydun? Kolombiya'dan gelecek uyuşturucu için birlikte nasıl kanal kurduklarını anlatabilirim...".../.../... Kurgan grubu, genel olarak eski istihbaratçılardan kuruluymuş... 1994 yılında Kurganlılarla, pek çok Dağıstanlının yer aldığı Bauman grubu arasında savaş varmış.../.../... Berezovskiy, "… tehditler başladı," dedi.../.../ 1996 yılında... bir kez daha... "… o tarihlerde siizi kimler tehdit ediyordu?" diye sordum... "Korjakov". Bunu, Korjakov görevden alındıktan sonra söylemişti.../.../... Kremlin'de.../ ORT'den söz edilmiş. Emredici bir tavırla... spor programlarının Şamil'e teslim edilmesi istenmiş.../ Tartışma çıkmış. Tarpişçev'in haydutları gözdağı vermeye çalışmışlar. O sırada KorjakovBadri'yi dışarı çıkartmış ve Boris'e "Neden o Gürcü'yü yanında getiriyorsun?.." demiş. Berezovskiy bu işten tümden vazgeçmiş./ Anladığım kadarıyla Korjakov ve Berezovskiy arasındaki savaş bu görüşmeyle başlamış oldu.../.../ TrofimovBarsukov'un bir konuşma esnasında, Listyev'i Korjakov'la birlikte ortadan kaldırdıklarını kendisine söylediğini anlattı. Ancak mesele sadece ORT'deki reklamlardan ibaret değilmiş. Amaçları Berezovskiy'in, Yeltsin ve onun ailesiyle arasını açmakmış. Zira Listyev ile Berezovskiy birlikte hareket ediyormuş, Listyev'in de Tatyana Dyaçenko ile ilişkisi varmış./.../ Trofimov iyice içtiklerini ve sohbet ettiklerini söyledi. Barsukov da "övünme" ihtiyacı duymuş" 156-174 
-"Berezovskiy'in kuyusunu kazıyorlardı.../ Sadece FSB değil, polisin de, savcılığın da iş çevrelerine savaş açtığı belliydi.../ İstihbarat servisleri ile Rus iş adamları arasında "Büyük Savaş" başlamış, bu savaşın ilk kurbanı Vlad Listyev olmuştur./... ilk büyük çatışma, 1996 yazında meydana geldi ve her şey Korjakov'un Devlet Başkanlığı erkanından uzaklaştırılmasıyla sonuçlandı./.../ 1996... seçimleri arifesinde Berezovskiy, Davos'tan geldi ve biz buluştuk. Bana "Saşa... Korjakov ve Barsukov'la gayet iyi ilişkiler içindeydim. Ama şimdi aramız açıldı... Benimle görüşmelerin başına dert açabilir. Onlar seçimlere farklı yaklaşıyorlar, ben farklı...," dedi./... Şimdi anlıyorum ki o günlerde Korjakov-Barsukov grubu, Yeltsin'e seçimleri ertelemesi... telkininde bulunuyorlarmış... diktatörlük kurmasını istiyorlarmış... kuklası haline geleceğini biliyorlarmış./ Berezovskiy'le yaptığım görüşmede, oligarkların Davos'ta saldırmazlık anlaşması yaptıklarını ve Çubays'ı seçim kampanyasının başına getirip seçimlerde Yeltsin'e yardımcı olmaları konusunda mutabık kaldıklarını anladım. Bu durum Korjakov'un hoşuna gitmemiş./... demokratların ağırlığı önemsenecek düzeyde olmadığı için iktidar mücadelesi komünistler, oligarklar ve istihbarat servisleri arasında geçmiştir. Servisler, Yeltsin taraftarı olarak görünse de... pek çok konudaa komünistlerle aynı noktada buluşmuşlar. Örneğin, Yahudilere olan husumetleri ve batıya düşmanlıkları içine gömülmüş olan iş adamları, kendilerini komünistlere karşı mücadeleye öyle kaptırmışlardı ki rütbeliler tarafından sırtlarından vurulduklarını fark etmediler bile" 179, 180 
(Nasıl oluyor?) 
-"O günlerde Barsukov'un yardımcısı General Osadçiy, beni... davet etti.../ "GusinskiyBerezovskiy ile yeniden yakınlaşmış, Lujkov'dan uzaklaşıp Çernomirdin'i desteklemeye başlamış. FSB... ilişkiyi merak ediyor."/.../ "Bu iki Yahudi'nin yeniden birlikte olmalarını mı istiyorsun?.. Onları ayırabilmek için ne kadar güç sarf ettik!"…" 181 
-"Yeltsin'in demokratik yoldan iktidara gelmesi, Korjakov'un işine gelmiyordu. Onun... "rehine başkana" ihtiyacı vardı./ Berezovski de, böyle bir durumun... demokrasinin sonu, iç savaş ve kan dökülmesinin yolu olduğunu anlamıştı.../ Ertesi gün Berezovski'nin FSB Moskova sorumlusu... Trofimov'la görüşmesi vardı... ilk kez takip edildiğini gördüm.../.../... Trofimov, bunu yapanın FSB olmadığını söyledi.../ Daha sonra seçimler yapıldı ve ÇubaysLitovskiy ve Yevstatiyev'in adamları, içinde yarım milyon dolar nakit bulunan "fotokopi kutusuyla" yakalandılar. Onları tutuklayan Korjakov'un adamlarıydı.../... seçimleri rüşvetle satın alma işi.../... bir meslektaşım..."… BerezoskiÇubays, Koh ve Gusinskiy... tutuklamaya hazırlanıyorlar," dedi./ Ancak ertesi gün KorjakovBarsukov ve Tarpişçev'i görevden aldılar. Bu işte Tatyana Dyaçenko'nun etkili olduğu söyleniyordu.../.../... Çubays, "komünistlerin tabutuna son çiviyi çaktığı" için bayram ediyordu... ne alakası var, diye düşündüm. Zaten Korjakov'un da isteği Komünist Partisi'ni yasaklatmak değil miydi?/... Paralı insanlar, yetki belgelilere karşı! Komünistler ise kenarda kalmışlardı. /.../... Korjakov'un hepsini deliğe tıkmaya hazırlandığı, tutuklamayı, gece yarısı yatağından kaldırılan General Lebedev'in engellediği söyleniyor.../.../... "… Yaptıkları soygun. Bütün Rusya'yı götürdüler," derlerdi.../.../... "… Adı Abramoviç değil de İvanoviç olsaydı sorun olmazdı".../ Korjakov'un görevden alınmasının ertesi günü Berezovski'ye telefon ettim... beni yazlığına davet etti./... "Saşa, dün akşam bir darbe girişimi daha oldu. Başkan'ı destekliyor gibi görünüyorlar ama sırtından hançerliyorlar..." dedi./... 1996.../... tarifsiz zengin istihbaratçıların ortaya çıktığını gözlemlemeye başlamıştık.../ Ben: "… birkaç şahsı... uzaklaştırmak lazım," dedim./... Ağızlarından... "hak hukuk", "demokrasi" laflarını düşürmeyen birkaç generalin ismini sıraladım.../ Bu kişiler, KGB yetki belgesiyle... her şeyin yapılabildiği zamanları unutamıyorlardı.../.../ Hiçbiri görevden alınmadı, bazıları ise terfi etti./.../... Osadçiy... "Boris'e söyle, Korjakov'u hapse atacak olurlarsa Boris kendini ölmüş bilsin," dedi... Berezovski'ye ilettim./.../... Savaş devam ediyordu. Ben Çeçen konusunda çalışıyordum... Berezovski ise o sıralar, Çeçenistan'dan sorumlu Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı'ydı.../.../ oligarklar.../... Korjakov ile Barsukov'un arkasında hiç kimsenin olmadığını sanıyorlardı, istihbarat servislerinin kendi siyasi çıkarları olduğunu anlamıyorlardı... istihbarat servisleri muharebeyi kazanmış ama savaşı kazanamamışlardı. Ancak o günlerde bu durumu kavrayan kişi sayısı azdı.../... iş çevreleri ve istihbaratçılar arasında.../... dört çatışma yaşandı. Birincisi... Korjakov'un görevden uzaklaştırılması ve Yeltsin'in 1996 seçimlerini kazanmasıyla sonuçlandı. İkinci çatışma, Yeltsin'in çevresindeki oligarklar ve Primakov Okulu (yani eski Sovyet tipi) istihbaratçıları arasındaydı. Primakov devlet başkanı olamayınca istihbaratçılar da kaybetti. Üçüncü çatışma, medyayı ele geçirmiş olan GusinskiyBerezovski gibi oligarklar ile Putin, Patruşev ve İvanov gibi Petersburg kökenli istihbaratçılar arasında, 2000 yılı seçimlerinden sonra başladı. İstihbaratçılar rövanşı kazanmış, televizyon kanallarını geri almışlardı... Bağımsız medya ortadan kalktı... Şimdi dördüncü çatışma sürüyor. İstihbaratçılar geniş çaplı saldırıya geçmiş... New York'taki 11 Eylül 2001 saldırılarından sonra başta ABD olmak üzere Batı dünyası, Rus istihbarat servislerinin yanında yer almaktadır. Rus istihbarat servisleri de... karşılığında Amerikalılara, talep ettikleri her şeyi severek vermeye hazırdırlar. Yıkılan kulelerin altında kalan Rus demokrasisidir" 182-188 
-"URPO'da... Gusak'ın 7. Şubesine gideceksin.../... görevi.../... "Genel olarak... yargısız infaz"./ Bu konu (yargısız infaz) Gusak'a aitti ve başkana rapor verirdi. Suç unsurlarının... içeri atmanın imkansız olduğunu... yazardı... yargısız infaz yöntemlerine izin isterdi./ Kovalev de bir şube oluşturarak başına Gusak'ı getirdi.../.../... kimse dokunmaz ve denetlemezdi./ URPO'nunDudayev'in ortadan kaldırılmasının ardından, Hoholkov'un altında özel olarak kurulduğunu söyledin. Orada Çeçenistan'a yönelik özel görevler gündeme geldi mi?/ Hayır, tam tersine. Çeçenistan bir anlamda gizli servislerin ahlakını bozdu. Kaldı ki oradaki kurallar farklı olduğu gibi daha fazla şeye müsaade edilmekte ve göz yumulmaktadır. Moskova'da bir çete üyesi hafif şekilde yaralandı diye Voloh kıyameti kopardı. Çeçenistan'da ise istemeyerek onlarca insanı öbür dünyaya yollasan bile kimse tek bir söz söylemez. Böylelikle yönetim, Çeçenistan'daki gibi faaliyet gösteren özel bir birimi, Moskova'da da açma kararı aldı. Ben bunu ilk olarak toplantılardan birinde hemen anlamıştım./ Kovalev, yeni atamaları anlatıyordu. Umar Paşa'dan söz etti. Çeçen uyruklu bu kişi bizde bir albaydı. Şebalin gülerek "Daha neler göreceğiz. Umar, artık merkezde çalışıyor. Nikolay Dmitriyeviç (Kovalev), Umar Paşa'nın size, 40 bin dolar karşılığında Basayev'i verme teklifini hatırlıyor musunuz?" dedi. Kovalev de... "… hatırlıyorum" demişti./... Gusak... anlatmıştı: / Kovalev Çeçenistan'da görevliyken Umar Paşa (o zaman FSB'nin Çeçenistan Başkanlığında görevliydi) kendisine, insanların Basayev'i teslim etmeye ve ortaya çıkacağı yeri göstermeye hazır olduklarını söylemiş. Paşa "40 bin dolar verin" derken Kovalev "Hayır, önce Basayev," demiş... Umar razı olmuş. Küçük bir karavan göstermiş. "İşte Basayev orada. Ancak oraya girmek tehlikeli," demişler./ Otomatik silahlarla ve roketatarlarla küçük vagona ateş açılmış. Daha sonra içeriden cesetleri çıkarmışlar. Aralarında Basayev yokmuş. Bazı köylüler varmış. Yedi ya da sekiz ceset çıkartılmış. Kovalev, "Ya para verseydim sonra ne olacaktı? Bak Basayev de yokmuş zaten," demiş./ Yani FSB Başkanı Kovalev, suçun işlenmesi esnasında orada.../.../ Yedi kişi sebepsiz yere, öylesine öldürüldü./ Evet. Daha sonra bu kişilerin militan oldukları söylendi./.../ Gusak'ın anlattığına göre kimse tespit falan yapmamış. Cesetleri gömüp gitmişler. Kovalev ise parayı vermediği için mutluymuş. Umar Paşa'ya ise sitem etmiş... Umar ise "Beklememiz lazımdı. Gelecekti," demiş" 191-193 
-"Dudayev'i her ne kadar yasadışı yöntemlerle öldürmüş olsalar da salt Çeçenistan olduğu için içlerine sindirmişlerdir. Çeçen köylüler ise eninde sonunda bize ait değiller, dolayısıyla o kadar da önem arz etmiyorlar. Ve bunların hepsinin ucu uyuşturucu mafyasına, siyasi suikastlara çıkıyor" 194 
-"Gusak'ın adamı Gorşkov... "… Bunlar normal değiller. Korkuyorum. İnsanları öldürüyorlar... İşe çıkıyorlar ve öldürene kadar dövüyorlar. Buna karşıyım. Er ya da geç hepsini içeri atacaklar..."/... Gusak, beş Dağıstanlıyı Podolska bölgesinde... öldürdü" 196 
-"1997... Gusak... söyledi: "Trepaşkin... bulunması gerekiyor...".../.../... "… Biz, sipariş işleri yerine getirme şubesiyiz...".../.../ Trepaşkin... FSB'de çalışırken zimmetine para geçiren, cinayet işleyen ve yasadışı yollardan silah sevkiyatı yapan bir Çeçen mafyasını ifşa ettiğini ve işin "detaylarını" anlamadan illegal olarak Çeçenistan'a silah götüren bir uçağa el koyduğunu anlattı. Bu sevkiyatın arkasında yukarıdan birisi varmış. Böylelikle kendisini kovmuşlar./... Yeltsin'e dilekçe yazmış, mahkemeye gitmiş ve gazeteye demeç vermiş... FSB... çenesinin nasıl kapatılacağı konusunda karara varmış.../.../ Ve iki hafta sonra yine Çeçenlerin elinde bulunan subaylarımızın serbest bırakılmasını sağlaması için, ünlü iş adamı Umar Cabrailov'u kaçırmamızı öngören bir görev vardı karşımızda.../.../... Onun için para almak ve subaylara fidye verebilmek için. Para olmaksızın hiç kimse Cabrailov'a karşılık subayları vermezdi./ Bu görevi size kim verdi?/ Yönetim. General Hoholkov ile yardımcısı Makarıçev./.../... GusakCabrailov'un kaçırılması planını anlattı./ Cabrailov'un telefonları dinleniyordu. Dış izleme yapılıyordu... Ponkin bu işi üstlenmişti... Umar'ın yerine, kardeşi Hüseyin'in kaçırılmasını o teklif etti. Çeçen geleneklerine göre, küçük erkek kardeş için büyük kardeş her zaman ödeme yapar. Küçük kardeşi kaçırmak daha kolay olurdu. Zira Cabrailov'u, tuttuğu polisler koruyordu./ Onlara... yakalanılmaması... anlattım.../.../... bu suç vuku bulmadı... bir toplantıya daha katıldım. Silahlı birim mensupları... bizim planımız çerçevesinde bir adam kaçırma operasyonu düzenleyeceklerdi. Kaçırma olayı, Cabrailov'un davetli olduğu Mahmud Esambayev'in konserinde gerçekleştirilecekti.../... sordular; "Kendisini polis koruyor. Ne yapacağız..." Yönetim ise "Polisleri devreden çıkarın. Çeçen'i korumakta neymiş!" diye cevap verdi./.../... Umar'ın kaçırılmasında bir kurnazlık daha vardı. Hoholkov, Amerikalı iş adamı Paul Tatum'un öldürülmesi işi... intikam almak isteyen bir akrabası... Umar'ı kaçıracağız... ana hikayeyi oluşturacağız: Amerikalının intikamı./ Bu arada, Paul Tatum'u gizli servislerin öldürdüğünü, Gusak bana sarhoşken söyledi./ Ancak silahlı birim Cabrailov'u kaçırmaktan vazgeçti. Parayı işten önce istediler. Yönetimin siparişi üzerine yine bir adamı kaçırarak... bekletildiğini anlattılar. Kamışnikov gelmiş, rehineyi almış, ödeme yapmadan uzaklaşmış. Onun için önce para diyorlardı./.../ 27 Aralık 1997'de, polislerden oluşan bir çete grubunu yakalamaya yönelik çalışma yaptık. İkisini yakaladık... Kamışnikov... operasyonu durdurma emri verdi.../.../ Ve yeni bir görev ortaya koydu: "… başka adamlar da var. Bunlar büyük paralar kazanmışlar ve yasal yollarla bunlara ulaşmak imkansız... Ve sen LitvinenkoBerezovski'yi tanıyor musun? Sen onu ortadan kaldırmalısın!"/... susuyorum... bana yaklaştı... tekrarladı: "Sen, Berezovski'yi biliyorsun. Onu ortadan kaldıracaksın".../.../... sarsılmıştık. Gusak'ın yanına gittik... Gusak: "Neye şaşırıyorsunuz? Görünen o ki bu yılın Kasım ayında Hoholkov da Berezovskiy'in ortadan kaldırılması emrini vermiş."/... düşünüyorduk.../.../... öldürmeyeceğimize... karar verdik.../.../ FSB başkanının bile odasının.../... dinlenildiğini biliyorum.../ Kovalev'e ulaşamadığım için Berezovski'yle konuşmaya karar verdim.../... gittim... "… sizi öldürme emri aldım, dedim... "… Şaka yapma," dedi... anlattım... "Yarın ilk işim başsavcılığa gitmek olacak," dedi./ Ben, "… Skuratov eski KGB'lidirKovalev ona ne derse yapar,".../.../ "Kovalev'e gidin..." dedim.../.../ Birkaç gün sonra... Kovalev, "Berezovski bana geldi ve kendisinin öldürülmesi için emir verildiğini söyledi. Doğru mu?" "Evet, doğru," dedim./.../ Kovalev'in odasına gittik... anlattık.../.../ Sonra KovalevGusak dışında herkese çıkmasını rica etti, on dakika sonra dışarı çıkan Gusak, başkanın her şeyi unutmamızı ve bu eğlenceden vazgeçmemizi istediğini söyledi.../.../... sonra... korktular. Gusak ise herkesten fazla korktu.../.../ Ertesi gün... Kovalev makamına Hoholkov'u davet etmiş ve yarım iş günü sohbet etmişler. O gün benim telefonumu kontrol altına aldılar. Gusak için ise teftiş devreye girdi./.../ Bence yıldırmak için baskı yapmaya başladılar. Gusak'ı ne olur ne olmaz diye "günah keçisi" olarak hazırlamaya başladılar. Ya bu ya o. Teftişin başlamasında... Tuğgeneral Makarıçev'in Gusak'a... bazı votka büfelerini bozguna uğratma emri vermiş olması sebep teşkil etmişti. MakarıçevKabardin-Balkar Cumhuriyeti'nden gelen yasak votkaların, yasadışı yollardan sevk edilmesiyle uğraşmaktaydı ve bazı rakipleri onun firması için engel teşkil ediyordu. Bu firmaların ezilmesi gerekiyordu ve... Gusak'a talimat vermişti. Görevi şu şekilde biçimlendirdi: Bu kişiler, Çeçen çetelerle bağlantılı idi ve elde edilen paralar Çeçenistan'a akıyordu... Çeçen çetelerin, teröre para aktarılmak üzere kullandıkları firmanın yerle bir edilmesinin gerektiği yazıldı. Ve firmayı, Çeçen militanların para kanalı olarak bozguna uğrattılar./ Gusak, votka konusuyla ilgili materyalleri Moskova polisine verdiği için teftişi devreye sokmuşlardı. Gusak'ın devlet sırrı olan bilgileri polise verdiği ortadaydı./.../ Militanları finanse etmeleri, işte bu, devlet sırrı kapsamındadır. Gusak sinirlenerek "Ne bilgisi, ne sırrı! Sıradan votka büfeleri," dedi... Hoholkov'un yanına çağırmışlar. Çok geçmeden beni aradı ve "Hoholkov senin gelmeni istiyor..." dedi. "Hoholkov bunu nereden öğrendi?" diye sordum.../.../... Kovalev... "Gusak söylemiş. Hoholkov'un yanına gitme."/ Otuz dakika sonra Gusak şubeye geldiğinde... "Kovalev ona kendisi anlattı..."/ Gusak'ın doğru, Kovalev'in yalan söylediğini anlamıştım... O zaman siparişin... yukarıdan geldiği anlaşılmıştı.../ İşte o zaman... gerçek anlamda tehlike çanlarının çaldığını anladım. Berezovski'yi aradım ve "… ihanet ettiler. Kovalev, her şeyi Hoholkov'a anlatmış ve şimdi bizimle başa çıkacak," dedim./.../ Bize ihanet etmeleri, beni derinden yaralamıştı... Gece gündüz hayatımızı riske atıyoruz... yönetim ise bizi aptal yerine koyuyor. Para aklıyorlar; devleti, güvenliği hiçe sayıyorlar./ Berezovski... "Devlet Başkanlığı Genel Sekreteri Başyardımcısı Savostyanov'la görüştüm ve sizi yanına çağırdı," dedi" 198-213 
-"Ben, ŞebalinLatışönok ve PolkinSayostyanov'un yanına gittik. Yani 27 Aralık'taki toplantıya katılan herkes. Rapor yazmamızı istediler.../.../... "Sizi Lefortovo'ya yatıracaklar...".../.../... Meşhur televizyon sunucusu... Dorenko'ya her şeyi anlattık. Dört kaset dolduruldu./.../... Gusak Cabrailov'un kaçırılması, ben ise Berezovski'nin öldürülmesi talimatlarının nasıl verildiğini anlattım. Polkin ise Tatum işinde nasıl çalıştığını anlattı... Listyev'i kimin öldürdüğünü... aktardım. Basın toplantımızın üzerinden dört ay geçtikten sonra, Dorenko bu filmi aksiyon filmi gibi gösterdi... gösterimi yasakladılar./.../... Kovalev'in yanına geldik.../.../... sizi... askeri savcılığa çağıracaklar. Sizden istediğim... Kamışnikov'un böyle bir şey söylemediğini savcılıkta söylemeniz. Böylelikle her şey yoluna girecek.../ "… yalan ifade veremeyeceğimi, söyledim./.../ Kovalev, "… seni Lefortovo'ya atabiliriz..."/.../... Savcılığa gittik... anlattım./.../... Yetkilerini aşarak görevi kötüye kullanma iddiasıyla Rusya FSB URPO yönetimi hakkında dava açılmıştı.../ Berezovski'nin o zaman, Hoholkov ve Kamışnikov'un üstesinden gelebilmek için YumaşevSavostyanov ve Dyaçenko'yla bağlantıya geçmemiş olmadığına hayatta inanmam. Sanırım geçmiştir. Ancak hiçbir şey çıkmadı. Davayı kapattılar. Ancak, FSB de uyumadı.../.../ Temmuz sonunda Kovalev'i görevden aldılar ve yerine Berezovski'nin arkadaşı Putin geldi. Bu size bir şey sağlamadı mı?/... Berezovski ve Putin daha sonra yani 1999 yılında yakınlaştı. Eğer Putin birinin arkadaşı olmuşsa bu kişi, FSB'ye geçmeden önce yardımcılığını yaptığı... Borodin'dir... daha sonra yaşanan olaylar, Putin'in Berezovski'nin arkadaşı olduğunu pek göstermemektedir.../ Tromifov... "Saşa, sanırım siz kaybettiniz," dedi... "… General Rohlin öldürülmüş. Onlara daha kim dokunabilir?" dedi ve gitti.../.../... Beni ve adamlarımı oda oda dolaştırdılar. Hiçbir yere atamadılar. FSB'de o dönem, yeniden teşkilatlanma zaten başlamıştı. URPO'yu tasfiye ettiler./ Müdür artık Putin'di. Bize baskı yaptılar... İknalar, sohbetler birbirini takip etti... Ekim ayı gibi, Hoholkov ve Kamışnikov davalarını kapattılar.../.../ Cabrailov.../... Çok korktuğu ve hatta bu yüzden Moskova'dan kaçtığı bile söylendi./.../ Davayı kapattılar" 214-223 
-"Ben bir yarbaydım... FSB'de görünüyordum.../... basın açıklaması yapacağım öğrenildiğinde... anlaşmaya çalıştılar.../.../ Gusak... suç otoritesi Malışev sayesinde işini bağlamıştı. Bu çete üyesinin... Patruşev ve Putin'le bağlantıları vardı./ Basın açıklaması, Kasım ayı ortalarında yapıldı.../.../ 1998... Lunyanka... "Yahudileri boğalım ve düzeni sağlayalım."/.../ Ertesi günkü gazetelerde, bunların Berezovski'nin provokasyonları olduğunu okuyorum.../.../... bazı bağımsız gazeteler niye sustu ki?../.../ Parlamento... FSB tarafından kontrol... altına alınmıştı.../... İlluhin... Bir Duma milletvekili... bizi dinledi... Ne bir cevap var ne bir selam. Kolay yönlendirilen bir komünist daha!" 225-229 
-"Starovoıytoya.../.../... öldü. Çok geçmeden garip bir şekilde Sobçak öldü. Putin ve kurmayları ise Kremlin'e demokratlar gibi çıktılar. Batıda Putin'i hala Sobçak'ın talebesi gibi sunuyorlar. FSB'de hem iç hem de dış kullanımlar için bilgiler vardır. Kendi halklarına, "İşte bu KGB mensubu, ülkede düzeni sağlayacak," diyorlar. Bu mantık Batı'da işe yaramaz. Onun için Batı'da, "Bu demokrat Sobçak ve Starovoytova'nın talebesi," diyorlar./ Sobçak ve Starovoytova yaşasaydı Putin bugün yaptıklarını yapabilir miydi?" 232, 233 
-"Barsukov, benim avukatlarıma şunları söylemiş: "Hiç umutlanmayın, onu hapse atana kadar rahat bırakmayacağız".../... Rusya'daki vatandaşlık haklarımın resmen elimden alındığını anladım.../ Ve ailemi kurtarmak için ülkeden kaçmam gerektiğini anladım.../.../ Ben şöyle bir plan yaptım: Herhangi bir BDT ülkesine, sonra da oradan Türkiye'ye geçmek" 242, 243, 245 
-"Sahte pasaportla Türkiye'ye giriş.../... Berezovski'yi... aradım. O bana, "… iyi ki gitmişsin... seni ararım," dedi./ On dakika sonra beni, eski tanıdığım Amerikalı Alik Goldfarb aradı ve şöyle dedi: "Sizin oralarda havalar nasıl? Sizi almak için gelmek istiyorum". Bu insana, hayatımın sonuna kadar şükran borçluyum./.../ Türkiye, güvenli bir ülkedir.../.../... Eskiden en büyük devlet sırrımız, devlet başkanının sağlık durumuydu. Şimdi ise en büyük sır, Devlet Başkanımız Putin'in, Barsukov-Kumarin isimli suçluyla içerisinde bulunduğu ilişkiler. Bu suçlu, Tambov kökenli suç topluluğunun lideridir.../.../ Türkiye, çok özel bir ülkedir. Dünya istihbarat merkezidir.../.../ Heathrow Havaalanı.../.../... Polis... dinledi ve sonra "Sizin normal bir insan ve normal bir aile olduğunuzu görüyorum. Herhangi bir kanun ihlaliniz yok ve bana verilen yetkilere dayanarak İngiltere topraklarında size karşı yapılacak tüm işlemleri durduruyorum," dedi. Şok olmuştum. Devam etti: "Büyük Britanya topraklarında, İngiltere Hükümeti'nin koruması altında bulunuyorsunuz ve eğer herhangi bir tehlike hissederseniz zaman kaybetmeden polise bildirmenizi sizden rica ediyorum. Biz sizi koruruz. Gerekirse koruma altına da alırız". O anda kendi Rus polislerimizin ne şekilde konuştuklarını hatırladım. Bu İngiliz aynasız ise benimle bir insan olarak konuşuyordu ve güvenliğim konusunda gerçekten endişe duyuyordu. O anlara kadar kendini güvende hissetmenin, nasıl bir şey olduğunu tamamen unutmuştum./.../... Göçmen Bürosu'nda bir kez daha sorguladılar. Kendilerine, İngiliz gizli servisleriyle hiçbir temasta bulunmak istemediğimi tekrarladım. Bana, "Siz neden bahsediyorsunuz? Sizin izniniz olmadan..." dediler./ Bana, kanunlara göre, onayım olmadan İngiliz istihbarat servislerinin yanıma yaklaşmaya bile hakları olmadığını açıkladılar" 250-255 
-"1994... Jenya Makeev... Lazovsky çetesi üzerinde çalışıyordu./ 18 Kasım 1994... Moskova... demiryolu köprüsünde patlama olmuştu. Anlaşılan... istenmeyen bir şekilde patlamıştı... kısa bir süre sonra, park halindeki şehir içi otobüslerinden birinde patlama oldu. Bu, Moskova'daki ilk terör eylemiydi./... İki yıl sonra Lazovskiy'nin şoförü... Akimov, eylemi kendisinin gerçekleştirdiğini itiraf etti./.../... birkaç ay sonra Birinci Çeçen Savaşı başlamıştı./ 1994 patlamalarından Çeçenleri sorumlu tuttular.../ Moskova... Lazovskiy üzerinde çalışmaya başladı... "Lazovskiy'in FSB... elemanı" olduğu anlaşılmış.../.../ Lazovskiy... Lvov'u kaçırmışlar... ölü bulunmuş./ Lazovskiy'i hapse... Vladimir Tshay göndermiş. Tutuklamayı kendisi yapmış... Rusya'nın en iyi takipçisiydi.../.../... Yarbay Vorobyov... otobüsteki patlama nedeniyle üç yıla mahkum olmuş.../... Ancak onları azmettirenlerle ilgilenen olmamıştır. Acaba kendileri öylesine bir köprü, bir de otobüs havaya uçuralım mı dediler?/.../ Patlamaların ikinci partisi, 1996 yazında meydana geldi. İlk önce Tulskaya metrosunda-dört ölü... 11 Temmuz'da Puşkin troleybüsünde... 12 Temmuz'da Mir Caddesi'ndeki troleybüste... Yeniden Çeçenlerden söz edilmeye başlandı... Lujkov, onları kentten atmaya söz verdi./.../ O sırada Çeçenistan'da biz kaybediyorduk ve barış görüşmeleri başlamıştı... Çeçenlerin bu patlamaları gerçekleştirmelerine bir anlam verilemiyordu... Ağustos sonunda... Hasavyurt Anlaşması imzalandı./ Tshay, ikinci parti patlamaların, Lazov çetesinin FSB ile ortaklaşa işi olduğundan emindi./.../... Makeev, durumdan haberdardı... Olaylardan Çeçenlerin sorumlu tutulduğuna dair yazıları okudukça çok sinirleniyordu, bir gün dayanamadı ve "Ne Çeçeni?!" dedi. Bu sözler işten atılmasına neden oldu... Daireyi dağıttılar./.../ Tshay, çok geçmeden 12 Nisan 1997 yılında, otuz dokuz yaşında tuhaf bir şekilde karaciğer sirozundan öldü. Ne içki ne de sigara içiyordu./ Onun ölümünden kısa bir süre önce, Lazovskiy'in adamlarından biri olan Sergey Pogosov'u... angaje etmiştim. O bana, çete ve çetenin FSB ile bağlantısı hakkında bildiği her şeyi anlatmıştı. Pogosov'dan bu oluşumun çeteden çok, adam öldüren, terör eylemi düzenleyen, devletin verdiği görevleri yerine getiren gizli birim olduğunu öğrendim. Lazovskiy sadece bir piyondu. Emirleri, bizim yönetimden birileri veriyordu./ PogosozLazovskiy takımını dağıttığı için FSB'nin Tshay'ı affetmeyeceğini ve artık sonunun geldiğini söylemişti. Bu bilgiyi, Tshay'a bizzat ilettim. Pogosov, samimi olarak bu olaydan uzak durmamı tavsiye etmişti./ Pogosov'la birlikte çalışmaya başladıktan sonra... yeni elemanımdan vazgeçmemi rica ediyorlardı... sonunda amirlerim, onunla her türlü ilişkiyi kesmemi emrettiler./ Tshay'i.../... zehirlediklerini düşünüyorum. İki ay içinde, herkesin gözü önünde eriyip gitti... gözdağı niteliğindeydi.../... ilk olay olan Banker Kivilidi'yi... telefon ahizesine yerleştirilen zehirle zehirlemişlerdi. Tshay'ın ise yemeğine bir şey konmuş olmalı. FSB'nin Krasnobogatır Sokağı'nda bu amaçla çalışan özel laboratuvarı bulunmaktadır./ Ölmeden önce Tshay'a çok baskı yaptılar... Lazovskiy davası... Tshay'ın ölümüyle... sonlandırıldı./.../... Lazovskiy'i 2000 yılında patlamalardan sonra, ikinci kez tutuklayacakları sırada öldürdüler.../.../... Tshay... Sürdüğü iz FSB'ye ulaştı. Öyle olduğunu tahmin etmiyordu ama karşısına FSB çıktı. Onun için FSB, CIA, FBI fark etmiyordu. Tshay için iki şey vardı: Suç ve fail. Kanunu çiğneyen sonucuna katlanacaktı... Öyle bir insan olduğu için saygınlığı vardı" 262-265 
-"1996 baharında, Antiterör Merkezinin Bölge Başkanı Kolesnikov... "Şeremetyevo-I'e acil... birinin terörle ilgili anlatacakları varmış," dedi... Araba olmadığı söylendi... benzinimiz yok... kırk dakika sonra benzin buldular./.../... Polis şubesinde biri... Ermeni olduğunu, Grozni'de oturduğunu.../.../ Bir akşam... yanına iki Çeçen gelmiş (Kendisi de Çeçenceyi iyi biliyormuş)… Grozni'den olduğunu söylemiş... Adamlar, "… Ruslardan intikamını almalısın. Sana bir çanta vereceğiz, iki kabloyu birleştirecek ve oradan uzaklaşacaksın. Patlama olacak... intikamını alacaksın... sana paranı vereceğiz," demişler./ Bin beş yüz dolar vereceklerini söylemişler... yine gelmişler... "… istemiyorum...," demiş./... polisler gelince olayı anlatmış... sorgulamışlar ve deli olduğuna kanaat getirmişler. O zaman FSB ile görüşmek istemiş... sıcağı sıcağına Çeçenleri yakalamaya çalışmışlar ama hiç kimseyi bulamamışlar./.../... Gece saat on birdi. Bilgisayarda robot resmin hazırlanması, iki saat sürdü... Adamı serbest bıraktım./ İkinci sureti ben aldım./... robot resimlerin... dağıtılmasını önerdiğim ayrıntılı rapor hazırladım... geçici görevle Kafkasya'ya gittim./ Aradan birkaç ay geçmiş, otobüs ve troleybüslerde patlamalar başlamıştı... benzerlikleri fark ettim... Daire Başkanıma gittim... Kolesnikov, hatırlamadığını söyledi. Çelik kasayı açınca içinde yığılı evraklar arasında rapor ve hiçbir işleme tabi tutulmamış öneriler duruyordu./ Bende kalan robot resmi buldum ve Kolesnikov'a gösterdim... O sırada, Jenya Makeev yanıma gelmişti. Robot resmini gördü ve "… Bunlar Lazovskiy çetesinin adamları," dedi; isimlerini söyledi.../ Olayı anlattım... adamların aranmaya başlanacağını söyledim. Makeev güldü, "Onlardan önce, senle beni bulurlar" dedi ve gitti./.../... Bir seferinde ise olağanüstü bir operasyon olan, Basayev'in Moskova'daki adamları arasına bir elemanımın hulul ettirilmesine izin verilmemişti./ Olay şöyleydi: Nalçik'e görevli gitmiştim... Türkiye'den dönen iki Çeçen'in... tutuklandığını söyledi... bayraklar... el ilanları.../.../ Günlükte ilginç bir şeye rastladım: "Dün, İstanbul ve Trabzon'da cezaevinde yatan bizim çocukları ziyaret ettim"… Feribotun kaçırıldığı tarihti... hücre içi çalışma... Onay verdi./ Her ikisini farklı hücrelere yerleştirdik. Onlara yanaşabilecek bir Çeçen bulmam lazımdı. Bir genç buldum. Kendisi Çeçenistan'da savaşmıştı, sahra komutanı ile çatışmış ve ondan intikam almak istiyordu. Ona bu konuda yardımcı olup olamayacağımızı soruyordu./... tutuklulardan birinin yanına yerleştirdik... konuşmaları takip edebiliyorduk./ Eleman uyanık biri çıktı, kısa sürede güven kazandı... tutuklunun Basayev'in adamlarından biri olduğunu öğrendik. Ben şöyle bir plan hazırladım... Çeçeni yanıma çağırtacağım ve "… Moskova'daki bir olaya karıştığınıza dair kuşkular var. Sizi Moskova'ya, Lefortovo'ya götüreceğiz," diyeceğim.... Eleman da... şartlı tahliye çıkarttığını söyleyecek... İş tamamdı... hücresine dönünce elemana "kendisinin Moskova'ya götürüleceğini" söyledi. Eleman da "Nasıl yardımcı olabilirim?..," dedi. Hedef ise "Moskova'ya gidebilir misin?.. adamlarım var," dedi. Hücre evlerinden birinin telefonunu verdi ve "Onlara git. Sana yardımcı olacaklar... konuşmadığımı söyle," dedi./.../ Moskova'ya gelince yönetime, söz konusu Çeçen'i, bir-iki haftalığına dahi olsa hemen Moskova'ya getirmemiz gerektiğini söyledim... elemanı da getirmeliydik./ Aldığım cevap Moskova'da masraflarını kim karşılayacak ve nerede tutulacak?" oldu" 266-271 
-"eski müdürü.../.../... Çekulin... Moskova'nın tam merkezinde, Eğitim Bakanlığı çatısı altında Roskonversvzrıvtsentr Bilimsel Araştırma Enstitüsü isimli tuhaf bir oluşumun faaliyet gösterdiğini söyledi. Bu merkez, büyük miktarlarda Hekzogeni askeri depolardan, bilinmeyen bir takım alt oluşumlara naklediyormuş. Hekzogen, top mermilerinin içine konan patlayıcı bir maddedir... Tonlarca Hekzogenin, sahte faturalarla nereye gittiği soru işaretidir./ Çekulin bu faaliyeti tespit edip amirlerine bildirdiğinde Eğitim bakanı Vladimir Filippov telaşlanmış... her kapıyı çalmaya başlamış ve güvenlikle ilgili tüm bakan ve üst düzey bürokratlara yazılar yazmış... soruşturma başlatılmasını istemiş. Ancak FSB soruşturmayı yasaklamış, olayı da örtbas ederek konuyu kapatmış" 276 
-"Meclis Başkanı Seleznyov.../... oturum sırasında bir not geliyor ve o da ilan ediyor: "Bana gelen notta, bu gece Volgodonsk'da bir apartmanın havaya uçurulduğu haber veriliyor," diyor. O gece gerçekten de bir patlama olmuş, ancak Moskova Kaşirka'daVolgodonsk'daki patlama ise üç gün sonra gerçekleşti./ Birkaç gün sonra, Duma'daki oturum sırasında Jirinovskiy, Meclis Başkanı'na soru önergesi veriyor: "… siz patlamayı pazartesi günü duyuruyorsunuz, patlama ise çarşamba günü meydana geliyor. Bunu nasıl izah ediyorsunuz? Üç gün önceden bu bilgiyi nereden edindiniz?"/.../... Notu kimin getirdiğini çok iyi biliyorum. Onun yardımcısı Lyah. O, FSB'nin eski elemanı... Anlaşılan... patlamaları karıştırmışlar" 277 
-"1999 yılı Eylül ayında, Moskova'da iki çok ağır ve önemli terörist eylem gerçekleşmişti.../.../... İlk araştırmalara göre Hekzogene, Moskova'daki patlamaların meydana geldiği iki binada ve FSB'nin adının karıştığı Ryazan'da rastlandı. Yetkililer şimdi, ilk araştırma sonuçlarını değiştirmeye çalışıyorlar. Maddenin Hekzogen değil, Güherçile olduğunu söylüyorlar.../ Moskova'daki patlamalarla ilgili gözaltına alınan Dahkilkov olayı ilginç. Ellerinde Hekzogen tespit edildiği için iki ay boyunca her gün işkence görmüş.../... Patruşev televizyonda "O, Hekzogen değil şekerdi," demişti" 278, 279 
-"Yönetim... çete kiralıyor ve korku ortamı yaratması için ona engel olmuyor. Çeçenler suçlu deniyor. Gelin, en acımasız biçimde onların hakkından gelelim. Her taraf terörist dolu... toplum kabullenecek ve özgürlüğünden taviz verecektir" 286, 287 
* 
2.6.2019  
* 
EK: 



Troller konusunda bir yazı. 
Putin'in trollerini de kapsıyor. 
* 
https://www.gazeteduvar.com.tr/yazarlar/2020/05/21/mafya-gunlugu/

Metin Yeğin
21 Mayıs 2020


Mafya günlüğü

...

Şimdi mafya hikayesi dedin ama yine bize, tarihsel politik olaylar anlatıyorsun derseniz bu kısmı çok uzun tutmayacağım. Zaten o kadar çok şey var ki yaptıkları. Yerel, bölgesel ve ülke çapında vatana, -‘Eğer çek defterlerinizse vatan’ diyor Nazım- bir sürü hizmetlerde bulundular. Eyalet seçimlerinden, belediye başkanlıklarına ve hatta Meksika devlet başkanlığının çok güçlü adayı Luis Donaldo Colosio bir suikast sonucu öldürülmesine kadar, oldukça çok şey de rol aldılar.
-Ne bileyim, benzer bir şey olursa, söylemişti dersiniz… Meksika’da-
Bütün bunları yaparken hiç de yalnız değildiler. İçinde mafyanın olmadığı bir devlet belki olabilir ama içinde devletin az ya da çok bir parçasının olmadığı bir mafya mümkün değildir zaten.
Ayrıca karşılıklı bir domino etkisi oluyordu bu gibi işlerde. Bu olaylar sırasında, sorumlu durumdaki politikacılar, polis şefleri yükselirken, bu operasyonlarda yer alanların mafyaları da, dallanıp, budaklanıyor, büyüyorlardı.
‘Al gülüm, ver gülüm’dü yani…
Fakat aslında iktidarlar, mafyayı kullanamıyorlar, kendileri mafyalaşıyorlardı… Sürecek…
***
https://www.gazeteduvar.com.tr/yazarlar/2020/05/24/mafya-rusvet-baskan-ucgeni/

Metin Yeğin 

Mafya, rüşvet, başkan üçgeni


Yani para da ve ölmek de gerçek olsa. Ne yaparsınız?

El Chapo’nın, sık kullandığı taktiklerden biriydi bu. Meksika’nın, daha doğrusu dünyanın en büyük mafya şeflerinden biriydi El Chapo, eğer devletleri saymazsanız tabii. Geçen yazıda sözünü ettiğim gibi El Chapo’nun bir politik geçmişi yok ilk gençliğinde ama sonra, işi icabı, politikacılarla güçlü teması vardı. Mesela bir zaman onun sağ kolu sonra itirafçı olan Kolombiyalı Alex Cifuentes’in, ABD mahkemelerindeki iddasına göre, Meksika devlet başkanıyken Peña Nieto’ya 100 milyon dolar rüşvet vermişti. ‘Bavulların taşınması zor olmuştur ve abi ne kolay geliyor dile, 100 milyon dolar! O kadar çok para, rüşvet mi verilir’ diye düşünüyorsanız, El Chapo da hemen vermemiş, pazarlık yapmış. Çünkü Devlet Başkanı Nieto’nun esas istediği miktar, 250 milyon dolar kadarmış.
***
https://t24.com.tr/yazarlar/cemal-tuncdemir/dolar-icin-tanriya-sukurler-olsun,26762

Cemal Tunçdemir 26 Mayıs 2020

...

Arabasına acil benzin bulması gerekenler ise 1 galon benzine yaklaşık 15 dolar ödemek zorunda. Elbette ki bu karaborsa benzin piyasası da, ülkedeki diğer bütün karaborsalar gibi, rejimin generallerinin yönettiği mafyanın ve rejim elitlerinin elinde. Ülkedeki bütün benzin istasyonlarını askerler işletiyor ve bu da ham petrol olarak karşılığı ithal edilmiş benzinin çok büyük bölümünü kara borsa piyasaya kolayca aktarmalarına olanak veriyor.

...
Yani, Chavez'in iktidara geldiği 1998'de 1 dolar 577 Bolivar iken, 20 yıllık iktidar sonunda bugün, eğer aradaki devalüasyonlar ve iki kez 'sıfır atmalar' olmasaydı, 1 dolar tam 6.000.000.000.000 seviyesine gelmiş durumda. Yazıyla, 'altı trilyon Bolivar'… 

...
Venezuela, kendi tercihleri, politikaları, fantezileri ve hamaset ekonomisi ile, girdiği bir yolun kaçınılmaz hezimetini yaşıyor. İdeoloji başından beri hep lafta ve göstermelikti. Venezuela'da her hangi bir politika takip edecek bir 'devlet düzeni', zaten çok uzun süredir yok. Venezuelalı yazar Moisés Naím, Venezuela'nın mevcut politik sistemini, "Başında mafya babası olarak devlet başkanının bulunduğu, organize suç örgütlerinin gevşek bir konfederasyonu" şeklinde tanımlıyor. Venezuela ordusu, narkotik ve insan kaçaklığının dünyadaki en önemli mafya kollarından birini yönetiyor.


***