Descartes, Latinceden Çeviren: Çiğdem Dürüşken, 1. Basım: Ocak 2015, Alfa Yayınları, İstanbul
Arka kapak yazısında, "... Descartes'ın Utretch Üniversitesi'nden tıp profesörü Henricus Regius ve Prenses Elisabeth'le mektuplaşmaları sırasında şekillenmiş... deyim yerindeyse insanın duygu dünyasının bir haritasının çıkarıldığı bu eser, beden ruh ikilemi ve insan psikolojisi konularında çağdaş felsefenin adeta başvuru kaynağı olmuş...", deniliyor.
Kitapta, Duygular, 212 madde halinde açıklanıyor; insan bedeni ve ruh ikiliği temel alınıp, beyin, kalp, damar, sinir, kan dolaşımı ve insanın diğer organları ile bunların fonksiyonları vurgulanarak, duygular anlatılıyor.
***
Okumakta zorlandım!
Dilden mi?
***
Kitaptan bazı notlar:
-"Renetus Descartes/ 1596 yılında... Fransa'nın La Haye kentinde dünyaya gelir... İsveç Kraliçesi Christina'nın daveti üzerine gittiği Stockholm'de yakalandığı amansız zatürreye yenik düşerek 1650 yılında yaşama veda eder", giriş sayfası
-"1629: Descartes kendisine yaşam yeri olarak Hollanda'yı seçer. Bu ülkenin dinginliği, özgürlükçü ortamı ruhunu rahatlatır" 8
-"Ekim 1649: Son eseri olan Ruh Halleri Fransızca olarak yayımlanır... Aynı yıl İsveç Kraliçesi Christina da Descartes'i felsefe ve din üzerine tartışmalara yapması için sarayına davet eder. Descartes bu davet üzerine İsveç'e gider, ama bu yolculuk onun yaşamının son yolculuğu olur" 10
-"... kalpte, kanda ve sinir sisteminde meydana gelen değişiklikler... İnsanın iradi gücü, tek başına, bedende meydana gelen bu fizyolojik değişimleri doğrudan doğruya kontrol etmeye yetmez... Tek çare, duyguları iyi alışkanlıklara ya da güzel huylara dönüştürecek şekilde terbiye etmek ve onları aklın hizmetine sokmaktır" 15, 16
-"... pek çok duygu... sayıları sonsuz./Yalnızca altı Temel Duygu vardır./ Ama basit ve temel nitelikte olanların sayısı çok fazla değildir. Nitekim sıraladıklarımın... ancak altısının, yani Hayret, Sevgi, Nefret, Arzu, Sevinç ve Kederin bu nitelikte olduğunu kolayca anlarız, diğer hepsi bu altı duygudan türemiştir veya bunların türevleridir" 78
-"... her şeyin Tanrısal Öngörü'nün denetimi altında olduğunu, onun sonsuz hükmünün mutlak ve değiştirilemez olduğunu bilmeliyiz... zorunlu olmayan hiçbir şeyin olamayacağını... anlayalım" 140
-"... zaafın genellikle bilgisizlikten ileri gelmesidir; yani kendisini daha az bilenler daha kolay kibirlenirler ya da gereğinden fazla alçalırlar" 155
-"... köle ruhlu ve kifayetsiz insanlarsa... yapamayacağı hiçbir kötülük, hiçbir fesatlık yoktur" 159
-"... bariz kusurları olan insanların... alaycılığa çok daha yatkın olmalarıdır.../ İnce alaya gelince, yani kusurları gülünç hale getirerek düzeltmeye yönelik eleştiriye... bir Duygu durumu değildir, tam tersine dürüst bir insanın sahip olduğu bir meziyettir" 169
-"... artık bütün duyguları tanıdık, onlardan daha önce korktuğumuz gibi korkmamıza da gerek yok. Çünkü aslında hepsinin özünde iyi olduğunu, kötüye kullanılmadıkları ya da aşırıya kaçmadıkları takdirde hiçbirinden sakınmamıza gerek olmadığını gördük. Onlara karşı verdiğim ilaçlar yeterli gelecektir, yeter ki herkes bu ilaçları doğru dürüst kullanabilsin. Ama ben bu ilaçların arasına öngörü ve gayreti de yerleştirdim ki, bu yolla kişi kendi kanındaki ve zerrelerindeki hareketler ile bu hareketlerin bağlı olduğu düşünceleri birbirinden ayırmayı öğrenerek doğasındaki kusurları düzeltebilsin" 192
***
Sistemli düşünme ve yazma çabası...
Meraklı prenses ve kraliçeler...
Birçok şey bunların sonucu değil mi?
26.4.2017-Ankar
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder