25 Eylül 2023 Pazartesi

METİN MÜNİR

Son dönemde neredeyse sevdiğim tek yazar olan Münir öldü.

Üslubunu seviyordum.

Yazılarını sabırsızlıkla bekliyor ve öğreniyordum.

Benim için ufuk açıcıydı, dünyayı daha iyi algılamama katkı sağlıyordu.

Kuşkusuz başka pek çokları için olduğu gibi benim için de büyük eksiklik.

Allah rahmet etsin.

*

Aşağıda Hakan Aksay'ın Münir'e dair olan iki yazısından alıntılar yer almaktadır.

*

"Ölüyor olmak - canlı olmaktan ölü olmaya geçiş - olağanüstü bir şeydi. Beden olarak yoktum ama benlik olarak oradaydım. Uçuyordum. Ama kanatların, kemiklerin ve kasların çabasıyla değil, başka bir kıtanın topraklarında yere konup çimlenmek üzere rüzgârların akıntısında okyanusu aşan ağaç tohumları gibi, kendi kanatları ve itici gücü olmayan bir uçuşla. Bir ekran veya pencere vardı. İçinde bal peteği renginde, beyazdan sarı ve koyu kahverengiye uzanan, kaynaşan ışıklı bir kitle, korkunç bir süratle soldan sağa ve doğudan batıya doğru gidiyordu. Bu süratin bir de sesi vardı. İçimde korku veya heyecan yoktu. Bildik bir kumsalda veya orman patikasındaymış gibiydim."

Öldükten sonra "fazlasını yaşamaya" başlamıştı Metin Bey. O fazlanın sınırı da düne kadarmış işte.

Sahi, ölümden korkar mıydın sen? Bir defa ölüme benzer bir şeyler yaşayan insanın korkusu azalır mı artar mı?

  "Ölüme yakın bir deneyim geçirdim. İnsanın kalbi durup ölüm sürecine girdiğinde ne olduğunu biliyorum. Ondan beri ölüme karşı duyduğum en güçlü his merak oldu. Döndürüldüğüm kapıdan bu defa içeri girdiğimde ne olacak? Bilinmeyenlerle dolu bu kâinatta her şey olabilir, diye düşünüyorum. Her şey ve hiçbir şey. Hayatıma o kadar değer vermiyorum. Başkalarının verdiği mücadeleye saygım var. Ama kendi hesabıma ben günlerim korkunç ilaçlarla uzasın, ömrüm ilaç ve yabancı kokan, ağaçlardan, denizlerden ve göklerden uzak yerlerde sonlansın istemiyorum. Önü ve arkası sonsuz zamanın içinde birkaç ay veya birkaç yıl daha fazla, ne önemi var?"

Bir başka yazında da şöyle diyordun:

  "Hayata fazla asılmamak lazım, diye düşünüyorum. Dünyayı fazla ciddiye almamak lazım. Ben de başka bir yere gitmek için burada olduğumuza inanıyorum. Ama o yer ne din kitaplarında anlatıldığı gibi olacak ne de romancıların tahayyül ettiği gibi. Aklın alamayacağı kadar acayip olan bu kainatta aklın alamayacağı acayip bir yer olacak."

Sırası mıydı şimdi ölmenin, Metin Bey! (t24.com.tr)

*

 Huzuru ise bambaşka bir yerdedir:

“Bana ayrılmış olan günlerin büyük bir bölümünü tüketmiş olmak beni ürkütmüyor. Doğa, Tanrı ve insanlarla barışığım. Hiç kimseden - bana kötülük edenler dâhil - nefret etmiyorum. Hiç kimseden intikam almak arzusunda değilim. Hiç kimseyi kıskanmıyorum. Kendimden başkası olmak istemiyorum. Sahip olduğum şeyler bana yetiyor. Doğanın sofrasından aç gözlülük yapmamış olarak kalkmak istiyorum.

Çok sevdiğim bir işi yapıyorum. Hiçbir zaman kendimi emekliye ayırmayacağım. Bunayıncaya veya ölünceye veya istenmeyinceye kadar çalışacağım.

Türk basını Metin Münir'siz eksik kalır (t24.com.tr)

*


12 Eylül 2023 Salı

DOĞA'YA DAİR

*

“Doğa kaos içinde görünür. Kimine göre “… bir didişme , çatışma şiddet dünyasıdır, dişleri ve pençeleri kanlı.”  Ama tersine, düzen içindedir. Zalim değil yansızdır. Tek amacı yaşamı sürdürmektir. Bu yaşam hangi yaratıkları ihtiva eder, kim yok olur, kim kalır, kim sivrilir umurunda değildir.”

https://www.diyaloggazetesi.com/doga-na-mukemmel-insan-ve-elektronik-tanri-makale,11961.html

*

7 Eylül 2023 Perşembe

BİR ALINTI DAHA: SARIKAMIŞ

Kars’ta üç gün: İkinci gün 07 Eylül 2023, 09:40 574 Metin MÜNİR

Diyalog Gazetesi 

...

Ani’den sonra kapanmamış başka bir yara olan Sarıkamış’a gittik.  

Birinci Dünya Savaşı’na girmemizden hemen sonra, Harbiye Nazırı ve Başkumandan Vekili Enver Paşa (1881-1922), Anadolu’nun doğusundan Rusları kovup Kafkaslar’a uzanabilmek için Sarıkamış’ı hedef alan bir harekât düzenledi. Enver ordunun hazırlıksız olduğu uyarılarına kulak asmadı ve on binlerce askeri yazlık elbiselerinin içinde Allahuekber Dağlarına sürdü. Altmış bin asker Ruslara karşı tek bir kurşun atamadan donarak öldü.  

Türk tarihinin, muhtemelen tarihin en büyük askeri faciası ve kesinlikle en akılsız harekâtıdır. 

Ölen askerler galiba unutuldu, ama bir askeri aptallık numunesi sayılması gereken Enver’e hâlâ kahraman muamelesi yapan az değildir. 

Mezarları aradık ama bulamadık. 

...


www.diyaloggazetesi.com ==> OKU, YORUMLA ve PAYLAŞhttps://www.diyaloggazetesi.com/karsta-uc-gun-ikinci-gun-makale,12286.html
***

3 Eylül 2023 Pazar

ALINTI

Tarihin en büyük tesadüfü 31 Ağustos 2023, 09:39

Metin MÜNİR

...

Tek tanrılı dinler Çin’de ve Eski Yunan’da formüle edilen ahlâklı yaşam ve bilimsel araştırma konseptlerinin berhava etti. İkisini de yasaklar ve cezalarla sınırlayarak.  

O antik inançlarla yaşarken mi insanlar daha doğu yoldaydılar, mutluydular, bugün mü hiç tartışılmayan bir tartışmalı mevzudur. 


www.diyaloggazetesi.com ==> OKU, YORUMLA ve PAYLAŞhttps://www.diyaloggazetesi.com/tarihin-en-buyuk-tesadufu-makale,12269.html

Diyalog Gazetesi

***
EK-11.11.2023

*

“Tek tanrılı dinler, her şeyi kendilerinden başlatmak için, içinden çıktıkları eski inançları yıktılar veya sildiler. Eskiden duydukları derin korku nedeniyle yeni oldular. Tarihsiz bir halk yaratıp, yeni bir tarihin kapısını açtılar. O nedenle dinin gerçeği, inancın dışında bir yerlerdedir hep. Dinlerin başlangıcında mutlaka bir devlet dokunuşu var, Mısır’dan başlatmış oluyoruz.” “İnsanı yapan din değil, dini yapan insan olduğundan herkes kendi putunu kendi yontar, herkes tanrısını kendi suretinde yaratır. Bünyamin’in tanrısı da Bünyamin suretinde haliyle; kör, cahil, işgalci, katliamcı, yalancı… Bakın şimdi dönüp geriye, Musa’nın elindeki sihirli asa Tanrının asası değil, Firavun’un imparatorluk asası. Tek sihri fitne, zulüm, sömürü, savaş, işgal. Demek ki Bünyamin ve tanrısının yürüttüğü savaş da bir dinler savaşı değil bir cinler savaşıdır.” (Orhan Gökdemir, 4.11.2023, Cinler savaşı (sol.org.tr))
*