23 Ocak 2018 Salı

YİTİK KULE

2018 ÇEÇEN KÜLTÜR YILLIĞI

EDİTÖR: EROL YILDIR, Aryan Basım, İstanbul


Adına layık bir eser.
Çeçen kültürü, özellikle Türkiye'deki diaspora, açısından önemli bir çalışma.
İçindeki görüşlerin tamamına katılmasam da, kapsayıcı-doyurucu bir içerik.
Güzel resimler.
Kaliteli bir baskı.
*
Güzel bir yayın olmasının ötesinde, çok önemli, çok işlevsel, bir boyutu daha var, bence, bu da,  "bir tür organizasyon" olması!
Pek rastlanmadık bir şekilde, başka yerde pek bir araya gelme imkanı olmayan, birçok görüş bir araya getirilmiş, sanki "bir tür cemiyetler konfederasyonu" oluşturulmuş! Hatta daha fazlası!
Bu yanı da, belki en çok, önemli, bence!
*
Başta editör Erol Yıldır olmak üzere, tüm emeği geçenleri alkışlıyorum.
*
Öğretici.
Öğrendim.
*
Yıllığın önceki sayılarını görmedim, bu, elbette, benim eksikliğim!
Bu sayıyı görmemi ise Atila Doğan sağladı.
Böylesi güzel bir yayını görmemi sağladığı için kendisine çok teşekkür ediyorum.
*
Yıllıktan bazı notlar:
-"İşte o anlarda, değişimin en büyük düşmanının birlikteliklerle dolu çoğul yaşamlar olduğunu kavrarız, tek başınalığımızın oluşturduğu ender bir sevinç içimizi kaplar"-Editör, 7
-"Kanaatim o dur ki, bir kısım Batı dillerine de, pek çok sözcük gibi Dela ifadesi de Vaynah dilinden geçmiştir. Mesela Yunanca da; Des/Dellas, İtalyanca da; Della, Fransızca da Dieu (Diyö) sözcükleri Tanrı anlamındadır./ Bilindiği gibi, Avrupa'nın dil ve kültür kurumlarının oluşmasında, Anadolu ve Kuzey Kafkasya kültür ve uygarlıklarının etkileri büyüktür. Mesela Eski Grek demokrasinin, Roma senatosunun oluşmasında Vaynah göçlerinden etkilenildiği tezi vardır. Hatta, Vaynah mitolojisinde ki Pharmat (Vaynah dilinde, demiri ateşle işleyen/döven, ateş/meş'ale ile ilgili) mitik figürü, Eski Yunan'a Prometheus olarak transfer edilmiş, Çeçenistanda ki, mitoloji de geçen dağın adı, Olimpios'a çevrilmiş, Vaynah mitolojisinde ki devin/kötücül güç (Tanrı değil) simgesinin adı Zeus'a dönüşmüş, Yunan tanrısı olmuştur!../ Sonra Batılı araştırmacıların, Dela'ya; "Baş Tanrı", "Mutlak Kral" anlamını vermeleri de, kendi kültürel bakışlarına göre anlamadır. İlie'nin veya Ela'nın; "Dela"ya evrilerek, Mutlak Tanrı/Mutlak Krallık anlayışının oluştuğu tezi, Yahudilerin teistik inançlarından etkilenildiği izlenimini vermektedir"-Davut Yaşar, 21
-"Bu örneklerin hepsi bir yoldur... Herkes haklı ve doğru yolda olduğunu düşünüyor. Saygıyla herkes kendi yoluna ve Allah cc. hepimize hayır ve güzellik versin diye herkese dua ediyorum./... Ben kendi yolumu anlatmak isterim... Herkesin yoluna ve yordamına da saygı duyuyorum./.../ Temel problem/amaç diaspora olmak değil midir?/ Diaspora ne demek? Bir yerden neşet eden, bir yerden dağılan, bir yerle (daymohk) bağları bulunan... Anladınız, anlatmak istediğimi... Bir yerle ilişkili olmak, yakınlaşmak, tanışmak, ana kitleye yaklaşmak, onun bir parçası, bir uzantısı, bedeninin bir uzvu olmak... Güzel ülkemiz Türkiye'mizle, Daymohk arasında köprü olmak, kardeşlik bağlarını kurmak, güçlendirmek... Her ikisine de kazandırmak, her ikisini de yaşamak. Ancak böyle hayatta ve ayakta kalabiliriz./.../ ** Diasporanın Daymohka yönelik bir politik duruşta; Rusya'ya rağmen... kadar, Rus yanlısı... Bu iki siyasi seçimde çok yönlü riskleri ve zararları olabilecek bir yapıdadır. Bu her iki seçim de; diasporayı ancak bir takım güç odaklarının elinde bir kullanılan materyale dönüştürür. Bunun olmaması için ancak kurumsallaşmış, düsturları belirlenmiş, ciddi bir mefkureye ve örgütlülüğe gerek vardır ve halen böyle bir organizasyon yok./.../ ** Uzun erimde Avrupa da oluşan yeni diasporalarla iletişim ve entegrasyon geleceğe ait atavatanı da etkileyebilecek en büyük kültürel, insani, sosyal ve siyasi güç olabilir. Bu şans Türkiye diasporamız açısından halen kaçmamıştır. Ciddi bir çalışma ile liderlik ve öncüllük bile yakalanabilir. Hem ülkemiz hem de Daymohk için en kazançlı sonuç bu olacaktır"- Yahyahan Güney, 23
-"24.01.1888.../ Elbistan dahilinde... Çardak... olarak adlandırılması" 120
-"09.06.1890.../... Maraş livasının nerelerinde müsait arazi olduğunun bildirilmesi" 123
-"09.09.1896.../ Maraş sancağının Elbistan kazasıyla Göksun nahiyesine iskan edilen Kafkasya muhacirlerine Zeytun Ermenileri tarafından şekavette bulunulduğundan... bildirilmesi" 126
-"01.04.1900.../ Adana'nın Dikilitaş... yerleşen Çeçenlerin... zarar verdiklerine dair karye ahalisinin şikayetleri... gereğinin yapılması./.../... 21.05.1900.../ Adana... Çeçenlerle ilgili şikayetin tahkiki./.../... 28.10.1900.../ Rusya'dan hicret edecek otuzbin hane Çeçen kabilesi" 128
-"11.04.1901.../... Çeçen cihetinden... muhaceret arzusunda bulunacak... hareketlerinden evvel Rusya memuriyeti tarafından Devlet-i aliyye şehbenderlerine malumat verilmesi zımmında Rusya Hükümeti'ne tebligat ifasıyla bunun usul ittihazı" 129
-"05.09.1904.../ Yaveran-ı... El-Müeyyed Paşa'nın Çeçenistan'a gidiş-dönüşü için... harcırah verilmesi./... 22.09.1904.../... El-Müeyyed Paşa'nın maiyetinde Çeçenistan'a gidip-gelen Binbaşı Talib Efendi'ye harcırah verilemeyeceği" 132
-"27.09.1907.../ Adana'da... "Kafkasya" adlı bir gazete neşrine ruhsat isteyen Öskanof Beğzade Avni Mirza hakkında yapılan soruşturmanın temiz çıktığı" 133, 134
-"18.04.1909.../ Adana'da Kafkasya isminde Arapça, Farsça ve Fransızca bir gazete çıkarmak için ruhsat talep eden Maraş'ın Göksun kazası nüfusuna kayıtlı Oskanof Beyzade Avni Mirza hakkında tahkikat yapılması gerektiği" 135
-"27.04.1909.../ Çeçen muhacirlerinin iskanı memuriyetiyle Tuna'ya gönderilen Nusret Paşa ile Vali Mithat Paşa'nın aralarında vuku bulan husumetin Meclis-i Vala'da görülen davası ile ilgili Mahmut Celaleddin Paşa'nın mazbata müsveddesi" 135, 136
-"15.08.1914.../ Maraş'a gelen Çerkes ve Çeçen muhacirlerin mikdarına dair. (Maraş)" 137
-"22.06.1916.../ Çardaklı Müderris Hafız İbrahim Efendinin tayin yazısı. (Maraş Mutarassıflığı)/.../... 27.11.1916.../ Urfa'ya gelen Çeçenlerle Çerkeslerin Maraş'da iskanları kararlaştırıldığından... " 138
-"30.05.1918.../ Eskişehir, Kütahya, Maraş, Adana, Kale-i Sultaniye, Karasi, Karahisar ve Konya'da bulunan Tahtacı, Çeçen ismi verilen yörüklerin durum ve yaşantıları hakkında rapor tanzim edilmesi" 140-Osmanlı Arşivi Kataloglarında Çeçenlerle İlgili Belgeler Listesi'nden
-"Onun bu Gazavata karşı ve silahı bırakma çağrıları... Şamil'in idaresinde Gazavat döneminde (içerisinde pagan kalıntılar barındırdığına inandığı için bidat olarak reddedilen) kadim Çeçen adetlerini ortadan kaldırmaya yönelik emirlerine karşı o güne kadar suskun olan ve hoşnutsuzluk içinde yaşayan Çeçen halkı için Kunta Hacı'nın bu söylemleri "farklı bir islami görüş" olarak büyük ilgi çekmeye başlar./.../ Çeçenler 25 yıl... İmam Şamil'i izlemişlerdi. Gazavat, zaferin gelmesi için Çeçenleri yaşayan son ferde kadar Ruslarla savaşmaya çağırıyordu... savaşların ağır askeri ve ekonomik yükü omuzlarına binmişti. Korkunç düşman ve zamanın en güçlü savaş araçları, bir yandan da Şamil'in şeriatının baskısı, imamlığı temsil eden naib ve resmi din adamlarının soygunu halk kitlelerini dayanılmaz ve içinden çıkılmaz bir durumda ve zorunda bırakmıştı. Çeçenleri mücadeleye çağıran İmam Şamil'in gazavatı savaştan yorulmuş bu halka umutlu bir perspektif sağlamıyordu.../ Bu yıllarda birçok Çeçen ailesi peş peşe silah bırakarak Ruslara bağlılıklarını ilan ederler. Sonunda, Şamil'de 26 Ağustos 1859 tarihinde... Ruslara teslim olur. Şamilin bu teslimiyetine karşı olan silah arkadaşı (ve son nefesine kadar mücadele eden) ünlü Çeçen kahramanı Abrek "Tekgöz" Boysaghar'ın Şamil teslim olmaya giderken arkasından "Şamil.. Şamil.. Ey koca imam.. Dön bir yüzünü göreyim..!" diye haykırdığı ama "Şamilin geri dönmeden esarete yürüdüğünü, çünkü Çeçenlerin asla arkadan vurmayacağını, yüzünü Abreğe dönerse alnına bir kurşun yiyeceğini çok iyi bildiği" hala anlatılan rivayetler arasındadır./.../ Çeçenler... Sayıları 400.000 lerden 120.000 lere kadar düşmüş (bu sayılar tahminidir) önemli ölçüde azalmıştı... yeni aileler... çok büyük bir anlam taşıyordu. Ancak birçok genç sakatlandığı veya yoksul kaldığı için "özgür ruhlu" Çeçen genç kızları onlarla evlenmeye yanaşmıyordu... Kunta Hacı... onları hor görmenin günah... olduğun u vaazlarında dile getirir... Çeçenlerin geleceği konusunda duyduğu endişeleri... Kadirilik toplumsal bir hareket halini aldı"-Erol Yıldır, 152, 153
-"1994... Kültür Bakanlığı... kitabın yayınlanması için başvurarak... olumsuz yanıt aldım... Kitabımın iadesinde, gönderilen inceleme raporunda... "eserde Türkçe olmayan çok kelimenin yer aldığı"... gerekçeler de yer alıyordu"-Erol Yıldır, 181, 182
-"Kültürel çalışmalar... ancak "Basılı hale geldiğinde" bir toplumun en önemli kalıcı tanıtım belgelerini oluştururlar" 208
-"Şimdi anlıyordu ki; Aslında o an, sonradan oluşan ve içine çaresizce sürüklendiği bir sürgün hayatının başlangıcıydı. Artık, doğduğu topraklarda yaşayan yakınlarının nasıl günden güne yok olduğunu görmenin çaresiz acılarını yaşayacak, bazen en yakınlarının bile anlayamayacağı bir yalnızlığın içine düşecek, kaderin yaptığı bir seçimle köklerinden, topraklarından, geçmişinden koparılmış bir sürgün olmanın acımasız farkındalığını tüm iliklerine kadar hissedecekti. O artık sürgün bir ailenin sürgünü unutan neslinden olmayacaktı hiç! Onu bekleyen, günden güne değişen olgunlaşan aidiyet duygularıyla şekillenen bir kimliğin altında... bir sürgünün kanayan bir yara gibi ömrünce yüreğinde taşıyacağı isyanlarla dolu bir gelecekti. Biliyordu ki bazen yüreğinin derinliklerinde hissettiği öz kimliği en fazla saldırıya uğrayan yönü olacak... o öz tüm benliğinde yaşamaya devam edecekti" 209
*
23.1.2018

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder