24 Mart 2018 Cumartesi

KURTULUŞ SAVAŞINDA ÇERKESLERİN ROLÜ

Muhittin Ünal, 1. Basım: Ekim 1996, Cem Yayınevi, İstanbul


Genelde, çoğunlukla, 1919-1920 yıllarına ilişkin mevcut bilgilerden bir derleme yapılmış.
Emek verilmiş.
Kolay okunuyor!
Bilgilendiriyor!
*
Bazı konuların ise, açıklığa kavuşmasının sağlanmasından daha çok soru haline gelmesine neden olunmuş, gibi geldi, bana!
Mesele, Atatürk'ün tavrı... Rauf Bey'in tavrı... konularında olduğu gibi!
Ve, şu hususlarda da, öyle gibi:
-"İngiliz ve Yunanlılarca sun'i olarak tezgahlanan ve İzmir'de mevzii iştirakle 24 Ekim 1921'de toplanmış olan "Şarkı Karib Çerkesleri Temini Hukuku Cemiyeti"nin kongresinin genel kabul görmemiş olması.../... Çerkeslerin Türkiye'den bağımsızlık ve toprak isteme gibi bir hesapları ve amaçları yoktur. Dış güçlerin hesabında da bu tür istem yoktur. Olamaz da..." 241
-"Çerkesler Osmanlı topraklarına geldikten sonra, 100 yıl gerilla harbi vermiş böyle bir ulusun gençleri ve çocukları iyi eğitilirse, o tarihler itibariyle Osmanlı'nın en zayıf olduğu gerilla harblerinde başarı mümkün olabilir mantığı ile Askeri Okullara ve Teşkilat-ı Mahsusa'ya anormal sayıda Çerkes gençleri alınır. İttihat ve Terakki'de ve daha sonra Kurtuluş Savaşı'nda fazla sayıda Çerkes insanının yer almasının nedenlerinden biri budur" 242
-"Anadolu İsyanlarına benzememekle beraber bu isyanlardan sonraki bir gelişme olması bakımından İzmir'de 24 Eki 1921 tarihinde kurulup, kongresi yapılan; "Şark-ı Karib Çerkesleri Temini Hukuk Cemiyeti (Yakın Doğu Çerkeslerinin Hukunu Sağlama Derneği) nden de kısaca bahsetmek gerekmektedir./ Mondros Mütarekesi'nin imzalanmasından sonra memlekette, hüküm sürmekte olan başıbozuk ortamında Çule İbrahim önce İzmit'te kendi kendine bir yönetim kurar. Yönetimin başında kendisi olmak üzere dilediği yerlere kendi adamlarını yerleştirerek idareyi ele alır. 24. Tümen'in çekilmesinden sonra meydana gelen boşluktan bilistifade Adapazarı'nı da yönetimine katar. Ancak Haziran 1921'den sonra yönetimi kaybedince de adamlarıyla beraber işgal bölgesine geçerler. Birkaç bin kişiden oluşan taraftarları ile daha sonra Yunanistan'a çekilir ve 1938 affına kadar Atina yakınlarında kurdukları üç Çerkes köyünde yaşarlar. Daha sonra da Arap ülkelerine gidip yerleşirler./ İzmir'de yapılan kongreyi, Çule İbrahim, Maan Ali, Maan Şirin, Maan Mustafa Namık, Çuv Kazım ve onlar gibi işgal mıntıkasına geçen diğer Çerkesler yapmışlardır. Konuyu inceleyen Doğan Avcıoğlu, İlhami Soysal ve Cemal Şener'in de ifade ettikleri gibi dernek ve kongre İngilizler ve Yunanlıların bir tezgahıdır. Yayınlanan Beyannamede yer alan Çerkeslerin kimler olduğu medeniyetleri ve gelenekleri ile ilgili bölümler tamamen doğru olmakla beraber Yunan hegemonyası'nda bir devlet görüşü yanlıştır. Bu itibarla Türkiye Çerkeslerinin tümünü değil ancak birkaç bin kişilik bir azınlığın işgal altındaki bir yerde yayınladıkları bir duyurudan öteye anlam taşımamıştır" 245  
*
Çerkeslerin sürüleceğine dair söylentiler olmuşmuş, o zamanlar, hiç bilmiyordum, şu ifadelerden öğreniyorum:
-"k- Ermeni tehcirine benzer tarzda Çerkeslerin de yerleştikleri yerlerden sürüleceğine, bu maksatla Biga Yöresi'ndeki Çerkes Köylerinin yerle bir edildiği, sıranın öbür Çerkes Köylerine geldiğine dair gazete yayımlarının etkisi,/ l-Düzce Kaymakamı Abidin Bey'in alenen söylediği gibi tüm Çerkeslerin erkeklerini öldürüp karı ve kızlarını da kendimize cariye yapacağız şeklindeki konuşmaların etkisi/ Anadolu İsyanlarının genel nedenleri..." 239
-"Anzavur'un Milliciler aleyhine Padişah'tan ferman getirdiğini söylemesi, Şeyhülislam'ın Millicilerin kafir olduğuna dair fetvası ve nihayet İttihatçılar kazanırsa Çerkeslerin tıpkı Ermeniler gibi köylerinden sürüleceğini belirtmesi bile ancak sınırlı bir katılıma neden olmuştur. O insanlar yeni köylerini ve topraklarını kaybetmek istememişlerdir./.../ Düzce Kaymakamı Abidin Bey'in ve O'nun gibi düşünenlerin ulu orta: "Bütün Abaza ve Çerkesleri yok ederek köklerini kazıyacağız. Kızlarını ve karılarını da kendimize cariye yapacağız..." diye konuşmaları karşısında namus ve haysiyetleri derdine düşmüş olan bu insanların tepkisi..." 242, 243
-"Çerkeslerin isyanlara katılmasındaki faktörler farklıdır. Bunlar;/ * Tıpkı Ermeniler gibi tüm Çerkeslerin sürüleceğine dair yaygınlaşan iddialar,/.../ * İstanbul'da neşredilen Serbesti gazetesinde Yozgat İsyanlarından hemen önce yayınlanan, "Biga'nın 18 köyü top atışları sonucu yerle bir edildi. Şimdi sıra öbür Çerkes Köylerindedir..." şeklindeki bir yazının korkunç etkisi, isyanlara katılmayı kolaylaştıran sebeplerdir" 244
-"Çerkesler... Osmanlı'nın meşru yönetimine sadıktırlar ve istedikleri tek şey, yeni bir sürgün hadisesi yaşamamaktır. Düzce İsyanlarının birincisinde 51 kişi idam edilmesine rağmen çok geçmeden ikinci isyan başgösterdiğinde... Ankara yönetiminden istedikleri tek şey vardır. O da yazılı olarak "Köylerinden sürülmeyeceklerine dair teminat"tır. Nitekim Ankara bu teminatı verince kendiliklerinden dağılmışlar, hatta bir kısmı Kuvay-ı Milliye'ye katılmışlardır" 244, 245
*
Şu da benim için yeni bir bilgi oldu:
-"Bozkır ve Ilgın (Çiğil) İsyanlarının bastırılmasında da Kolordu Komutanı Fahrettin Altay ve Süvari Alayı Komutanı Miralay Nazım Bey ile iyi bir diyalogu olan Beyşehir Teşkilatı Başkanı Süleyman Koydemir önderliğindeki Beyşehir Çeçenlerinin önemli oranda katkıları olmuştur" 244
*
23.3.2018

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder