Mihail Bulgakov, Rusça aslından çeviren: Mustafa Kemal Yılmaz, 3. Basım Ocak 2019, Türkiye İş Bankası Yayınları, İstanbul
Kitabın arka kapak yazısında şunlar var:
"1930'lu yıllarda Moskova'da sıcak bir bahar günü... Günbatımına yakın saatlerde Şeytan, iyi giyimli ve yabancı görünümlü bir beyefendi kılığında şehre iner ve kendini kara büyü uzmanı Profesör Woland olarak tanıtır. Onun garip maiyetiyle birlikte gelişini, Sovyet başkentini kasıp kavuran bir dizi esrarengiz ve tekinsiz olay izler. Bulgakov... biri 1930'ların Moskova'sında, diğeri eski Kudüs'te geçen iki ayrı hikaye arasında... sürdürür anlatısını. Stalin rejiminin en karanlık günlerinde yazılan Usta ve Margarita, Sovyet yaşam tarzına yönelik keskin bir hiciv, dinsel bir alegori, komik bir fantezi olduğu kadar, dokunaklı bir aşk öyküsüdür de aynı zamanda... roman, uzun süre yasaklanmış... sansürlenmiş haliyle 1966'da yayımlanabilmiştir ancak."
Aynı yerde yazılanlara göre, Sovyetler'de, Bulgakov'un, Turbin Günleri adlı oyunu yasaklanmış, ancak "Stalin'in bu oyuna olan sevgisi" sayesinde sahnelenebilmişmiş.
*
Kitabı Ece almış, ben ondan ödünç alıp okudum.
Bu yazıyı da, Ece'nin de okumasını arzu ederek yazıyorum.
*
Bence, kitap, roman değil, masal sayılmalı.
Çünkü, kitapta, olumsuz özelliklere sahip epeyce Sovyet yurttaş örnekleri varsa da, tip olarak, roman kişisi olarak, birey yok!
Diğer taraftan, kitap, fantastik, hatta çok fantastik, adeta, bin bir gece masalları gibi, ama arka kapak yazısında belirtilen şekilde, komik değil, hatta hiç komik değil!
*
Aşk öyküsü!
Var mı?
Ben göremedim!
*
Ama, bence, yazarın hayal gücü müthişmiş!
İade yeteneği de, çok iyi!
*
Ne anlatmış?
*
Bitmemiş bir esermiş. Bu durum kitapta şöyle ifade edilmiş:
-"Çevirmenden/ Usta ve Margarita bitmiş ama yine de son noktası konmamış bir eser... 1928'de yazmaya başladığı.../ Sovyetler... baskıların gevşemesiyle... ilk kez 1966-1967 yıllarında... sansürlenerek... yayımlandı" vii
-"*Usta ve Margarita bitmemiş bir roman. Bulgakov'un ölüm döşeğinde bile romanın üzerinde çalışmayı sürdürdüğünü, düzeltmeler dikte ettiğini hatırlamakta fayda var... uyumsuz ayrıntılar göze çarpıyor" 471
*
Kitapta esas itibariyle, Şeytanın Moskova'daki birkaç günlük "icraat"ı anlatılıyor!
Moskova'daki gündelik yaşamdan bazı sahneler de. Bazı örnekleri şöyle:
-"-Onlar... Son günlerde resmen domuz gibi yaşıyorlar. Sarhoş oluyorlar, konumlarını kullanarak kadınlarla ilişkiye giriyorlar, bir gram iş yaptıkları da yok, yapamazlar zaten, çünkü kendilerine verilen işten hiç anlamıyorlar. İşleri güçleri yukarıya yaranmak!/-Çalıştığı yerin arabasını özel işleri için kullanıyor! -diye gammazladı kedi.../.../... konsol aynasının içinden... ağzından... köpek dişi fırlayan biri çıktı.../... bunun nasıl müdür olduğunu hiç anlamıyorum" 100
-"Berliöz'ün ölüm haberi... insanlar... müteveffanın yaşam alanı üzerinde hak iddia etmeye başladılar. Ve iki saatlik sürede... bu dilekçelerden otuz iki adetini kabul etti./ Yalvarmalar, tehditler, ayak oyunları, ihbarlar, kendi cebinden tamir vaatleri, tahammül edilemez sıkışıklığına ve haydutlarla aynı dairede yaşamanın olanaksızlığına değinmeler vardı bu dilekçelerde. Aralarında iki adet intihar vaadi ile bir adet de gizli hamilelik itirafı vardı" 116
*
Sevmedim.
Neden yazılmış ki?
Tabii, spor olsun diye yazılmadıysa...
*
Kitaptan diğer bazı notlar:
-"-Doğuda tek bir din yoktur ki, -diyordu Berliöz,- içinde dünyaya Tanrı getirmiş günahsız bir bakire olmasın. Hıristiyanlar da yeni bir şey uydurma zahmetine girmeden tıpkı bu şekilde yarattılar İsalarını, ki kendisi aslında hiç var olmamıştır" 6
-"Ülkemizde ateizm kimseyi şaşırtmaz, -şeklinde... açıklamada bulundu Berliöz,- nüfusumuzun çoğunluğu uzun süre evvel bilinçli olarak bıraktı Tanrı masallarına inanmayı./.../... Tanrı'nın varlığının, herkesin bildiği üzere sayıları tamı tamına beş olan ispatları ne olacak peki?/... hiçbiri beş para etmez... aklın sahasında Tanrı'nın varlığına dair herhangi bir ispat olamaz./... Huzursuz ihtiyar Immanuel'in bu konudaki düşüncesini birebir tekrarladınız... O beş ispatın beşini de kesinkes yerle bir etmiş, ama ardından kendiyle dalga geçer gibi kendine ait altıncı ispatı oluşturmuştu!/-Kant'ın ispatı da... ikna edici değil" 10, 11
-"… hiç değilse şeytanın var olduğuna inanın!.. Bunun için yedinci ve hepsinden daha güvenilir bir ispatın bulunduğunu aklınızda tutun! Ve bu ispat şimdi size gösterilecek" 50
-"Berliöz'ün beyninde umutsuzca bağırdı bir ses: "Yoksa?.." Ay son bir kere daha göründü ve bu kez parçalanarak kayboldu, ardından her yer karardı./... bir cisim... yuvarlanıp Bronnaya'nın döşeme taşlarının üzerinde sekmeye başladı./ Berliöz'ün kesik başıydı bu" 52
-"… deli profesör.../... Oturumun toplanmayacağını o söylemişti, çünkü Annuşka yağı dökmüştü. Şimdi... oturum toplanmayacak işte! Bu kadar da değil: Açıkça söylemişti Berliöz'ün kafasını bir kadının keseceğini! Evet, evet, evet! Kadın değil miydi makinist!" 54
-"Kedi tramvaya binmeye çalışmak bir yana, bir de ödeme yapmaya kalkıyor!" 57
-"… edebiyatçılara tahsis edilen sayfiye köyü Perelıgino'nun herkesin zayıf noktası olduğunu biliyordu...
/.../-Perelıgino'da beş odalı yerde bir kişi yaşıyor.../-Lavroviç altı odalıda... ve yemek odası meşe kaplama!" 68, 69
-"*… Sovyetler... de 1920'lerin sonlarından itibaren çok sayıda insan "sabotajcı" oldukları ve ülke kalkınmasına bilerek zarar verdikleri gerekçesiyle gazetelerde teşhir edildi, kovuşturmaya uğradı, idam da dahil olmak üzere ağır cezalara çarptırıldı. (ç.n.)" 80
-"Psikolojik bakımdan tipik bir kulak*…/.../*… "Zengin köylü" manasında. (ç.n.)" 81
-"*Sovyetler... de 1930'larda bir haftanın altı güne karşılık geldiği, beş gün çalışılıp bir gün dinlenildiği bir dönem mevcut. Bu sistemde "hafta sonu" pazartesilere de rastlayabiliyordu. (ç.n.)" 91
-"… insanın aklını okuyan bir gülümsemeyle..." 93
-"Ve işte gözlerinin önündeki kahrolası yeşillik dağıldı, kelimeler telaffuz edilebilir oldu" 94
-"… sakıncalı bir konuşmanın hatırası sökün etti" 97
-"… korkunç ölçülerde bir kara kedi, bir patisinde votka kadehi, diğerinde çatal..." 99
-"*Bugün de devam eden uygulamaya göre, Rus şehirlerinde dışarıdan gelenler belirli bir sürenin üzerinde kalma niyetleri varsa geçici ikamet kaydı yaptırmak zorundadır. (ç.n.)" 118
-"Başkan bir süre inek gibi merdivenin basamaklarına baktı, ama sonra her şeye boş vermeye... karar verdi.../.../-Hiç sevmedim bu... adamı. Menfaatçi ve üçkağıtçı" 122
-"-Alo… konut yoldaşlığı başkanı... Bosoy'un döviz kaçakçılığı yaptığını bildirmeyi borç bilirim... dört yüz dolar... adımı gizli tutun.../.../... tencerede ateş gibi sıcak ve yoğun bir borş çorbası, içinde de dünyadaki en lezzetli şey, yani ilik..." 123
-"… suçaraşsoruş*…/*Orijinal metinde "ugrozısk". Rusça "Suç araştırma ve soruşturma" ifadelerinin ilk hecelerinden oluşturulan ve ilgili polis birimini tanımlayan kısaltma. (ç.n.)" 129
-"… telefonda işitilen aynı burunlu sesle bağırdı ikinci şahıs..." 139
-"Elem evi uykuya dalıyordu... beyaz lambalar söndü ve nizamname gereği bunların yerine zayıf ışıklı açık mavi gece lambaları yandı" 143
-"Kara kedi... Bengalski'nin göğsüne atıldı... iki döndürmede başını tombul boynundan kopardı./.../ Kedi titizlikle nişan alıp şapka takar gibi boynun üstüne taktı kafayı, kafa sanki hiç ayrılmamış gibi tam yerine oturdu... iz de kalmamıştı" 156, 157
-"Dün Patriarşiye Prudı'da şeytanla karşılaştınız" 169
-"Kremlin'in rıhtım tarafındaki duvarı.../... Moskova Irmağı..." 175
-""Militan eski inanışlı"***…/.../***XVII. yüzyılda Rusya'da gerçekleşen dini reformlara tepki göstererek Ortodoks kilisesinden ayrılan inanç mensubu. Burada "eski rejim kalıntısı, karşıdevrimci" manasında. (ç.n.)" 180
-"… sorumluluk denen acı şaraptan içmek zorundaydı artık... mazeret uydurmak, tüm suçu Lihodeyev'e atmak, işin içinden kendini sıyırmak vesaire gerekiyordu" 190
-"Hortlak eşiğe çıktı" 197
-"-Tanrı gerçek... her şeyi görür... Aldım ama bizim Sovyet paralarından aldım! Para karşılığı ikametgah kaydı yaptım... Ama döviz almadım!" 202
-"… konferansiye..." 205
-"La Fontaine'den ne masallar dinlemek zorunda kalıyorum! Dört yüz doları başkası bırakmış!.. Hepiniz döviz kaçakçısısınız!" 206
-"-Sergey Gerardoviç mon sekiz bin dolar ve kırk bin altın değerindeki kolyeyi... Harkov şehrindeki metresi İda Gerkulanovna Vors'un dairesinde saklıyormuş.../.../-Programımızda karşısınıza şu Dunçil'in şahsında tipik bir eşek çıktı... dün akşam söyleme şerefine erişmiştim: Döviz saklamak anlamsız bir davranış... kimse hiçbir koşul altında döviz kullanamaz. Şu Dunçil'i ele alalım. Harikulade bir maaşı var ve hiçbir ihtiyacı yok. Mükemmel bir dairesi, karısı ve güzeller güzeli bir metresi var. Ama hayır! Bu çıkarcı aptal dövizi ve taşları teslim edip sakin... bir yaşam sürmek yerine... Puşkin'in "Cimri Şövalye" piyesi.../.../... dinledik. Bu şövalye... dövizleri ve taşları sakladığı sandığına çarparak cehennemi boyladı. Sizi uyarıyorum, eğer dövizinizi teslim etmezseniz sizin de başınıza benzer şeyler gelecek.../.../-Dövizi teslim edeceğim./.../-Ne kadar?/-Bin dolar ve yirmi altı onluk./.../... İnanıyorum! Bu gözler yalan söylemiyor. Kaç kere söyledim size, en büyük hatanız insan gözündeki manayı küçümsemeniz. Şunu anlayın, dil gizleyebilir hakikati, ama gözler asla!.../.../-Mahzende.../.../... Mahzende küflenir, nemlenir! Olacak iş mi böyle insanlara döviz emanet etmek.../.../-Para... teyzenin mahzeninde değil, devlet bankasında durmalı, kuru ve iyi korunan mekanlarda, sıçan kemirir yoksa!" 208-212
-"Çıplak Tepe.../ Vali... Hebron Kapısı... Kapadokya kohortunun piyadeleri... Beytlehem... Yafa..." 217
-"Levi'nin çaresizliğinin sebebi, İeşua'nın ve kendisinin yaşadığı o korkunç talihsizlik.../.../ Hükümlüleri dağa götürdüklerinde Matta Levi de zincirin yanında meraklı kalabalığının içinde koşuyordu, bir şekilde fark ettirmeden İeşua'ya kendini göstererek hiç değilse... son yolculuğunda kendisini bırakmadığını ve İeşua'nın olabildiğince çabuk ölmesi için dua ettiğini bildirmeye çalışıyordu.../.../ Kısa bir an yeterliydi İeşua'nın sırtına bıçağı saplayıp bağırmak için: "İeşua! Seni kurtarıyorum ve seninle birlikte ölüyorum! Ben, Matta, sadık ve yegane öğrencin!"/ Eğer Tanrı serbest bir an daha bahşederse kendini de bıçaklayabilir ve direkte ölmekten kurtulabilirdi. Bununla birlikte, bu sonuncusu pek ilgilendirmiyordu eski vergi toplayıcısı Levi'yi. Nasıl öleceği umurunda değildi. Tek istediği İeşua'nın... işkence görmemesiydi./.../ İdamın dördüncü saati sona erdiğinde Levi'nin çektiği eziyetler en yüksek noktaya ulaştı ve öfkeden deliye döndü.../.../-Lanet olsun sana, Tanrı!/... adaletsizliğinden emin... artık ona inanmak niyetinde değildi./-Sağırsın sen!.. Sağır olmasan beni işitir ve onu hemen öldürürdün./... başka tanrı olsa... İeşua gibi bir insanın güneşin altında direkte kavrulmasına asla izin vermezdi./-Yanılmışım!.. Sen kötülüğün tanrısısın!.. Lanet olsun sana, haydutların tanrısı.../ Tam bu anda eski vergi toplayıcısının yüzüne bir esinti çarptı... her şeyin... değiştiğini gördü. Güneş her akşam battığı denize varmadan kayboldu... haşin bir fırtına bulutu yükseldi... Bulut homurdanıyor ve zaman zaman ateşli sicimler yağdırıyordu... Levi... sustu... Bulutun henüz midesine indirmediği... açık göğe pişmanlık içinde bakarak Levi lanet okumak için acele etmekle akılsızlık ettiğini düşündü. Şimdi Tanrı onu dinlemeyecekti./.../ İeşua diğer ikisinden daha talihliydi. Daha ilk saatten itibaren baygınlıklar onu felç etmeye başlamış, ardından da kendinden geçmiş... Bu yüzden karasinekler ve büvelekler tamamen sarmıştı onu... çıplak sarı bedeni emiyorlardı" 222-228
-"Kudrinskaya Meydanı... Moskova tiyatro dünyasının iyi bilinen bilet vurguncularından yirmi kadarı kuyruğun baş tarafında dikiliyordu" 231
-"-Yukarıya yaranacak aklı sıra! -diye bağırıyordu genç kız" 243
-"Moskova'ya gitmek için acele ediyordu... Tek bir mesele vardı: daire. Moskova'da bir daire mi? İşte bu şakaya gelmezdi... Kiev'i sevmiyordu ve Moskova'ya taşınma fikri son zamanlarda öyle kemiriyordu ki içini... Knez Vladimir anıtının ayaklarından itibaren başlayan sarsıcı güzellikteki o manzara mutlu etmiyordu... istediği tek şey vardı, o da Moskova'ya taşınmak./.../ Uzun lafın kısası, zorluklara aldırmadan yeğeninin Sadovaya'daki dairesini miras edinmeyi becermek gerekti.../.../*Rusçada "propiska"… Çarlık... ve... Sovyetler... de şehirlerarası göçü sınırlayan, ülke içi oturma izni sistemi. (ç.n.)" 248, 249
-"… bu gerçekçi anlatının ikinci kısmına geçme vakti geldi. Gel peşimden, okur!" 270
-"Margarita... Konağın üst katındaki beş odanın tamamı, yani Moskova'da on binlerce insanın gıpta edeceği bütün daire emrine amadeydi" 277
-"Türk davulu" 281
-"Margarita fırçaya daha sıkı sarıldı ve elektrik tellerine ve... tabelalara dikkat ederek daha yavaş uçmaya başladı" 297
-"Arbat'tan ara sokağa... bir itfaiye arabası girdi" 305
-"Uçan kadın başını yukarı, sola çevirip çılgın gibi arkasından Moskova'ya geri koşan ayı seyrediyordu
Keyifle, ay hem koşuyor, hem de tuhaf bir biçimde yerinde duruyordu" 306
-"Nataşa çırılçıplaktı... şişko bir domuzun sırtına binmişti... uçuyordu" 307
-"Büyücü, kilise korosu şefi, efsuncu, tercüman ya da şeytan bilir aslında kim olduğunu, kısaca Korovyev" 317
-"Beşinci boyutu iyi bilenler için mekanı istenilen sınırlara kadar genişletmek çocuk oyuncağı... öyle insanlar tanıdım ki, ne beşinci boyuttan haberleri vardı, ne de başka şeyden ama yine de içinde bulundukları mekanı genişletme adına inanılmaz mucizeler gerçekleştiriyorlardı. Mesela, bir Moskovalı... Zemlyanov Val'da üç odalı bir daire alıp beşinci boyuta veya akla durgunluk veren benzeri şeylere başvurmadan odalardan birini bölmeyle tam ortasından ayırıp daireyi bir anda dört odalıya çevirmiş./ Bilahare bu daireyi Moskova'nın farklı semtlerinde iki ayrı daireyle takas etmiş: Bir üç, diğeri iki odalı. Farkındaysanız beş etti" 318
-"Yatakta işte bu var olmayan oturuyordu" 322
-"-Markiz... miras yüzünden babasını, iki erkek, iki de kız kardeşini zehirlemiş!.. Bayan Minkina... Hizmetçinin yüzünü saç düzleyiciyle yakmaya ne gerek vardı! Tabii keserler adamı!../.../... Şaşı gözlü Moğol yüzler..." 341
-"Artık ne... Caligula... ilgisini çekiyordu Margarita'nın, ne de krallar, dükler, kavalyeler, müntehirler, zehirci kadınlar, asılanlar, mamalar, zindancılar, üçkağıtçılar, cellatlar, muhbirler, hainler, deliler, hafiyeler ve sübyancılar... sadece bir yüz çöreklenmişti zihnine işkence ederek, Malyuta Skuratov'un* hakikaten de ateşten sakalla çevrili yüzü.../.../*Çar Korkunç İvan'ın yardımcısı, Opriçnina olarak tarihe geçen baskı ve terör politikasının uygulayıcılarından. Kızıl sakalıyla meşhurdur. (ç.n.)" 342
-"… iki Arap babunu.../*Sovyetlerin iç güvenlik örgütü NKVD'nin ilk başkanı Genrik Yagoda daha sonra... idama mahkum edilmişti" 343
-"… illegal yayın sakladığını bildiren şikayeti siz mi yazdınız?.../.../*Sovyetler... de, hatta günümüz Rusya'sında alt kademelerde resmi nitelikteki bir işi kolaylaştırmak için rüşvet niyetine bir şişe içki vermek yaygındır. Bu rüşvete bazen mogarıç denir. (ç.n.)" 367
-"Doğru dediniz... evrak yoksa, insan yok. Misal ben yokum, çünkü evrakım yok./*Sovyetler... de ikametgah takibini bina yönetimleri yapardı. (ç.n.)" 368
-"Bu kadının Moskova'da ne işle meşgul olduğunu ve nasıl geçindiğini kimse bilmiyordu" 374
-"*Sovyetler... de serbest ticarete kısmen izin verilen Yeni Ekonomi Politikası (NEP) döneminde Petrofka Sokağı ve Smolenski Pazarı gözde alışveriş yerlerindendi. (ç.n.)" 376
-"Margarita istediği kadar... okuyabilirdi:/-Akdeniz'den gelen karanlık valinin nefret ettiği şehrin üstünü örttü... Evet, karanlık..." 379
-"-Ne diyorsunuz! -diye haykırdı vali gülümseyerek.- Dünya üzerinde bundan daha umutsuz bir yer yoktur!.. Buraya mecburen geldiğim her sefer hastalanıyorum. Ama bundan daha kötüsü de var. Şu bayramlar yok mu: Büyücüler, efsuncular, sihirbazlar, şu hacı sürüleri... Fanatikler, fanatikler! Sadece şu Mesih bile, hani bu yıl birdenbire bekleme başladıkları, nelere mal oldu! Her an nahoş bir kan dökme hadisesi görmeyi bekliyor insan. Sürekli birliklerin yerini değiştir, ihbarları ve ispiyonları oku, üstelik yarısı seni ihbar etmek için yazılmış!.. Ah, imparatorluk hizmeti olmayaydı!.." 387
-"Sokağın adı Yunan Sokağı'ydı" 397
-"Yunanca soru" 398
-"Aşağı Şehir... Baş Kohen Kaifa.../.../ Genç adam bu kadını.../-Niza!" 399
-"Yahuda'nın içinden okuduğu lanetlere hedef olan Suriye ordu devriyesi..." 402
-"Margarita... Şeytanın verdiği baloda bulunmalarını, ustanın mucize eseri ona geri döndürülmesini..." 421
-"*"Torgovlya...", yani "Yabancılarla Ticaret" kelimelerinin baş harflerinden türetilen kısaltma isim. 1931'de Sovyetler... de bulunan yabancıların dövizle alışveriş yapabilmesi için açılan torgsinler elinde altın, döviz ya da mücevher bulunan Sovyet vatandaşlarına da hizmet vermişti. Torgsinler 1936'da kapatıldı. (ç.n.)" 441
-"Meşhur halife Harun el-Reşid'in hikayesi..." 442
-"Kötülük olmasa senin iyiliğin ne işe yarardı ve gölgeler kaybolsa dünya nasıl görünürdü? Gölgeler nesneler ve insanlardan ötürü oluşur ne de olsa.../.../-Beni o gönderdi./-Ne iletmeni buyurdu, köle?/-Ben köle değilim, -diye yanıt verdi Matta Levi gitgide öfkelenerek,- onun öğrencisiyim./-Her zamanki gibi farklı dilde konuşuyoruz seninle, -dedi Woland, -… Evet?/-Ustanın yazdıklarını okumuş, -dedi Matta Levi.- Ve senden yazarı yanına almanı ve huzurla ödüllendirmeni rica ediyor. Senin için zor mu yoksa bunu yapmak, kötülüğün ruhu?/-Hiçbir şey zor değildir benim için" 459
-"… kaçınılmaz gece yetişmeye başladı arkalarından... Gece ormanları ve çayırlıkları kara bir örtüyle örtmeye başladı... Gece atlı grubunu geçiyor, yukarıdan üzerlerine saçılıyor ve hüzünlü göğün kah o köşesine, kah bu köşesine beyaz yıldız lekeleri serpiştiriyordu" 483
*
24.11.2019