7 Temmuz 2018 Cumartesi

Bir Zamanlar Nişantaşı'nda

(Anı)
Hıfzı Topuz, Yedinci Basım: 2017, Remzi Kitabevi, İstanbul

Hoş.
Kıymetli tanıklıklar var!
Öğretiyor!
*
Kitaptan bazı notlar:
-"Anneannemin annesi Meyyale Hanım Çerkezistan'da doğmuş. Çocukluğu Abdülaziz'in sarayında geçmiş. Hasan Paşa'yla evlenince önce Rumelihisarı'na sonra da Nişantaşı'na taşınmışlar" 10
-"Teşvikiye Palas'ın ikinci katında Atatürk'ün sınıf arkadaşı, eski Bayındırlık bakanlarından Behiç Erkin otururdu. II. Dünya Savaşı yıllarında Behiç Bey, Vichy büyükelçisiydi. Fransa'daki Musevilerin kurtarılması için büyük çabalar sarf etmiş ve birçoğunun Türk pasaportuyla Türkiye'ye gelmesini sağlamıştı... Sonraki yıllarda İsmet İnönü'nün... onu ziyarete geldiğini anımsıyorum" 61, 62
-"Enis Tahsin Til/.../... 1947... Akşam gazetesi.../.../ Enis Bey'in bir yasaklar defteri vardı. Savcılıktan ve sıkıyönetimden gelen yasakları o deftere not ederdi. Bir yasaklar hazinesiydi o defter... Son yirmi yıl içinde gazeteye gönderilen bütün yasak ve sansür kararları o defterde yazılıydı./.../... Türk Basın Tarihi'ni yazıyordum... onu ziyarete gittim./ "Beyefendi," dedim, "hani sizin bir yasaklar defteriniz vardı... çok işime yarayacak..."/.../ "Bakın," dedi, "bu defter... İçinde akla gelmez yasaklar var. Ama hiç sırası değil, hangi hükümet olursa olsun bunların yayınlanmasını istemez. Bunlar açıklanamaz. Başınıza iş açarlar... vasiyet edeceğim, defter size kalacak."/... Enis Bey'i ertesi yıl yitirdik. O defter ne oldu bilmiyorum. Bugünkü yasakların yanında, o yasaklar belki de solda sıfır kalırdı" 70, 71, 73
-"Mim Kemal Öke... Atatürk... arkadaşlarının sağlığı ile çok yakından ilgilenirdi... şöyle demişti./ "Bir akşam Kılıç Ali Bey bana telefon etti. Atatürk beni aratmış. Nuri Conker'i muayene etmemi istiyormuş... gittim. Bir de baktım ki Nuri Conker masaya yatmış, Atatürk de yanı başında... Bana, 'Kemal Bey' dedi, 'Nuri Conker galiba apandisit olmuş. Ameliyat edeceksiniz.'/ 'Paşam müsaade buyurursanız bir muayene edeyim,' diye cevap verdim./ Nuri Conker'i masadan kaldırdık. Conker kulağıma;/ "Hay Allah razı olsun," diye fısıldadı./... apandisit olmadığı anlaşıldı" 80
-"Selim Sırrı Tarcan/... beden eğitimi uzmanı... Alçakgönüllü, sevimli bir kişiydi. Çağdaş beden eğitimini İsveç'ten bize o getirmiş ve Türk sporuna o yön vermiştir./... Atatürk'ün yakını olarak tanınıyordu" 84
-"27 Mayıs 1960'ta yapılan darbeyle gelen devrimi o insanlar coşkuyla karşıladılar... Ama ne yazık ki 27 Mayısçılar Eyuboğlu gibi düşünen 147 öğretim üyesini devrimden bir süre sonra üniversiteden uzaklaştırdılar" 93, 94
-"Üstün Üstündağ.../.../... Kendisinden beş yaş büyük olan ağabeyi Metin'le konuştuktan sonra... anlatmıştı./ "... 1930'da ben beş yaşındayken, Gazi'nin bizim konağa gelmesi.../.../ Bir kağıt getirdiler. Onu ağabeyime uzattı./ "Yaz bakalım," dedi. "Eksi 1, şimdi altına bir 0 yaz, üstüne de artı 1. Söyle bakalım bunların en küçüğü hangisi?"/ Ağabeyim,/ "-1" dedi./ "Aferin. Bu çocuğun matematiğe kafası yatkın. Mühendis yapın."/ Babam; "Emredersiniz Paşam," dedi" 108-110
-"1920'de Moskova Başkonsolosu, daha sonra da Rio... büyükelçisi olan Fuat Carım'da (1892-1972) Bakır Palas'ta oturuyordu. Ona Çerkez Fuat denirdi" 115
-"Sakallı Celal.../.../ Celal Bey Milli Mücadele yıllarında İstanbul'dan Anadolu'ya mavna ile silah kaçırırken karşılarına bir Fransız denizaltı çıkmış. Fransızlar mavnayı durdurmuşlar... Fransız subayı... sorular sormaya başlamış./ Sakallı Celal Bey nefis Fransızcasıyla subaya öyle cevaplar vermiş ve Milli Mücadeleyi öyle bir savunmuş ki subay pes etmiş ve;/ "Ben sizi görmemiş olayım. Yolunuza devam edin. Başarılar dilerim," diyerek tekneden ayrılmış./ Şanlı ordumuz İzmir'e girerken Celal Bey elinde süngü ön safhadaymış. Mustafa Kemal... bunu öğrenince... şu mesajı göndermiş:/ "Alsancak'taki Yunan emlakinden hangisini isterse seçsin. Kendisine hediye edeceğim."/ Celal Bey'in yanıtı şu olmuş./ "Kemal Paşa'ya saygım sonsuzdur... Ama ben milletin malını alamam."..." 128, 129
-"Ali İhsan Paşa/.../... İnönü'ye ters düştüğü için 1922 Haziranı'nda görevden alındı... İstiklal Mahkemesi'ne verildi aklandı.../ İnönü... 4 Mart 1939'da Dolmabahçe Sarayı'nda büyük bir çay partisi düzenledi. Ali İhsan Sabis ile... gibi bütün eski arkadaşlar bu toplantıya katıldılar./.../ Sabis, 1943'te... savaşın Almanya ve müttefikleri tarafından şimdiden yarı yarıya kazanılmış olduğunu yazıyordu.../ Paşanın 1947'de birçok kişiye imzasız mektuplar yolladığı saptandı. Günün birinde de mektuplarını postalarken yakalandı... tutuklandı" 130, 131
-"6-7 Eylül (1955) olaylarına da Nişantaşı'nda tanık oldum. Gazetede yazıişleri müdürüydüm.6 Eylül akşamı eve dönerken Taksim'de bir de baktım İstanbul Ekspres'in ikinci baskısı satılıyor. Dağıtıcılar bar bar bağırıyorlardı: "Selanik'te Atatürk'ün evine bomba konduğunu yazıyor! Hainlerin küstahlığını yazıyor!"/.../ Taksim'e vardık... Taksim Meydanı'na ve İstiklal Caddesi'ne adım atılamıyor. Vitrinler parçalanmış, ne var ne yok yağma edilmiş. Çapulcular ortalarda mal bırakmıyorlar. Bir yandan da slogan atıyorlar: "Kahrolsun hainler!"/ Gösterilerin sonu gelmiyordu.../... Celal Bey'le Yıldız Hanım'ın ufacık dükkanı da yağma edilmiş. İkisinin de Rumlukla en ufak bir ilişkisi yoktu. Ama Celal (Benneci) Bey TKP'li olarak tanınmış ve uzun yıllar cezaevlerinde kalmıştı.../.../ O gece korkunç olaylar yaşanmış, bütün Rumların dükkanları, işyerleri yağma edilmiş, evler basılmıştı. Zavallı Rum kardeşlerimiz kaçacak delik arıyorlardı. İstanbul'dan Yunanistan'a son göç böyle başladı./ Araştırmalar genişletilince basılan evlerin, kapıların önceden işaretlendiği anlaşıldı. Demek ki olay çok önceden hazırlanmıştı... bomba konması bir provokasyondu. Ekspres gazetesi de bu oyuna alet olmuştu./... Sipahioğlu'na çok kez bu olayı sordum. Evet, hiç suçu yoktu, oyuna gelmişti./ Öğle üzeri vilayetten bir çağrı geldi. Yazıişleri müdürleri basın toplantısına çağrılıyordu. Kalkıp gittim.../ Az sonra... Celal Bayar'la Başbakan Adnan Menderes geldi... Bayar, acı bir sesle söze başladı. Olayın komünistler tarafından yapıldığını anlattı.../ Bayar;/ "Bütün sanıkları tutukluyoruz..." dedi./ Gerçekten de o gün ne kadar sicilli komünist varsa tutuklanıp birinci şubeye götürülmüştü. Gece sokağa çıkma yasağı ilan edildi" 149-151
*
8.7.2018

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder