6 Mayıs 2017 Cumartesi

Şölen

VERITAS
Yunan ve Latin Klasikleri

Platon, Yunanca'dan Çeviren: Eyüp Çoraklı, 1. Basım: Ocak 2015, Alfa Yayınları, İstanbul

Arka kapak yazısından: "İÖ 416 yılında, ilk tragedyasıyla birincilik kazandığı günün ertesi akşamı, Atinalı tragedya şairi Agathon bir ziyafet verir evinde. Başta Sokrates... dönemin ünlü siyasetçilerinin... bir araya geldiği bu toplantıda konuşulanlar Platon'un ahlak konulu metinlerinden birine, aşk konusunun... ele alındığı... bir edebiyat şaheserine temel olur."
Giriş sayfasındaki yazıdan: "PLATON/ İÖ yak. 427 yılında Atina'da dünyaya gelir... gençlerin ahlakını bozmakla suçlanan Sokrates'in İÖ 399 yılında idam edilmesinin üzüntüsüne dayanamaz... seyahat eder... İÖ 385 yılında ünlü felsefe okulu Akademeia'yı kurar... İÖ 347 yılında... yaşama veda eder."
*
"Yunan insanının... fikir alışverişinde bulunduğu bir "birlikte içme" etkinliği" imiş ziyafet, s. 9, "kadeh arkadaşlığı" varmış, s. 10.
Yemeğin ardından, bazı ritüellerden sonra, ilahiler okunur, başkan seçilir ve içme faslına geçilirmiş; aynı zamanda dinsel bir toplantı da sayılırmış, s. 11.
*
Kitaba konu ziyafet, İÖ 416 yılında gerçekleşmiş, s. 12, hikayesi, ziyafette bulunan birinin anlattığı birinden dinleyen, s. 25, yazar tarafından,  İÖ 385-378 arasında, yaklaşık 35 yıl kadar sonra, kaleme alınmış olmalı, s. 15, ana konu Sokrates'e övgü, s. 16, ama edebiyat ve felsefe de ayrılmazcasına kaynaşmış, s. 18.
Ziyafetin başlangıcında, konuşmaların, "tanrıların en eskisi" olan Eros'a övgü olması konusunda anlaşma sağlanmış, s. 43, ve, başlangıçta, bu anlaşmaya tamamen uyulmuş ve ziyafette bulunanlar aşk-Eros konusunda konuşmuşlar, ancak, bir süre sonra, sarhoş biri gelmiş ve konuşmalar Sokrates övgüsüne dönüşmüş.
*
Anlatım-dil, bence, çok hoş, şiir gibi!
*
Kitaptan bazı notlar:
-"... atasözünü değiştirip bozalım... İyi adamın davetine kendiliğinden gider iyiler. Zaten Homeros da hiç çekinmeden bu atasözünü bozuyor, üstelik aşağılıyor da" 29
-"... nedir tadını kaçırmadan içebileceğimiz usul?.../... Dükü küfeliklerden biri de benim.../.../... Sokrates... her iki yola da gelir, sonuçta ne yaparsak yapalım yetinir onunla" 37
-"Sanıyorum hekimlik öğretti bana bunu, yani sarhoşluğun insanlara zararlı olduğunu. Onun için istesem de istemem daha fazla içmeyi.../... o anki toplantılarını sarhoşlukla sürdürmeyip böyle tadında içmeyi kabul etmiş hepsi" 39
-"... tuzun faydaları hakkında akla ziyan... övgüyle dolu bir kitaba rastladım daha yeni" 41
-"...bir genç için iyi bir aşıktan ve bir aşık için de iyi bir sevgiliden daha iyi bir şeyin var olduğunu söyleyemem. Bu düstur güzelce yaşamak isteyen insanlara yaşam boyu yol göstermeli. Ne akrabalık, ne mevkiler, ne zenginlik ne de başka herhangi bir şey aşk kadar güzel aşılayabilir bunu. Ne diyeyim ki bunun adına? Çirkin şeylerden utanma, güzel şeylere düşkünlük. Çünkü bunlar olmadan ne bir kent yüksek ve soylu işlerin altından kalkabilir ne de bir birey... çirkin bir iş çevirdiği... ortaya çıkarsa, babası, dostları veya başka biri tarafından görülmüş olması, sevgilisi tarafından görülmüş olması kadar acı vermez... Homeros'un söylediği şey de, yani tanrının kimi kahramanlara cesaret üflemesi de, düpedüz Eros'un kendi özünden sunduğu bir şeydir aşıklara./ Dahası yalnızca aşıklar ister birisi uğruna ölmeyi... tanrılar da aşkla ilgili bir çabayı ve erdemi özellikle onurlandırıyorlar... Akhilleus'u onurlandırdılar... Hektor'u... öldürmezse yurdunda yaşlanıp öleceğini annesinden öğrendiği halde aşığı Patroklos'un yardımına koşup öcünü aldıktan sonra... ölüp gitmiş bir adamın ardından ölmeyi cesurca yeğledi... çok daha gençti. Gerçekte tanrılar aşkla ilgili olan bu erdemi onurlandırırlar her şeyden önce.../... en değerli tanrıdır Eros ve insanların... mutluluğu elde etmelerinde en etkilisidir tanrıların" 45, 47, 49, 51
-"... özgür kadınlarımız..." 57
-"Bana sorarsanız yönetilenler arasında yüksek düşüncelerin, sağlam dostluk ve birlikteliklerin doğması yöneticilerin işine gelmiyor. Bütün bunlar başak bütün şeylerin ötesinde, özellikle aşkın aşılamadan duramadığı şeylerdir... yöneticilerin açgözlülüğü kadar yönetilenlerin yüreksizliğine bağlıdır bu" 59
-"... çabucak yakalamak çirkin sayılmıştır... bir zaman geçmeli aradan; hani doğru bir mihenk taşı kabul edilir ya zaman. Sonra paraya ve devlet yetkelerine kapılmak da çirkin sayılmıştır" 65
-"... birini sırf erdem için memnun etmek her bakımdan güzeldir" 69
-"... büyük güçlere sahiptir Aşk... konuşup anlaşabilir ve dost olabiliriz... tanrılarla bile" 81
-"... doğamız bir zamanlar çok farklıydı... üç cinsiyeti vardı insanların... erkek ve dişi... bir cinsiyet daha vardı... Dört kolu, bir o kadar da bacağı vardı her birinin... korkunç derecede güçlü ve kuvvetliydiler... kafa tuttular tanrılara.../... tanrılar düşünüp taşındılar... soylarını kuruttukları devler gibi yok edemezlerdi onları, -bu durumda insanların kendilerine sunduğu sunular ve adaklar da ortadan kalkardı-... Zeus... "Bir çözüm yolu buldum galiba... vazgeçebilirler ölçüsüzlüklerinden. Şimdi kesip ikiye ayıracağım onları teker teker,"...  "... iki ayakları üzerinde dimdik doğrulup yürüyecekler..." dedi... Böyle kesilip ikiye ayrılınca doğamız her bir yarı özlemle buluşur oldu kendi yarısıyla. Hatta... yanıp tutuşuyorlardı bütünleşmek için... başka bir çözüm yolu buldu Zeus ve alıp önlerine koydu üreme organlarını... Bir cinsel ilişkide ilişki kadınla erkek arasında olursa üresinler ve soyları devam etsin, ama erkekle erkek arasında olursa en azından doyum olsun ilişkiye ve durup dinlensinler, işlerine güçlerine dönsünler... diye" 85, 87, 89, 91
-"Tanrının adaleti, ölçülülüğü ve yiğitliği konuşuldu, öyleyse geriye bilgeliği kalıyor" 111
-"Aphrodite doğduğu sıralarda Metis'in oğlu Poros ve diğer bütün tanrılar bir ziyafet veriyorlarmış. Yemeklerini yedikten sonra Penia dilenmeye gelmiş şölen olduğu için ve durup dikilmiş kapıda. Poros nektarla sarhoş olup, henüz şarap yokmuş çünkü, Zeus'un bahçesine girmiş ve ağırlaşıp sızmış orada. Penia ise, kendi çaresizliğinden, Poros'tan bir çocuk peydahlamayı kurmuş kafasında, yatmış uzanmış yanına ve Eros'a gebe kalmış. Bu yüzden Aphrodite'nin doğduğu günlerde ana rahmine düştüğü için onun takipçisi ve hizmetçisi olmuştur Eros... Ne bir ölümsüz olarak doğmuştur ne de ölümlü... Sonuçta Aşk hiçbir zaman yoksulluğa düşmez ya da varlık içinde yüzmez. Öte yandan bilgelik ile cehaletin arasında bulunur" 137, 139
-"Yoksa haberin yok mu senin, karada gezen, havada uçan bütün hayvanların sırf üreme arzusuyla ne korkunç hallere düştüğünden; önce birbirleriyle çiftleşmek, sonra da doğan yavrularına yiyecek bulmak için hepsinin hastalığa yakalanıp aşk derdine düştüğünden; en güçsüz olanların bile yavruları için en güçlülerle savaşmaya ve bu uğurda hayatlarını feda etmeye hazır olduğundan; yavrularını besleyip büyütebilmek için kendi istekleriyle açlığa katlandıklarından ve her türlü zorluğa göğüs gerdiklerinden?... sebebi nedir?" 153
-"Ayık olduğunuzu görüyorum. İzin veremem size, içmeniz gerek" 177
-"Sokrates'e... ne kadar iç derseniz o kadar içer de asla sarhoş olmaz./... susamış kimseler gibi içecek miyiz böyle?" 179
-"... benim ağzımdan duyamazdınız... şarap doğruyu söyletmeseydi eğer..." 193
-"Felsefenin deliliği, hatta coşkusu sarmış hepinizi" 195
-"Yine şölenlerde her şeyin tadını çıkarmasını yalnız o bilirdi ve istemediği halde ne zaman içmeye zorlansa alt ederdi herkesi. Asıl hayret verici olan şu ki, bugüne dek hiçbir insan sarhoşken görmemiştir Sokrates'i" 201
-"Sokrates için kullanıldığında sıradan bir "birlikte vakit geçirme" olayını yansıtmaz" 219
"Sokrates'in bu yalınayak gezme alışkanlığı..." 222
-"Eski Yunan'da bazı kişiler davet edilmedikleri halde bu tür ziyafetlere katılırlardı" 223
-"Yemeğe oturmadan önce bir köle gelip konuğun elini ayağını yıkardı.../.../ Agathon'un uzandığı sedir... sağdaki en son sedirdir. Ev sahibinin uzandığı bu sedirin sol yanı ise onur yeridir... Sedirlerin duvar boyunca dizili olduğu..." 225
-"... "içme sanatı".../.../... "içkiye gark olmak".../.../... "konuşmaların olmadığı bir masanın hayvan yemliğinden farksız olduğunu"..." 226-228
-"... "şarap"tan... "Aphrodite'nin sütü"... olarak söz edilir" 230
-"Yunan düşüncesine göre en yaşlı olan... aynı zamanda en onurlu, en saygıdeğer... olandır" 231
-"... büyüyüp erkek olduklarında oğlan sevici... olanlar, çocukluklarında aşıklarını seven ve onlara bağlananlardır" 249
-"Aristoteles... özgür bir insanın alametinin el işçiliği gerektiren sanatlarda çalışmamak olduğunu belirtir" 260
*
O dönemin, 2500 yıl öncesinin, anlayışı: Tanrılar, felsefe, "aşk"...
Ne kadar benzerlik, ne büyük farklar...
Konuşma ve yazma...
Çaba...

6.5.2017-Ankara

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder