7 Aralık 2021 Salı

OBLOMOV

OBLOMOV *İvan Aleksandroviç Gonçarov, Çevirenler: Sabahattin Eyüboğlu-Erol Güney, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları’nda XXXII. Basım: Mart 2021, İstanbul *Hasan Ali Yücel Klasikler Dizisi XXVI *Arka kapak yazısında şöyle deniyor: “İvan Aleksandroviç Gonçarov (1812-1891): Rusya’nın 19. yüzyılda yetiştirdiği en önemli romancılardan biridir. Yazarın… ikinci romanı Oblomov’sa (1857), yalnız Rusya’da büyük bir etki yaratmakla kalmamış, dünya edebiyatına da son yüz elli yıldır hem trajikomik bir karakter hem de adıyla özdeşleşmiş bir insanlık durumu kazandırmıştır.” *Önsöz’de de şunlar var: “Doğu, belki de ilk defa olarak Gonçarov’un bu büyük eserinde kendi kendini tanımaya, Batı’dan farkını anlamaya başlamıştır./…/ Oblomov, yıkılmakta olan bir toplum düzeninin, Rus derebeyi sınıfının çocuğudur…/ Oblomovka… eski Rusya’dır… Oblomovka’da köylülerin hazırlayacağı ekmeği yemek için büyütülmüş Oblomov, ekmeğini kendi kazanan insanlar arasında ne yapacağını şaşırır… sonunda toplumdışı bir insan… bir yük olur./… Tembel, işten kaçan ve işsizlikte mutluluğu bulan adamdır. Oblomov’sa hiçbir zaman işe giremeyen, işsizlikten de zevk alamayan bir adamdır…/… derebeyleri için mutluluk çalışmakta değil, işsizlikte; değer, çalışanda değil, çalışmayanda idi… derebeyleri, çocuklarını yeni hayata, Rusya’ya yeni giren endüstrinin yarattığı çalışma yollarına sokamıyorlardı… çocuklarını Alman öğretmenlere göndermeye razı oluyorlardı. Ama gene de bunun için eski rahatlıklarından bir şey feda edemiyorlardı. Oblomov işte bu değişen hayat koşullarının ve bu kararsız aile eğitiminin kurbanıdır…/… yeni hayatın mümessili Ştolts’dur… Ştolts, derebeyi, hatta Rus bile değildir… Rusya’yı Avrupalaşma yoluna götürecek insanların temsilcisi olduğu içindir ki… refahı kolayca elde ediyor…/ Oblomov’un ruhu Ştolts’unkinden daha zengin, daha derindir… Rusya’nın Ştolts gibi bayağı, ama güçlü, çalışkan insanlara ihtiyacı vardır./ Büyük Petro’dan beri Rusya’da devam eden büyük Rusya-Avrupa kavgasında, Gonçarov… Avrupa’nın tarafını tutuyor. Diğer büyük Rus romancıları bu yolda o kadar ileri gidemiyorlar. Gogol, Dostoyevski, Tolstoy Avrupa’dan çekiniyorlar, Rusya’nın… değerleri korumaya çalışıyorlar… büyük bir işadamı olan Ştolts, Dostoyevski’nin, hele Tolstoy’un nefret ettiği insanlardan biridir./ Gonçarov, Ştolts-Oblomov karşıtlığında eski ve yeni Rusya’yı, Doğu’yla Batı’yı karşı karşıya koymuştur…/… büyük romancılarda görülen bu dram karşısında gülümseme, bu humor olmasaydı, Oblomov… sıkıcı bir kitap olabilirdi… ikinci plan tasvirlerinde realist edebiyatın her zaman veremediği doyulmaz tablolar vardır… ilk bakışta tekrar gibi görünen belirsiz renkleri biriktirerek canlı bir bütün yaratıyor./… Avrupa, hayallerini gerçekleştirmek üzere kuran insanların ülkesidir. Orada gerçekleşemeyen hayal bir acı kaynağı, bir tragedya konusudur. Doğu’da ise hayal bir keyif, bir gerçekten kaçma vesilesidir. Doğulu… hedefsiz, başıboş hayaller kurar. Oblomov’da gerçeğin yerini tutan hayal, Ştolts’da bir teşebbüsün hazırlığı, ilk adımıdır./… Avrupalılaşma yolunu tutan her Doğu milletinde Oblomovluk kolay kolay ruhlardan çıkmayacaktır…/… Fransızca çevirisi Oblomov’un Fransa’da ne kadar az anlaşıldığını gösteren bir laubalilikle yapılmıştır…” v-x *Bir yerde de şu var: -“Onda sevdiğin şey zekadan daha değerli bir şeydi; onun dürüstlüğünü, vefalı yüreğini sevdin… bu değer onun doğuşunda vardı, hayat o yanını hiç değiştirmedi. Birçok zorlukla karşılaştı, donuklaştı, uyuştu, neşesi, zevki bozuldu, yaşama gücünü yitirdi. Ama yüreği hiçbir sahteliğe düşmedi, lekesiz kaldı. En çekici kötülük onu ayartamaz, hiçbir güç onu doğru yoldan çıkaramaz. Bütün kötülükler etrafını alsa, dünyanın altı üstüne gelse Oblomov kötülüğün ardından gitmez, her şeye rağmen temiz, dürüst ve iyi kalır… Ruhu her zaman pırıl pırıldır. Onun gibi insanlara dünyada az rastlanır; kalabalıklar içinde birer inci gibidirler… insan her zaman, her yerde ona güvenebilir” 588, 589 *Zevkle okudum. Sevdim. *Genel bazı ifadelerden Oblomov’u sadece tembellik sanıyordum, yanılmışım, çok daha fazlası imiş. Mesela, felsefe var, kültür var ve dahası var. *Bence çok hoş bir üslubu var, bazı tiplemeler harika bir şekilde anlatılmış, Dickens’in İki Şehrin Hikayesi’nden sonra en keyif alarak okuduğum kitap oldu, Gonçarov’u, Dostoyevski’den ve Tolstoy’dan çok daha fazla güzel buldum. * 7.12.2021

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder