24 Haziran 2023 Cumartesi

ASAR-İ DAĞISTAN

Hasan Al Kadari, Mirza Hasan Efendi, (Alkadarlı Hacı Abdullah Efendi Oğlu), Türkçeye Çeviren: Musa Ramazan, 2003, Şamil Eğitim ve Kültür Vakfı, İstanbul


Arap, Pers ve Türk eserlerinden yararlanılarak hazırlanan  ve 1892'de yayınlanan 7-19. yy. dönemi Dağıstan tarihiyle ilgili bir eser.

Öğretici.

Yazarı ve eseri Türkçeye kazandıran Şamil Vakfı kutlanmalı!

*

Çok belirgin olan husus, 

Sürekli birbiriyle çatışan çeşitli halklar,

Sürekli kan ve zulüm.

*

Hazarlardan sonra Araplar, Persler ve Türklerin bölgedeki hakimiyet çabaları karşısında sürekli değişen bölgesel ittifaklar.

Ve her yeni gelenin yandaşlarını bölgede iskan etmesi.

*

Yazar içeriğinin en azından bir kısmı kuşkulu görünen aşağıdaki ifadelerle Dağıstan imamlarından Gazi Muhammed'i yererken, her nedense Şamil'i övgülere boğuyor:

"Huzur bereket için, iki kural bulunur:/ Tatlı dil, şefkat gerek, dostlarla söyleşirken,/ Daima uyuşmak gerek, hasmile konuşurken!/ İşte Rusya'daki Müslümanlar arasında da bir yandan hakiki mürşidlerle müritler, diğer yandan da herhangi bir yerde kendi halinde Allah'a kulluk ederek huzur içinde yaşayan Müslümanlar bulunmaktaydı. Bunlar, Ruslar da olsa hiç kimseyle münakaşa etmeden, merhamet ve saygı yoluyla rahat ve huzur içinde yaşamaktaydılar. Fakat içlerinde Gazi (Muhammed) Efendi ve benzeri Dağıstanlılar, tarikati bir üstünlük ve egemenlik yolu gibi göstererek, sıradan Dağıstanlıları saflarına çekmek suretiyle haksızlığa sürükleyip onları da gözden düşürdüler; fakat kendileri ve yandaşları ezilmeye ve baskı altında kalmaya sebep oldular. Gerçekten, ceza verilmesi gerektiğinde gözler kör edilmekteydi." (Al Kadari, s. 115)

"Şamil Efendi... hocalık yapacak, yol gösterecek seviyede bir alimdi, daha üstün olan niteliği, sevkülceyş gücüne ve siyasi bilgiye sahip olmasıydı, çağının müstesna şahsiyetlerinden birisi olarak olağanüstü derecede yiğit, son derece de cesur bir kimseydi. Topu birden bir vilayetin yarısı kadar olan Lezgi halklarıyla birlikte, zengin ve çok güçlü bir devlete... karşı durması onun bu vasıflarını yeteri kadar ispatlamaktadır. Bütün savaşlara katılan yardımcıları ve kahramanları şehit düştüler, yerlerini dolduracak kimse kalmadı. Rus yönetimine kendi koşullarındada teslim olması da onun kahramanlığının ispatıdır./ Şamil Efendi... şer'i akaidi yerleştirdikten sonra Nakşbendi Tarikatı'nın düzenli ve kurallara uygun olarak yürütülmesi için de çaba sarf etti; Dağıstan'daki çeşitli yönetim gruplarını şeriat ve tarikat yolunda yekvücut eyledi. Yönetim sırasındaki ilim sahipleri bir kategoride kayıtlıdır." (Al Kadari, s. 119-121)

*

"Kitabın meziyeti, açıkça, Müslüman kaynakların özetine dayanmasıdır." (Al Kadari, içinde A. Hasanov, s. 4) 

"Dağıstan halkları bir yandan kendi hanlarının esaretinde ekonomik ve sosyal yaşam mücadelesi verirken, diğer yandan Rus işgali altında ezilmekte ve hayatlarını faciaya dönüştürmekteydi. Başta Şamil olmak üzere imamlar, hem Çarlık Rusyasının, hem de onun dostu olan Dağıstan hanların düşman olduğuna inanmışlardır." (Al Kadari, içinde A. Hasanov, s. 5) 

"Tarki... Hazarlar zamanında adı Balancardı, bazı Türk tarihçileri Semender de demişlerdir." (Al Kadari, s. 13)

"Andi vilayeti... bir kısmı da Çeçence konuşur." Dağıstan'ın "1888 yılı... sayım sonuçlarında kadın ve erkek nüfusu 592.533'ü göstermektedir... umumi olarak Kafkasya'nın nüfusu 7.307.819'dir." (Al Kadari, s. 15)

Müslümanlar 643'ten itibaren bölgeye gelmeye başlamış ve 733 yılı "sona ermeden Dağıstan'ın fethi tamamlandı." (Al Kadari, s. 20-23)

"Derbentname'de, Ebu Müslim tarafından... Derbent şehrine... Müslüman gruplar yerleştirilmiştir, diye yazılıdır." (Al Kadari, s. 24)

*

24.6.2023

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder