27 Temmuz 2017 Perşembe

ÇİRKİN PORTRELER

Ahmed Efe, Birinci Baskı: Ekim 2013, Alperen Yayın, Ankara

Çeşitli şahsiyetler "Çirkin Portreler" olarak anlatılıyor; Cengiz Han, Kolomb, Martin Luther, Darwin, Marks, Lenin, Freud, Hitler, Mussolini, Stalin, Mao, bunlardan bazıları.
*
Darwin'in otobiyografisini okurken rastladığım bu kitabı özellikle okumak istedim.
*
Kitap, epeyce bilgiye dayanılarak, gayet düzgün ifadelerle yazılmış, ve, çokça, çizim-fotoğraf eklenmiş.
*
Bazı ifadeler ilginç: Mesela, çirkin bir portre olarak Kabil anlatılırken, "Habil'in tertemiz kanı", s. 11, deniyor!
Ya, Kabil'in kanı! O başka bir kan mı?
*
Kapakta yazarın ismi Ahmed Efe olarak yazılmış, ama, hem iç kapakta, hem de başlangıçtaki metnin sonunda, s. 9, isim, Ahmet Efe, olmuş!
*
Kitapta, Darwin için, "Yahudi bir ailenin çocuğu olarak... doğmuş", deniyor, s. 113; oysa, yeni okuduğum otobiyografisinde Darwin'in ailesinin Yahudi olduğuna ilişkin bir bilgi bulunmuyor, tam tersine Hristiyan olduğu anlamı çıkıyor!
Dolayısıyla, söz konusu bilginin doğruluğu, bence, şüpheli!
Bu da, diğer bilgilerin doğruluğu konusunda da, kuşku uyandıran bir husus!
Bir de, Darwin anlatılırken, eseri "Türlerin Kökeni" ile ilgili olarak, "Eserdeki bütün iddialar çürütüldüğü halde", ve, "Teori incelendiğinde işin aslının... yaratıcının varlığını inkar olduğu", s. 114, deniyor ki, bence, bunlara katılmak hiç mümkün değil!
*
Kitaptan bazı notlar:
-"Nemrut... Fuhşun dini bir tören haline getirildiği Nannar Tapınağı.../.../ Bir gün hiç ummadığı şeyler olmuş ve İbrahim isimli genç bir adam Nannar'ı dolduran bütün putları bir balta ile kırmış!" 15
(Niye kırmış? İnanç özgürlüğü yok mu?)
-"Firavun/.../ Haram rızıklarla kirlenen kursağına Kızıldeniz'in çamurları dolduğunda "Musa'nın Rabbine inandım!" demişti ama, "Şimdi mi?" diye soruldu. Artık hiç bir konuşmaya izinli değildi" 19, 20
("Şimdi" inanınca, kabul edilmiyor mu?)
-"Bel'am/.../... cehennemi boyladı" 31, 33
-""Her ne ki vardır, ortaklaşa pay edilmek gerektir!"/ Bir nevi komün hayatı öneren bu fikirleriyle Mezdek... komunist ideolojiye de kaynaklık etmiştir" 45
-"Ebu Leheb/.../... Muhammed... Bu sefer O, kendisinin Allah'ın peygamberi olduğunu... söylemişti. Bütün putların inkarı demekti bu!... kölelerin efendi haline gelmesi demekti?.../.../... Cesedi... koku yaymaya başlamıştı. Ailesinden kimse ona elini sürmek istemiyordu ama sonunda büyük bir utançla, bir kaç Sudanlı köleyi parayla tutarak cesedi evden çıkarıp bir çukura attırdılar. Elbette cehennem çukurlarından birine ve kendisini yakacak odunları taşıyan karısının yanına..." 51, 53, 54
(Kölelerin efendi haline gelmesi, öyle mi?)
-"Haklarında kendi tayin ettikleri hakem, idam hükmü verince elleri arkadan bağlanan azgın Yahudiler, başka Huyey olmak üzere, katledildiler" 59
(Kendi tayin ettikleri "hakem" idam hükmü vermiş, öyle mi? Ve, "hakem" idam hükmü vermeye yetkili!)
-"Müseylemetü'l-Kezzab/.../... o lanetlenmiş yalancı, cehennemin, bütün azabı ve gazabıyla üzerine hücum ettiğini gördü!" 67
-"Şiilerin hakkı olan iktidarı ele geçireceğini iddia ettiler. Bu iş için cahil Şiilerden inanılmaz paralar topladılar" 73
-"Hasan Sabbah/... 1040-1050 yılları arasında bugünkü İran'ın Kum veya Rey şehrinde doğmuş... İsmaili temsilcisi olmuştur... Tahran'ın kuzeyindeki Elburz Dağlarından biri üstündeki Alamut (Kartal Yuvası) Kalesi'ne yerleşmiş... bu yalçın kaleyi 34 seneden daha fazla bir süre tam bir fitne ve fesat ocağı olarak işletmeyi başarmıştır./.../... Musul Emirini öldürmeye gönderilen sekiz fedaiden yedisi, Emiri öldürdükten sonra yakalanarak öldürülmüş ama birisi kurtulmayı başarmıştır. Kurtulan fedainin annesi önceleri, oğlunun da ölüp cennete gittiğini zannettiği için bayramlık elbiselerini giyerek sevinç gösterileri yapmışsa da sonradan onun öldürülmediğini anlayınca kederinden saçını başını yolmuştur!../.../ Gerçekten onun fedaileri ülke içinde estirdikleri terör sebebiyle herkesi can korkusuna düşürmüştür. Bu sebeple ünlü kimseler üzerlerine zırh giymeden sokağa çıkamamış, herkes birbirinden şüphelenmeye başlamıştır.../... 23 Mayıs 1124 tarihinde Alamut Kalesi'nde ölen Hasan Sabbah'ın kurduğu İsmaili devletin ömrü uzun sürmemiş, 1256 yılında kaleyi yerle bir eden Moğollar... son vermişlerdir" 79, 81, 82
-"Cengiz Han/.../... ilk önce kendisine iktidar yolunu açan en yakın arkadaşını belini bir düzenekle kırarak öldürmüş..." 87
-"Hülagu'nun kendisinden sonra yerine geçen oğullarından biri İslamiyeti seçmiş ve samimi bir Müslüman olarak tahta oturmuştur. Tarihte Ahmed Teküdar adıyla bilinen bu İlhanlı hükümdarı iki sene gibi kısa bir süre sonra yeğeni Argun ve adamları tarafından tahttan indirilip şehid edilmişse de Argun'dan sonraki İlhanlı hükümdarlarının hemen hepsi Müslümanlığı kabul etmişlerdir" 98
-"Kristof Kolomb/ Yahudi bir ailenin çocuğu... İspanya kraliçesi İsabella la Cotalica'dan (Pasaklı İzabel) 3 büyük gemi alarak denize açılmıştır" 99
-"Darwin'e göre.../... Evrim, yaşama mücadelesinde ortama en iyi uyum sağlayan canlının gelişmesiyle oluşur... Durum bu olunca canlılar arasında sevgi, saygı, merhamet, iyilik ve yardımlaşma diye bir şey yoktur! Güçlü olan haklıdır ve yaşamaya layıktır. Öyleyse batılıların dünyanın her yerinde koloniler kurup, daha zayıf ülkeleri sömürgeleştirmesi kaçınılmaz ve tabii bir şeydir! Doğanın gereklerinden olan bu tabii duruma ve batı medeniyetine itiraz, bilime itiraz olacağından asla kabul edilemez!/.../ Bütün bunların sapkın nazariyeler olduğu ve hiçbir esasa dayanmadığı ispat edilmiş, tarihin en eski çağlarında yaşadığı sanılan midyelerin fosilleri incelendiğinde bile bugünkülerle aynı olduğu görülmüştür.../.../ İşin doğrusu, kainatın ve içindeki canlıların, mutlak bir yaratıcı tarafından topluca yaratıldığıdır... Bunun aksini iddia, ancak yaratıcı gücü inkar içindir" 114-116
-"Marks/.../ İlk tahsilini ailesi içinde görmüş daha sonra Hukuk fakültesi diploması almak için Lutherci bir Hıristiyan olması şartını koşan devletin isteğini kabul ederek (doğrusu kabul etmiş görünerek) 1841 yılında Berlin'de üniversiteden mezun olmuştur.../... yedi çocuğu olmuştur... ikisi de çeşitli sebeplerle intihar etmişlerdir.../.../ Eserlerinden anlaşıldığı kadarıyla Karl Marks'ın en büyük derdi dindir!... Tanrı insanlar tarafından icat edilmiştir.../.../... Komünist Manifestosu'nun hiçbir insani ve fıtri esasa dayanmayıp, tamamen sübjektif bakış açısıyla malul, birkaç hastalıklı beynin ürettiği faraziyeler olduğu bellidir... ilk insanın Hz. Adem gibi, kendisine eşyanın bilgisi verilen bir Peygamber olduğunu kabul edenler için... taş devri, tunç devri gibi çağ tasnifleri asla doğru kabul edilemez./ Karl Marks içinde yaşadığı ve bir diploma alabilmek için kendisinden din değiştirmesini isteyen barbar batı toplumunun çocuğu olduğundan büyük aşağılık komplekslerine yuvarlanmış, kendi yoksulluğu sebebiyle zenginlerden intikam almaya ve bunu fikir bazında yapmaya çalışmış sapkın bir düşünürdür. İktisatla ilgili görüşleri de en az tarihe dair kanaatleri kadar temelsiz görülmektedir. Nitekim, faraziyelerini hayata geçirmek isteyen Lenin ve Mao gibi diktatörlerin kurdukları sistemler 70 yıl bile dayanamadan çöküp gitmiş, Komünizm girdiği hiçbir yerde ekonomik ferah ve insani huzur doğurmamıştır./... hem kapitalizmi icat edenler, hem de komünizmin kurucuları hep Yahudi'dirler. Belki hepsi Yahudiliğin dünya hakimiyetine giden yolunu açmaya çalışmışlardır" 117, 119-121
(Batı toplumu barbar! Barbar olmayan hangisi?)
-"Herzl/.../... II. Abdülhamid Han: "Benim bir karış toprak vermem söz konusu olamaz. Zira, istenen toprak bana ait değil, bu devleti kuran ve kanıyla besleyen milletime aittir..." diyerek kendisine teklif edilen milyonlarca altını, elinin tersiyle geri çevirmişti" 123, 124
(?)
-"Lenin/ Kimilerince "bilimsel" olduğu iddia edilen Marksist faraziyeleri geliştirerek... her türlü despotizmi ve zulmü mübah gören bir Yahudi'dir.../.../... yaptığı vasiyetler dikkate alınmamış, Stalin'i bertaraf etme isteği, yerine getirilmemiştir. Hatta onun, yoldaşları arasında en acımasız olduğunu kabul ettiği Stalin'den, acılarına bir son vermesini, yani kendisini öldürmesini istediği de yazılıp çizilmiştir.../... Stalin ise "dinsizlik" adına onu kültleştirmeye ve bir efsane haline getirmeye çalışmıştır.../ Lenin'e göre insanlığın kurtuluşu ve saadeti için... tam bir ateist olmak... gerekir.../ Lenin'in içine saplandığı yanlış paradigma ölümünün üzerinden 70 yıl geçtikten sonra iflas etmiş, kurduğu devlet dağılmış.../ Bugün, Leninizm'in, aslında "yeni bir sınıf" oluşturup sömürü düzenini devam ettirmek olduğu daha iyi anlaşılmıştır" 127, 129, 130
-"Lawrence/.../... ihanetin her türlüsüne aşina İngiliz milletinin sadık bir ferdi olduğunu hakkıyla ispat etmiştir!/... Onun altın ve iktidar teklifi karşısında kendi dini olan İslam'a ve bağlı bulunduğu halifeye ihanet eden Arap idareciler... sonra ayaklarına ip bağlanarak otomobiller arkasında sürüklenip öldürülmüşlerdir.../... yaratılış itibariyle iki yüzlü, sinsi, kurnaz ve atak biri olduğu görülmektedir... Bütün bunların yanında şehvet düşkünü, eşcinsel ilişkilere meftun, alçak karakterli bir kimsedir... Mathew'e göre Lawrens aşağılık bir adamdır ve işi bittiğinde yine İngiliz gizli servisi tarafından kaza süsü verilen bir operasyonla ortadan kaldırılmıştır... İngiliz tarihine aşina olanlar... için gayet olağandır. Onlar, yeri geldiğinde kendi kuyruklarını da yemekte bir sakınca görmezler!/... büyük suçların sahibidir. Çalışmalarıyla masum bir çok Müslümanın kanına girdiği ve İslam ülkelerindeki birliğin parçalanmasına hizmet ettiği bilinmektedir... Hafız Esad, Saddam Hüseyin, Enver Sedat ve Hüsnü Mübarek gibi adamlar aslında hep Lawrens'in peşine takılan zavallı mahluklardır. Şimdi bazı Arap halkları, başlarına çöken felaketlerin Osmanlıya yaptıkları ihanet sonucu doğduğunu kabule mecburdurlar" 131, 133-135
(İngiliz milleti ihanetin her türlüsüne aşina! Aşina olmayan hangisi?)
-"Freud/.../ Avrupa'daki bütün Yahudilerin aşağılanıp hakarete uğradığı 1800-1900'lü yıllarda kısa tanımıyla "ruh çözümlemesi" demek olan "Psikanaliz" sahasında kendini gösterdi.../ Hayatı boyunca bütün dinlere ve bu arada Museviliğe de düşmanlık besleyen Freud... sapkın bir Nörolog olarak tanındı./ Onun... yazdığı eserlere bakılırsa insanlığın temel meselesi cinsellikten ibarettir! Ruhi hayatı cinsel hayattan ayırmaya imkan yoktur.../.../ Freud bu saçma ve bilimdışı görüşlerine hayatı boyunca sımsıkı sarılmış.../... şahsiyeti ile ilgili bilgi bırakmamak için kendi elleriyle her türlü özel bilgi, not, anı defterleri ve mektuplarını yaktığı halde, daha sonra cinsel ilişki kurduğu bazı arkadaşlarına yazdıkları ortaya dökülüp saçılmış... sapık alakaların kurbanı "hasta" bir kişiliği olduğu anlaşılmıştır... Sapkınlığı öz annesine, dadısına, baldızına ve hatta kendi kızına ilgi duymasından ve bazı dostları ile eşcinsel ilişkilere girip çıkmasından bellidir ve o bu konularda hiçbir ahlaki sınır tanımamaktadır. Ona göre... Din, sekse getirdiği sınırlamalar sebebiyle insanları nevroza müptela hastalar haline getirmektedir.../ Freud cinsel sapkınlıkları yanında tam bir ateisttir.../.../ Onun takipçileri aslında ruhi hayatı düzenleyen ana damarın din olduğu gerçeğini inkarla her türlü sapık ilişkiyi meşru görerek, toplumların temelini oluşturan aile müessesesinin yıkılmasını kolaylaştırmış... ilkel pagan kültürüne döndüklerini fark edememişlerdir./... kızı Anna... da babasının izini takip ederek "panseksüalizm" ideolojisinin yaygınlaşması için çalışmıştır" 137-140
(?)
-"Hitler/.../... ABD'nin İngilizler safında yer alması ve Rusya'nın sırt çevirmesi sebebiyle büyük bir mağlubiyet tatmış.../ Delilik derecesine varan yönetme isteği nihayet kendi başını da yemiş, ağzına dayadığı tabancayı ateşlemek zorunda kalmıştır. Vasiyeti gereği cesetleri yakıldığı için... kemikleri dahi bulunamamıştır" 141, 143, 144
(Hitler Rusya'nın sırt çevirmesiyle mağlubiyet tatmışmış! Kiminle savaşmış ki?)
-"Mussolini'nin kurucusu olduğu kabul edilen Faşist ideolojinin esası devletçiliğe dayanmaktadır. Buna göre yeryüzündeki en kutsal yapı devlettir. Herkes ona hizmet etmek, kendi canından önce devletinin devamını istemek zorundadır. Devlete düşman bir ideoloji olan Komünizm ile sürekli mücadele etmeli.../.../ Faşizm, komünizm karşıtı bir sistem gibi görünmekle berber esasta birleştikleri ve insanın onur ve hürriyetine karşı oldukları kabul edilmektedir" 148, 149
-"Stalin/... Çocukluk çağında... gayr-ı meşru yollarla para kazanmaya çalışmıştı... Tam bir dinsizlik dini sayılabilecek olan Bolşevizm ideolojisine sarıldı... Sosyalizm sayesinde Rusya'yı kurtaracağı vehmine kapılan Lenin'le yakın dostluk kurma imkanı buldu... İllegal parti örgütlenmelerinde başı çekti. Bu işler için adam öldürmek, genel ev işletmek, haraç toplamak ve banka soymak gibi faaliyetlere girişmekten çekinmedi.../.../ Josef Stalin, hasta ruhlu bir kimseydi. Kendisinden başka kimseye güvenmiyor, kararlarının tartışılmasına asla razı olmuyordu./... içki müptelası bir serseri haline gelmişti./ İkinci karısı intihar ederek canına kıydı... kızı... yatağında kendi pisliğinde boğularak öldüğünü söylemekten çekinmedi" 151, 153
-"Mao.../.../... bütün karizmatik liderleri birer birer yok ettiğinden..." 155, 159
*
Sanki, elma ve armutlar aynı kefeye konmuş!
Ve, temelde, büyük ölçüde dinci-ırkçı bir bakış açısı!
Başka, farklı açılardan, portreler, tamamen farklı görünmez mi?
*
Çok büyük ölçüde, ülkede egemen olan bakış açısını yansıtmıyor mu?
Durum vahim değil mi?
*

27.7.2017-Ankara

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder