Atila Doğan, 1. Baskı: Kasım 2017, Babıali Kültür Yayıncılığı, İstanbul
Yüreğinde "biriktirdikleri"ni, "içinden kopup gelen feryadı" yazmış. s. 7.
Hayata, bir tür, bakışı anlatmış!
-Özgürlük,
-Umut,
-Direnmek,
-Sürgün,
-Ölüm,
-Hesaplaşma,
-Hüzün,
de, başlıklardan bazıları.
*
Anlatılan hayata bakışa en çok egemen olan şey, bir "eksiklik" hissetme, duygusu değil midir? Ve, şu ifadeler de bunu anlatmaz mı?
-"Bu yaşına kadar oradan oraya kutsal bir emanet gibi taşımıştı buralılığını. Ne vakit omuz verse birilerine, manidar ve müstehzi hatırlatmışlardı, bizden değilsin, sen elsin. Ne vakit gönül verse bir yerlere... içinden gelen bir ses, ona hatırlatmıştı buraya ait değilsin, sen elsin... dümen tutmaz bir tekne gibi yalpalayarak gezinip durmuştu. Ve işte ayakları onu gerisin geriye, aslına tevdi etmek üzere taşıyıp getirmişti buralara kadar" 82
-"... fedakarlığın ve dostluğun doyumsuz lezzetine varmıştı. Damarlarında dolaşan kanın, belki bin yıldır taşıdığı ateşini ve aslına rücu eden yüreğinin keskinliğini hissetmişti. Ama huzur; huzur, yine yoktu. İçindeki o ses nereye giderse gitsin aynı şeyi söylüyordu: sen elsin" 84
-"Oysa bilmiyorlar ben bu şehre değil, bu dünyaya, hatta bu kainata ait değilim" 90
-"Her şeyimizi çaldılar her şeyimizi... Her şeyi aldılar belki ama ruhumu asla..." 91
-"... kader ortaklığının getirdiği sıcak ve samimi paylaşma duygusu" 95
*
Şiirimsi!
Yer yer destanımsı!
İyi ki yazmış.
Dilerim devam eder, yazmaya!
*
Ve, iki soru:
1. Acaba;
-"Naagost", s. 11, yerine, "Naakost",
-"daiman adik", s. 62, yerine, "guttur a dik",
-"Borz degah hu du. Körtah hu dini", s. 73, yerine, "Borz dagah hu dar, körta hu deır",
-"deal mukhlah yelsmniyah gurdu veyn", s. 100, yerine, "daala mukhlah yalsmıneh gurdu vay",
yazılsa, daha uygun olur muydu?
2. Soru cümlesi olmasına karşın, mesela, s. 34 ve 35'te olduğu gibi, sonu nokta işareti (.) ile biten cümlelerin sonuna nokta yerine soru işareti (?) konsa, daha iyi olmaz mıydı?
*
Kitaptan bazı notlar:
-"Sölj (Sunja) ırmağı... en yakın Türk kalesi..." 99
(?)
-"Uzunyayla... Biz gelmeden evvel, otlaklarıymış Avşar boyunun... padişahı da pek kale almadıkların dan, üstlerine... bir ordu gönderilmiş. Gel zaman git zaman... iskan olunmuşuz bu kıraç topraklara. Eseflenir Dadaloğlu ata yurdum dediği Uzunyayla'nın elden gidişine, başkalarına yar oluşuna. "Bir kavim gelmiş, Saçları sarı, Giydikleri deri, Yedikleri darı" diye anlatır bizi. Ben de Dadaloğlu divanının yalancısıyım" 103
-"Uzunyayla... bir şifre gibidir. Bir kimliğin gizli ifadesidir... Uzunyaylalı'yız ve ezelden hemşeriyiz" 106
-"Yalnızlığı soğuk bir hançer gibi böğrünüze sapladılarsa. Paylaşacak, paylaşılacak hiçbir şey kalmadıysa... neyi görecek, söyleyecek, yazacak" 124
-"... geniş düzenli bulvarları kasvetli Sovyet mimarisinin eseri ruhsuz binalarıyla, sakin ve dingindi Nalçik" 127
*
18.1.2018
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder